Saldırı

230 28 84
                                    

Elinde kahvaltı tepsisiyle Jonathan da masaya gelmişti. Izzy'nin yanına oturmuştu. Alec Jonathan'a bir süre dik dik baktıktan sonra Magnus'a geri döndü.

Alec Magnus'ın yemek yemesi için elini geri çekti ve ona kocaman gülümsedi. Magnusta gülümseyip yemeğini yemeye devam etti.

Alec yemek yemekten daha çok Magnus'ı seyrediyor gibi görünüyordu. Bunu fark eden sadece Magnus değildi. Magnus'ın karşısında duran Maia Magnus'a sürekli göz kırpıp garip işaretler yapıyordu.

Bi anda duydukları patlama sesiyle hepsi arkalarına döndü. Kapının ardında yaklaşık on tane garip yaratıklar vardı.

Herkes ürkerek onlara bakarken geri geri çekilmeye başladılar. Lorenzo ve Asmodeus patlama sesini duyup kütüphaneden hızla çıktılar.

Şaşkınca baktıktan sonra hızla yaratıkların üstüne doğru koşmaya başladılar. Ve karşılarındaki yaratıklara saldırmaya başladılar.

Bir yandan da yardım etmeleri için bağırıyorlardı. Kimse ne yapacağını doğru düzgün bilmiyordu. Alec ve Izzy yılanlarını ortaya çıkardı.

Alec ok haline Izzy ise düz hale getirmişti. Ve onlara doğru gelen çirkin yaratıklarla savaşmaya başladılar.

Magnus ve Jonathan da büyüleriyle saldırmaya çalışıyolardı. Clary ve Jace melek kılıçlarıyla savaşmaya çalışıyordu. Raphael ve simon hızlarıyla saldırmayı deniyordu.

Maia dönüşmeye çalışırken Jordan çoktan dönüşüp iblisin üstüne atlamıştı. İblis üstüne doğru gelen Jordan'nın kalbine kolunu sokarak kalbini deşmişti.

İblisler Raphael ve Simon'ı da yaralamıştı. Magnus için herşey yavaşlamıştı sanki. Tüm sesler birbirine karışmıştı. Etrafında olanlara bakakaldı. Daha sonra kolundaki izin parladığını gördü.

Yerde de tekrar siyah çizgiler belirmeye başlamıştı. Bir toz bulutu gibi Magnus'ın etrafına sarıldılar. Magnus ellerini açarak, kontrolsüzce garip şekiller yapmaya başladı. Büyü iblisleri çevreledi ve onları karartarak küle dönüştürdü.

Küller yere döküldü ve Jorda'nın bedeni de yere savruldu. Sonrasında siyah bulut ortadan yok oldu. Ve izin belirginliği ve yerdeki çizgiler tekrardan yok oldu. İz eskisi gibi yine soluktu. O esnada Maia hızla Jordan'nın yanına koşmuştu.

Kimisi yaralılarla ilgilenirken Magnus ellerine bakıyordu. Bunu yaptığı için sevinmeli mi bilmiyordu içinde kötü bir his vardı. Bunları düşünürken Maia'nın ağlama sesleriyle kendine geldi ve yanına koştu. Asmodeus ve Lorenzo ona büyü yapmaya çalışıyordu.

Maia babasına onu yaşatması için yalvarıyordu. Ama herşey için çok geçti. Jordan aralarından ayrılmıştı. Lorenzo Maia'a sarılıyordu.

Magnusta yanına gidip ona sarılarak ağlamaya başladı. Asmodeus Raphael ve Simon'ın yanına gitmişti. Yaralarının iyileşmesi için kana ihtiyaç vardı.

Ama nephilim kanının gücünün daha etkili olduğunu söyleyerek Jace ve Clary'i çağırdı. Raphael ve Simon istemeyerekte olsa çektikleri acıdan dolayı bu teklifi kabul ettiler.

Simon Jace'i Raphael de Clary'nin kolunu ısırarak kanını emmeye başladı. Bir süre sonra bırakmadıkları için Asmodeus zorla büyü kullanarak bıraktırdı. Jace ve Clary iritzesini aktive edip kollarını düzelttiler. Ama kanlarındaki vampir zehrinden haberleri yoktu.

Jordanı öldürme planım yoktu. Bu bölümü baya önceden yazmıştım. Belki bir şeylere sinirlenmişimdir yaşadıklarımdan o yüzden buraya yansıtmışımdır. Bi bildiğim vardır büyük ihtimalle ama şuan hatırlamıyorum o yüzden ilerde belki yeni bir karakter eklerim Maia'a eş olması için bilemiyorum şuan. Clary'i öldürsem ne olur ki acaba bunu düşünücem dşfmspdöspsl

Down World Waterfall (Malec) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin