Okulda İlk Gün

169 21 46
                                    

Magnus:Trenden indikten sonra karşımızda duran okula baka kalmıştım. Gerçekten çok büyük ve büyüleyiciydi.

Bina başkanları dönem açılışı için bizi götütmeye gelmişti. Maia'a sarılıp ondan ayrıldım ve Alec'in elini tutarak bina başkanını takip etmeye başladık.

Büyükçe bir salona gelmiştik. Masalarda öğrenciler oturuyordu ve masalar birbirinden oldukça uzaktı. Duyduğuma göre bir çok grup birbirleri ile anlaşamazdı. Hepsi kendini diğerlerinden üstün görüyordu. Hatta bu yüzden çıkan savaşları okumuştum.

Alec ile kendi bina bölümümüzün masasına oturduk ve beklemeye başladık. Elimi hiç bırakmıyordu. Ve bu benim çok hoşuma gidiyordu. İnsanların bize merakla bakan gözleri biraz utandırsa da alışmaya çalışıyordum.

Okul müdürü Hodge konuşma yapmak için belirlenen bölgeye gelmişti. Kendisi oldukça genç görünüyordu. Daha yaşlı ve daha sakallı birini bekliyordum. Tamam artık Harry Potter temasından çıkmam gerek.

İleride ki masada Maia ve bu sabah tanıştığımız çocuğu görmüştüm. Adı neydi? Evet Louis. Maia ile birlikte birşeyler konuşuyorlardı.

Müdür konuşmasını bitirdi ve herkes önündeki yemekleri yemeye başlamıştı. Alec elimi artık bırakmış ve yemeğini yiyordu. Bazen yemek yemeyi benden daha çok sevdiğini düşünüyordum. Yemek yerken o kadar tatlı oluyordu ki...

Yemeklerden sonra herkes binalarına gitmek için hazırlandı. Büyücüler uyarılara rağmen portal açıp hızla içine giriyorlardı. Neden yasak olduğunu anlamamıştım. Böyle bir gücümüz varsa neden kullanmayalım ki?

Bina başkanı yanımıza gelip birşeyler konuştu. Ben o sırada Alec ile meşguldüm. Benimle uğraşmayı çok seviyordu. Benimle uğraşmasını bende seviyordum.

Bina başkanı portal açmıştı ve yeniler sırayla içine giriyordu. Sanırım onu dinlemeliydik. Umarım arafta kalmayız diye düşünüyordum ki Alec ileride ki bir çocuğa ne düşüneceğimizi sormuştu bile.

Benim zeki sevgilim ben burda paranoyak düşüncelerde boğulurken o çözümü bulmuştu. Bir dakika. Yanımızda ki kıza neden sormamıştı ki? Ağzımı tam açıyordum ki Alec elimi tutup beni portala çekmişti. Bu konu burda kapanmadı Alexander.

Geniş bir koridora gelmiştik. İçimden odalar lütfen iki kişilik olsun diye geçirirken hepimize ait bir oda olduğunu öğrenmiştim. Bu beni oldukça üzmüştü. Odalarımıza eşyalarımız bile önceden yerleştirilmişti.

Alexander bana en uzak odadaydı. Yok artık neden bizi bi o uca bi bu uca yerleştirdiler ki. Bina başkanı odalarımıza girmemizi söylediğinde Alec'e veda ettim ve odama girdim.

Oda oldukça küçük ama sevimli bir odaydı. Odada yatak, gardırop, çalışma masası, kitaplık ve iksir şişelerinin olduğu bir dolap vardı.

Üstümü büyüyle değiştirdim ve yatağıma uzandım. Sanırım sonunda istediğim hayatı bulmuştum. Sabah ilk dersimizi görecektik. Çoğu şeyi zaten kitaplardan öğrenmiştik. Burada ne görecektik bilmiyordum.

Kolumdaki izin kaşındığını fark ettim. Bu izin anlamını hala bulamamıştım ve babam neden bunu gizliyordu onuda bilmiyordum. Okulda kimseye gösterme dedi ama nasıl yapcaktım bunu bilmiyordum.

Belkide okulun kütüphanesinde bu izle ilgili bilgi bulabilirdim. Yarın müsait bir zamanda gitsem iyi olacak sanırım. Ama şimdi güzel bir uyku çekmeliyim. Sabah Alexander'ı görmek için sabırsızlanıyorum. Işığı kapattıktan sonra düşüncelere daldım ve uyuya kaldım.

Down World Waterfall (Malec) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin