İçeri giren koçla içtiğimiz içkiler anında götümüze kaçmıştı. Ayık olan birkaç kişi diğerlerini toplamak adına sağa sola koşuşturuyordu. Hiçbir şeyden habersiz uyuyan Gökhan'ı dürtüklediklerinde zor da olsa gözünü istemediği bu ortama açmıştı.
Birkaç adım sağımda duran Yamaç'a baktım. Tepkisiz bir yüzle o da bana döndü. Hala kafamız güzeldi ama yaşanan dakikalık ciddiyetlerde az önce ne olduğunu muhtemelen ikimiz de idrak edebiliyorduk.
Koçun yaklaştıkça çatılan kaşları ve sinirli adımları olayı çaktığını belli eder cinstendi. Birkaç ağır sızanlar dışında çoğunluk ayağa kalkmış,koçtan gelecek azarları bekliyorduk. Batuhan'a baktığımda ise koçtan yiyeceği azarlara kendini hazırlamış gibi görünüyordu.
"Bravo," ellerini birbirine çarparak sinirle alkışladı. "Ben size hiç güvenemeyecek miyim?" hepimiz kafamızı eğdiğimizde Batuhan karşısına bakıyordu. Güçlüydü hepimiziden, bir yere kadar.
"Yüzüme bak Batuhan."
Karşıdaki boş duvarda olan gözlerini koça çevirdi.
"Ben seni bu takıma kaptan seçerken sadece başarından, hırsından dolayı seçmedim. Herkese söz geçirebileceğini bildiğim için seçtim. Gözüm kapalı güvenebileceğim nadir kişilerdendin. Hata etmişim. Yarın ilk işim bu kaptanlık işini gözden geçirmek olacak."
Kaptanlıktan bahsederken Gökhan'a bakmasıyla bütün gözler Gökhan ve Batuhan arasında dönüp durmuştu. Herkes az çok anlamıştı. Koçun Batuhan'dan sonra en çok güvendiği, en çok beğendiği oyuncu Gökhan'dı. Muhtemelen kaptanlığı Gökhan'a verecekti.
İçimden hocanın karşısında kimse ağzını açamıyor diye düşünürken beklenen kişiden ses yükseldi.
"Hocam yapmayın. Sadece Batu'nun suç-"
"Hala utanmadan konuşabiliyorsunuz ağzınızdaki 200 metre öteden gelen alkol kokusuyla."
Yamaç'ın karşılığıyla az da olsa sakinleşen koç tekrar köpürmüştü.
"Ben sorumluluğu en güvendiğim adama devrettim, tabi ki tüm suç onda. Başınıza bir iş gelseydi ne yapacaktım ben. Bak hala yerde sızmış arkadaşlarınız var. Ailelerine nasıl hesap vereceğim ? Neyse bu bana iyi bir ders oldu anlamış oldum size güvenilmeyeceğini."
Koçun azar konuşması bittiğinde çadırlara geçmemiz için kapıda bizi bekliyordu. Sızmış arkadaşlarımızı kolumuzun altına alıp koçun yanına yanaştık. Bizim de kafamız çok iyi sayılmazdı. Ayık ve sarhoş olmayan Gökhan, Enes, Batuhan ve Serkan vardı.
Çadırlarımıza gitmek için kapıdan çıkacağımız sırada koç bizi durdurdu.
"Berk, gel bakayım yanıma."
Muhtemelen içkinin kokusu gitmesin diye ağzını kapatıp adeta kekeleyerek konuştu.
"E-efendim hocam."
"Arası iyi olmayan birileri vardı bu takımda. Kimler anlaşamıyordu söyle bakalım bana."
Arkadan Ömer'in yaptığı sus hareketlerine omuz silken Berk anında konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıkı Düşman || bxb
Short Story"ne dostluğu hocam,bizden olsa olsa düşman olur." ASKIDA !! SINAVDAN SONRA DEVAM EDECEĞİM (çok özür dilerimm)