7.BÖLÜM

274 205 86
                                    

'Benim okumaktan kaçındığım her satırda sen yazılısın.'

Milena'ya Mektuplar - Fransız Kafka

NF- Oh Lord

***

"Çocuk yurdunda dayak skandalı!"

Telefonun ekranına daha dikkatli bakıp gazetede yazılanları okumaya çalıştım fakat görünmüyordu. Kaşlarımı çatıp telefonun ekranını kapattım ve yatağın diğer ucuna fırlatıp kafamı geriye yasladım. Olaylar bir sarmal gibiydi ve hepsi birbirine aitti sanki. Ne olduğunu çözemiyordum. Şartlar eşit değildi, oyuncular ve oynanılan oyun belli değildi. Ben bunca şeye karşılık kuşanmış, olacakları bekliyordum sanki. Sanırım MİT ile tekrar birlik olmalıydım.

Az önce okuduğum başlığı fısıldadım kendi kendime. Çok önceye ait bir gazete olduğunu varsayarsak, yüksek ihtimalle Merve'nin esirgeme kurulunda bulunduğu bir döneme ait bir gazete olabilirdi. Aklımda bir çok soru vardı; Merve neden gazeteyi hala saklıyor ve ne yapmaya çalışıyordu?

Telefonuma gelen mesaj sesiyle derin bir nefes verip yerimde dikleştim ve telefonu fırlattığım yerden aldım. Bilmediğim bir numara mesaj atmıştı.

'Yarın saat 13.00'da, Ali Erten ile bir görüşme olacaktır.  Merve Hanım'da görüşmeye katılacaktır. Bu görüşme, Babil restorantında gerçekleşecektir. Fuat babanın ekibinden yalnızca beş kişi görevlendirilmiştir.  Gizli bir görüşme olacağı için, görevlendirilen beş kişi hariç Fuat babanın adamlarından kimse bilmeyecektir.
Bu bir toplu mesajdır, saygılar.'

Kafamı geriye yaslayıp derin bir nefes aldım. Sanırım yavaş yavaş oyuna başlıyorduk. Yatağa tekrar uzanıp tavana baktım uzun süre. Daha sonra telefonun ekran kilidini açıp sohbet uygulamasına girdim. Arama butonuna Merve'nin ismini yazdım ve kararsızca profilini açtım.  Sanırım sonbaharda çektiği bir fotoğraftı. Evinin bahçesinde, yanında bir köpekle gülümseyen bir poz vermişti. Uzun süre baktım fotoğrafına, kabul etmek gerekirse çok güzel bir kızdı.

Geriye çıktığımda çevrimiçi olduğunu gördüm. Telefonu dizime koyup masama uzandım ve sigara pektimden bir dal çıkartıp çakmağımı aldım.

"Izdırabını." diye mırıldandım kendi kendime ve geriye çekilip sigarayı kurumuş dudaklarıma yerleştirdim.

Hala çevrimiçiydi.

"Kimle konuşuyor bu kız." dedim kendi kendime. Beni ne kadar ilgilendiriyordu ki bu?
Kendi kendime savaş veriyordum sanki. Bir süre daha çevrimiçiliğini izledikten sonra sinirle ekranı kapatıp komidinin üstüne koydum telefonu ve zehiri içime çektim.
Yarın hiçbir şeyi kaçırmamam gerekiyordu. Omuzlarıma yüklenen sorumluluğun ağırlığına lanet okudum bir aylığına. Daha sonra geçmişte yaptığım ukalalıklar aklıma geldi. Eğer o vakit sorumluluğumu bilseydim şu an buralarda olmayacaktım belki de. Hoş, hala bir şeylerden kaçıyordum.

Sigaranın son yudumumu da iştahla içime çektikten sonra küllüğü elime alıp sigaranın ucunu küllüğe bastırdım ve ezilişini izledim. Çoğu şey bize hayatımızın gerçeklerini gösteriyordu, tıpkı sigaranın şu anki kendi kendini yok edişi gibi. İyiki filozof değildim.

Işığı kapatıp yatağımda uzandım ve ince battaniyeyi üstüme çektim. Uzun uzun düşündüm bugün olanları.

Merve, ah Merve!

ONSRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin