Saat dokuz buçuktu. İçeriye adım attığımda herkes ayağa kalkmış beni bekliyordu.
Asi bana sarıldı.
"Kızım neredesin sen ya? Yarım saate kuaför randevumuz var. Şimdi koşunun sırası mıydı?" derken kulağıma fısıldadı. "Sakın anneme çaktırma!" Asiden ayrıldım
"Ben koşudan gelmiyorum Asi" Annem kızgın gözleriyle sordu.
"Neredeydin o zaman Dicle. Bugün nikahın varken nasıl bu kadar sorumsuz davranırsın."
"Ortada sorumluluk gerektiren bir şey kalmadı anne. Fıratla olan nikahımızı iptal ettirdim. Siz de misafirler ile Fırat'ın anne babasına haber verin düğün olmayacak.."
Annem tek bir kelime etmeden en yakın koltuğa kendini bıraktı. Babam sinirle üstüme gelerek kolumu sıktı. Dün Fırat'ın sinirle sıktığı yerle aynı olduğu için hafif bir inilti çıktı dudaklarımdan.
Babam elini hızla üstümden çekti.
"Ne diyorsun Dicle? Sen değil miydin Fırat'la evlenmezsem ölürüm diyen. Şimdi düğün günü düğünü iptal etmekte ne demek. Sen bizi rezil mi edeceksin el aleme!"
"Baba özür dilerim ama ben artık istemiyorum. Fıratı düşündüğüm kadar sevmiyormuşu-m" derken sesim boğazıma takıldı. Bu kelime benim ağzımdan çok zor çıkıyordu. Kendimi zorlayarak cümlemi tamamladım.
"Dicle, kızım bana bak Fırat sana bir şey mi yaptı, kalbini mi kırdı? Söyle hemen babasına söyleyelim Fıratı düğüne getirsin." Gözlerimden yaşlar akarken çatallı sesimle konuştum.
"Hayır baba. Fıratın hiç bir suçu yok. Onun haberi bile yok nikahı iptal ettirdiğimden. Sadece artık onunla evlenmek istemiyorum."
Etrafıma baktım Dicle ile Meriç ağzı açık bana bakarken annem oturduğu koltukta karşıya bakarak ağlıyordu. Annem kafasını kaldırıp benimle göz göze geldi. Fısıltı gibi bir Lütfen çıktı dudaklarımdan. Lütfen beni anla anne.
Annem yerinden kalkarak bana doğru yürüdü. Ne olursa olsun diyerek gözümü kırpmadan annemden gelecek olan tokadı bekledim. Ama annem bana tokat atmak yerine sıkı sıkı sarıldı. Yine anlamıştı işte. Onun desteğine ihtiyacım olduğunu..
"Ağlama artık nikah falan olmayacak. Hadi geç odana biraz uyu kızım" dedi.
Annemin şefkati bana çok iyi gelmişti. Annemin kollarından ayrıldım. Artık takatim kalmamıştı konuşmaya . Robot gibi odama yürümeye başladım. Asi ile Meriç arkamdan gelmeye çalışırken annemin sesini duydum.
"Dicle'yi yalnız bırakın dinlensin ..."
" Ne dinlenmesi Hale! Kızının dediklerini duymuyor musun? Nikahı iptal ettim diyor. Ben bunu nasıl Kemale söylerim."
" Söyleyeceksin Ahmet. Zamanında sana yapma dememe rağmen nasıl kızımı onlara gelin edeceğini söylediysen şimdi de gelinleri olmayacağını söyleyeceksin. Ben kızımı onu sevmeyen birinin gölgesi altında heba olsun diye yetiştirmedim.. "
Annemin bu sözlerinden sonra yürüyerek yarı yola geldiğim merdivenlerden koşarak çıktım. Anne sözü ne kadar da doğruymuş.. Üzülürsün yapma, etme dedi de dinlemedim. Seviyorum sen karışma anne deyip durdum ama bak yine onun sözüne geldim. Fırat tarafından hiçbir zaman sevilmedim. Hep kanayan taraf ben oldum..
Odama geçerek kendimi banyoya attım. Tenimde silinmeye yüz tutan Fıratın kokusundan tamamen arındım. Odaya geçtiğimde annem elinde kahvaltı tepsisi ve ilaçla beni bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANFİL KOKULUM & TAMAMLANDI &
Romansa🌷Bıraktığın Kadın, Bulduğun Kadın mı?🌷 "Ben seni çok sevdim Fırat, kendimden çok hem de.. Gözlerinde bana karşı olan bir çok bakış gördüm. Nefret, tiksinti ve aşağılama.. Bunların hepsini görmezlikten gelebilirim ama gözlerindeki hüzünü daha fazla...