"Orada bir hayatım işim var ama bunların hiçbiri yağmurdan önemli değil. Bu yüzden tatilimin bitmesiyle İstanbul'a taşınmayı düşünüyorum. Burada kendi evime taşınırsam istediğin zaman Yağmuru görmeye gelirsin." Fıratın kaşları çatılarak ellerimizi ayırdı.
"O da ne demek Dicle? Burada başka bir evde kalmanıza izin veremem. Benim evim büyük benimle yaşayın." Ağzım açık kalmıştı. Fıratla yaşamak acaba nasıl olurdu? Onun olduğu evde uyumak, onun olduğu evde onun kokusuyla sarmalanmak.. Bunların olması için evlenmemiz gerekirdi kaldı ki Fırat benimle evlenmek istemezdi.
"Olmaz Fırat. Ailelerimiz bile evlilik dışı yaşadığımız birlikteliği onaylamadıkları halde yağmur için sessiz kalıyorlarken aynı çatı altında kalmamıza izin vermezler."
"Hayatımı onlara göre yaşamadığımı biliyor olmalısın." Ukalaca konuşmasından nefret ettiğimi daha önce söylemiş miydim?
"Biliyorum ama sende benim insanların gözünde ucuz bir kadın olmak istemediğimi bilmen gerekirdi."
"Ne demek ucuz bir kadın sen benimle o evde kızımın annesi olarak yaşayacaksın."
"Sadece kızının annesi olmak yetmeyebilir. Fırat insanlar konuşur kaldı ki ikimizinde özel hayatı var." Burada demek istediğim o eve fıratın sevgilisi gelirse ben ne yapardım?
"Özel hayat mı?" diyerek sinirlenen Fırata omuz silktim. "Anlarsın işte senin ya da benim arkadaşlarım bence bu hiçte iyi bir fikir değil.." bunları dediğimde amacım onu sinirlendirmekti.
"Sevgilin mi var Dicle?" diyerek önüne dönüp direksiyonunu sıkan Fırata bakakaldım.
"Ha..hayır ama senin olursa diye.."
"Yok" diyerek sözümü kesti. "Öyle birşey olamaz. Ben kızım ve annesinin yaşadığı bir yere kız arkadaşlarımı getirmem merak etme."
Az önce umutla kasılan kalbim Fıratın cümlesini bitirmesiyle üzüntüyle kasıldı. Demek kız arkadaşları olacak ama eve getirmeyecekti ne de düşünceli bir davranıştı. Düşen suratımla kapıyı açtım.
"Her neyse gerçekten geç oldu. Benim de uyumam lazım sonra tekrar konuşuruz." diyerek beni boğan arabadan dışarıya attım kendimi.
Fırattın Yağmuru kucağına alarak arkamdan geldiğini bildiğim için önden yürüyerek kapıyı açıp odama çıktım. Yatağı açarak Yağmuru koymasını bekledim. Yağmurun yatağa yerleştirmesiyle bana dönen bir çift okyanusları görmezden gelerek dolaba ilerledim. Oradan pijamalarımı çıkarırken Fıratın gitmek için harekette bulunmaması dikkatimi çekerek beni ona taraf dönmeye zorladı.
Yağmuru yatırdığı yatakta oturmuş Yağmuru izliyordu. Ona aldırmayarak elimdekilerle beraber banyoya geçtim çıkana kadar gitmiş olurdu elbet.
Banyodan pijamalarımla ve makyajdan arınmış suratımla çıkarken Fıratı yine yatakta oturur vaziyette gördüm. Bu sefer yönünü kapı sesiyle bana çevirdi.
"Yarın işin var saat daha da geç olmadan evine git."
" İstemiyorum" demesiyle gözlerim açıldı.
"Neyi istemiyorsun?"
"Sizden yani Yağmurdan ayrılmayı" diye cümlesini tamamladı.
Sizden demesiyle aptal kalbim hızlı çarpsa da yağmurdan ayrılmak istemediğini belirtmesiyle kendime sövdüm.
"Fırat burada kalamazsın. Burası artık benim evim değil. Annemler sabah seni burada görürse yanlış anlayabilir." Gözlerindeki kızgınlıkla fısıldadı
![](https://img.wattpad.com/cover/223135022-288-k258933.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANFİL KOKULUM & TAMAMLANDI &
Romansa🌷Bıraktığın Kadın, Bulduğun Kadın mı?🌷 "Ben seni çok sevdim Fırat, kendimden çok hem de.. Gözlerinde bana karşı olan bir çok bakış gördüm. Nefret, tiksinti ve aşağılama.. Bunların hepsini görmezlikten gelebilirim ama gözlerindeki hüzünü daha fazla...