Bilinmezlik ne zoruydu arada kalmışlık hissi.. En çok da geç kalmışlık hissi..
Ben kendimi geç kalmış hissediyordum..Anne...
Duyduğum sesle kafamı yerden kaldırdım kalbim o kadar hızlı atıyordu ki gördüğüm yer sadece boşluktu..
Kızım ormana doğru koşarken içimde kabaran öfke ile ona doğru gittim ve kucağıma aldım ağlamaya başladı bu defa..
"Anne orada" diyip duruyordu
Onu yere indirdim ve karşıma alıp onunla konuşmaya başladım
"Yok anladın mı annen yok gelmeyecek anne deme artık ne olur deme"Alt dudağı titremeye başladı deniz mavisi gözlerini doldurdu hemen içim acıyordu onu böyle görmek içimi yakıyordu.. Yanmaya o kadar alışmıştım ki artık yanmıyordum artık ateşin kaynağıydım sanki..
Derin bir nefes aldım onun boyuna indim.
"Bak güzel kızım annen gelmeyecek tamam mı? Bunu bilecek kadar büyüdün artık yapma böyle"Kafasını eğdi ve yavaş yavaş salladı az önceki heyecanından eser kalmamıştı onun bazı hallerini ona o kadar benzetiyordum ki işte böyle zamanlarda ne yapacağımı bilemez oluyordum onu anlamıyordum onun bana değil annesine ihtiyacı vardı o gece onun yerinde ben ölmeliydim burada olması gereken oydu ben değil ben burayı ve Hope'u haketmiyordum..
Hope'u eve bıraktım üzgündü o da onun o minik kalbini kırmıştım bunu biliyordum bu daha lanet bir histi.. Onun gönlünü almam gerektiğinin farkındaydım ama önce kendimi toplamalıydım..
Ahh Arya bizi nasıl bıraktın sevgilim..
Yine ormanın derinliklerine geldim tam dünya ya karşı yere çöktüm ve izlemeye başladım..
O her anne dediğinde duymanı o kadar isterdim ki.. O çok küçük ve ben onu anlamıyorum, onu çok seviyorum ama onu mutlu edemiyordum sana ihtiyacım var en çok sana ihtiyacım vardı..
O sırada arkada bir çıtırtı sesi geldi..
Kim var orada?
Ses yoktu..
Kendi kendime duyduğumu düşündüm önce ama sonra aynı sesi tekrar duydum sonra ağaçların arasında bir karartı gördüm ve koşmaya başladım o önde ben arkada koşuyorduk o kadar hızlıydı ki..
"Dur!" diye bağırdım arkasından..
Daha da hızlandı tam o sırada ayağı takıldı ve ona yetiştim olduğum gibi kendimi onun üzerine attım.
Yerde yuvarlandık kısa bir süre sonra son ben üste o altta durduk yüzünü görmek için ona baktım..
Gördüğüm şeyle kalakaldım.
Şaşkınlığımdan yararlanıp beni üstünden attı ve kaçmaya çalıştı ona sarıldım ve bırakmadım..
"Bırak!" diye bağırdı..
Ahhh kalbim..
O ses..
O göz..
O muydu gerçekten?
Kollarımda mıydı şuan?
Yoksa her gece gördüğüm rüyalardan mıydı yaşadığım..
"Dokunma bana bırak" diye bağırıyordu..
"Arya! Sen misin?"
Dedim sesim titredi bedeni oydu gözler oydu aynı saç kokusuna sahipti aynı mavi gözlerdi bunlar ama bana bir yabancı gibi bakıyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI
Science Fictionİstanbul'da yaşayan bir kız bir geçitten geçerek 1750 yıllında İskoçya'da gözlerini açar burada başına bir çok olay gelir ve bir adamla tanışır bu adamla ilk defa karşı karşıya geliyordu ama mistik güçler onları çoktan birbirlerine bağlamıştı.. Hiç...