9.BÖLÜM

293 194 133
                                    

Gölgene bak, beni anlamak istiyorsan; O kadar yakın ama sana asla dokunamayan.

Ghostly Kisses- Where Do Lovers Go?

**

Merve:

Tüm organlarım kendi sorumluluğunu yapmayı bırakmış, yavaş yavaş ruhumu teslim etmek için hazırlanıyordu sanki. İçimde oluşan heyecanımı çığlık çığlığa anlatmak istiyordum tüm dünyaya. Boğazıma düğümlenen yumrunun adı ilk defa hüzün değildi; heyecandı, umuttu, mutluluktu.

Ellerimi birbirine kenetleyip Oğulcan'a baktım ve istemsizce gülümsedim.

"Ben," dedim. "Yani nasıl yapmalıyım, ne yapmalıyım inan bilmiyorum."  deyip gülümsedim ve titreyen ellerimi sanki mümkünmüşçesine daha fazla kenetlendim birbirine. Oğulcan, bana kısa bir bakış atıp gülümsedi ve elindeki okuma kitabının kapağını kapatıp geri rafa koydu.

Yavaş adımlarla yanıma gelip koltuğa oturdu ve kafasını geriye attı. Bedenimi ona doğru döndürdüm ve sanki ağzından çıkacak tek kelime hayatımda yeşerecek çiçeklerin habercisi olacakmış gibi ona baktım. Başını belli belirsiz iki yana salladı ve acı bir şekilde gülümsedi. Gülümseyişi mıh gibi beynime saplandı.

Duraksadım.

"Ne oldu?" diye sordum sakin olmaya çalışarak. "Bir sorun mu var?"

Oğulcan, hafifçe başını bana doğru çevirdi ve kaşlarını havaya kaldırdı. Hafifçe yutkundu. Adem elması, sahile vuran hırçın dalgalar misali gitti, geldi.

Bana asırlar gibi gelen belli bir sürenin ardından oturuşunu dikleştirdi. Beden dili, sanki çok mühim bir konuşma yapacak gibi kendini hazırlamıştı.

"Sorun yok aslında." diye başladı sözlerine. Erkeksi sesi biraz daha kalınlaşmış gibiydi.

"Aslında?" diye sordum tek kaşımı kaldırarak. "Oğulcan, artık şu dilinin ucundaki cümleleri benimle paylaşır mısın?" dedim sabırsızca.

"Merve, acının ailen olması çok daha tuzluyor yaranı, farkındayım. Eğer acını biraz da olsa dindirecek her ne kadar ilaç varsa önüne serip iyi olmanı isterim. Sadece sen değil, bu konuda acısı olan düşmanıma dahi bunu yaparım." dedi. Daha sonra derin bir nefes aldı. Sanki kelimelerini kendi içinde seçiyor gibiydi. Doğru kelimeyi bulup, yavaşça işliyordu beynime.
"Çünkü bende aynı yaraya sahibim." dedi fısıldar şekilde. Bu cümlesi beni şaşırtmıştı. İstemsizce kaşlarımı çattım ve sertçe yutkundum. Bana hiçbir zaman kendisinden bahsetmemişti. Onun hayatıyla ilgili zerre bilgim yoktu.

"Dinlemek istiyorum." dedim kendimden emin sesimle. Çünkü benim hayatıma gün geçtikçe hakim oluyordu ve ben onun yalnızca adını ve soyadını biliyordum.

"Buna hazır değilim, şimdilik." dedi. Bir an omuzlarının çöktüğünü gördüm fakat o bunu hemen toparlamış, geniş omuzlarını dikmişti.

"Aileni bulmak için elimden geleni yapacağım. Bu işin içine kesinlikle seni sokmadan yapacağım. Son ana kadar kesinlikle bu mevzuya girmeyeceksin." dedi ve dirseğini koltuğun ucuna yerleştirip alnına düşen saçlarını karıştırdı.

"Bana yalnızca adresini bulman yeterli, Oğulcan. Devamı benim ailevi mevzum."

"Bu Dünya işin fazla masumsun." dedi durduk yere. Kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Kehribar gözleri fazlasıyla parlaktı. "Bu mevzunun sadece ailevi olduğunu sanmıyorum." dedi düşünceli bir ses tonuyla.

ONSRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin