R

11.4K 755 621
                                    

perşembe-2gün sonra

Ödevi teslim edeli birkaç gün olmuştu. Yamaç,sandığımdan daha iyi olan ingilizcesiyle şaşırtmıştı beni. Bu sayede dil okuduğunu öğrenmiştim. O an anlamıştım,aslında birbirimizi hiç tanımıyorduk. Gerçi tanımak istiyor muyduk meçhul.

Tanımamak derken,aslında lisenin başından beri aynı okul takımındaydık. Başlarda tabi ki aramız böyle değildi. Sıradan takım arkadaşlarıydık. Geçen yılın sonuna doğru ise aramızdaki takım arkadaşı bağını,bir üst seviyeye birbirimizden nefret ederek taşımıştık.

Ben onun hakkında, ona kıyasla daha az şey biliyordum. Adam evime kadar gelmişti. Evimi hatta ailemi biliyordu en önemlisi. Benim onun hakkında en iyi bildiğim şeyse basketbola değer verdiği ha birde kişiliksiz olduğuydu.

Aşırı tuhaf bir gündü bize geldikleri gün. Gökhan'a anlattığım zaman o da benden hallice şok olmuştu.Ufak atışmalar hariç aramızda pek bir sorun olmamıştı. Ufak atışmalarda normalde olanların yanında devede kulaktı tabi.

Yine de bir gün boyunca kavga etmememiz tabi ki ona ısınmama ya da ona karşı hissettiğim antipatinin azalmasına neden olmamıştı. Sonuçta o benim gözümde aynı şerefsiz Yamaç, bende onun gözünde aynı ibne Gökay'dım.

Ve bugün çok sevgili ingilizce hocamızla son dersimizdi. Elinde laptopu ve sunum kağıtlarıyla içeriye girdiğinde anlaşılmıştı performanslara bakacağı. İşte en sevdiğim hoca türüydü. Sınavları ya da performansları derste okuyan hoca. Son dersimiz olması üzücüydü.

"Evet gençler performanslarınızın flashta olan kısmını inceledim,sunumlarınızı da inceleyip puanlarınızı belirleyeceğim bugün. Adını okuduklarımı çağırıp, yaptığınız yanlışları söylerim. Zaten ders iki saat yavaş yavaş yaparız."

İki dersin de boş olacağını anladığım sıra da telefonumu almak için elimi cebime attım. Telefonumdan internetimin kalan son damlalarıyla Shadow Hunters'ın 3.sezonuna başlamaya karar verdim.

Arama butonuna girdiğim sırada,yanımda oluşan hareketlilikle kafamı çevirdim. İrem'in gülümseyerek yanıma oturmasıyla gelmeyen sıra arkadaşıma sövgülerimi yolladım.

"Ayy çok heyecanlıyım Gökay umarım iyi bir sonuç alırız."

Gereğinden fazla samimiyet kurmuştuk sanırım. Yamaç gibi o da tuhaf bir enerji yayıyordu bana. Özellikle son elimi tutma saçmalığından  sonra..Yamaç'ın sevgilisi olduğu için ön yargıyla yaklaşmak istemiyordum hatta nedense iyi birisi olduğunu düşünmeye çalışıyordum.

Acaba gay olduğumu biliyor muydu ? Aynı sınıfaydık bilmemesine imkan yoktu sanırım. Yoksa o da mı Yamaç gibi gay olmanın ne anlama geldiğini bilmiyordu. Belki de ben abartmıştım sadece elimi tutmuştu ve bir anlık olduğunu söylemişti.

Ayrıca bazen saçma salak konuşuyordu. Zıt kutuplar birbirini çekermiş falan. Ne mantıksız bir fizik kuralıydı.Aslında bir açıdan doğruydu,birbirimizi kavgaya doğru çekiyorduk.

Söylediği zamanı hatırladıkça içimden istemsizce anın saçmalığına gülüyordum. İrem'den çıkan kelimeler üçümüz arasında sessiz ve uzun bir bakışmaya sebep olmuştu. Sonra Yamaç'la ikimiz aynı anda kahkahayı patlatmıştık.

Biraz saf bir kızdı sanırım ya da tam tersi sinsi. Çözememiştim. Ne onu ne de sevgilisini. Çabalamayı da uzun zaman önce bırakmıştım zaten.

Sıkı Düşman || bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin