İstanbul'da yaşayan bir kız bir geçitten geçerek 1750 yıllında İskoçya'da gözlerini açar burada başına bir çok olay gelir ve bir adamla tanışır bu adamla ilk defa karşı karşıya geliyordu ama mistik güçler onları çoktan birbirlerine bağlamıştı..
Hiç...
Sevdiğim adama sarılırken acıyı bekledim sonra yüksek bir ses ve bağırışlar olmaya başladı ateş büyümüştü etrafı göremiyordum Barın yarı baygın haldeydi dumandan zehirleniyor olmalıydı bu durum beni daha çok endişelendiriyordu..
O an bileğimde bir el hissettim kafamı kaldırdığında Gölge olduğunu fark ettim.
"Hadi gidiyoruz!"dedi Barın'ın ellerini çözdü ve onu taşımaya başladı ateş büyümüş arkada arbede çıkmıştı iki klan arasında kılıçlar konuşuyordu kanlar dökülüyordu..
Biz yanan platformdan atlarken platform çöktü bir kaç saniye ile kurtulmuşruk temiz hava çiğerlerime dolarken öksürmeye başladım. Yanan ateşe baktım gözlerimi alamadım ateşten..
"Hadi Arya! Kalk!" Diye bağırdı Gölge gözüm Barın'a kaydı kötü görünüyordu onun yerine acı çekmeyi istedim o an..
Keşke hissettiği acıyı bende hissetebilseydim.
Tam ayağa kalkıyordum ki kolumda bir el hissettim..
Bu Barın'ın evlendiği kızdan başkası değildi ve onun kim olduğunu çok iyi biliyordum..
Kafamı Gölge'ye çevirdim" götür onu buradan hemen " dedim..
Bu kadın normal bir insan değildi onunla görmem gereken bir hesabım vardı..
Gücümü zar zor toplayıp ayağa kalktım Barın buradan gidiyordu onun uzaklaştığını görünce içim bir nebze rahatlamıştı..
Şimdi karşımda duran insan kılığına girmiş bu kadınla hesaplaşabilirdim..
"Sen!"dedi bana bakarken o an gözlerinin rengi kırmızıya döndüğünü gördüm..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kaos o kadar arttı ki biraz daha sakin bir yere geldik şimdi..
"Kim olduğunu biliyorum!"
" Bilmek istemezsin!" dedi bana gözleri bedenimi inceliyordu yüzünde iğrenç bir gülümseme vardı kanımın kaynadığını hissettim.
Avucumda ki mavi ateşimi çağırdım avucumda beliren ateşi kontrol altına aldım o sıra da onun avucunda duran kırmızı ateş dikkati çekti..
O an benden hızlı davranarak elindeki top şekline getirdiği ateşi bana fırlattı..
Acıyla yere düşerken kafamı kaldırdım ve ona baktım canım yanmıştı ve bu beni daha da sinirlendirmişti..
"Önce senin sonra onu ölüşünü izleyeceğim!"
"Asla izin vermem!"
Elimi toprağa bastırdım ve ona doğru bir ateş çıkardım ateş büyüdü ve onu etkisi altına altı..
Ama bu onu etkilemedi.
"Yaptığın sadece bu mu? Hakkında çok şey duymuştum oysa ki!"
