Asansör

316 6 0
                                    

Benim adım Gary. Doğaüstü şeylere karşı olan zaafım, beni bu musibete bulaştırdı. Bundan kurtulacağımı hiç sanmıyorum ve birinin bu günlüğü bulma ihtimalinin sıfıra yakın olduğunu bilmeme rağmen bunu yazmak zorundayım. Her şey internette gördüğüm lanet bir oyun ile başladı. Bu oyunun adı Altdünya Asansörü. Siteye göre bunu on katlı bir binada oynarsam Altdünya diye bir yere gidecekmişim. Bu oyunu oynamak bana çok eğlenceli bir fikir gibi gelmişti. Haftasonunu hevesle bekliyordum.

Günler çabuk geçti ve sonunda bir Cumartesi sabahı uyandım. Yapmam gerekenleri telefonuma yazmıştım. Şehirdeki 10 katlı bir alışveriş merkezinin asansörüne büyük bir heves ile girdim. Sitede yazana göre ilk önce 4. kata basmam gerekiyordu. Asansör ikinci kata çıktığında yazdığı gibi dur tuşuna bastım ve 6. kata bastım. 6. kata ulaştığımda 1. kata, sonra 7. kata bastım. 5. katta asansör durdu ve bir kadın asansöre bindi. Kadın bana döndü ve "Merhaba" dedi. Ona dönüp "Merhaba" diyecektim ki taalimatlarda bir not gördüm. "5. katta asansör durursa ve içeriye bir kadın girerse, ona bakmayın, onunla konuşmayın. O sandığınız şey değil."

Son derece korkmuştum. Hiçbir şey yapmadan telefon ekranına bakakaldım. donmuş gibiydim. Kadın bir süre sonra önüne döndü. Korkudan titriyor, ne yapacağımı bilmiyordum. Son taalimat olarak 10. kata çıktım. Kapı açıldığında asansördeki kadın yok olmuştu. Korku içinde asansörden çıktım. Her şey normal görünüyordu ve hiçbir şeyde "Altdünya" havası yoktu. Ama camdan dışarı baktığımda her şey değişti. Dışarısı tamamen kırmızı idi. Yer görünmüyor, her şeyi kaplayan kızıl bir sis sadece bir şeyi gösteriyordu. Dışarıda kocaman bir çarmıh vardı ve birisi ona gerilmişti. Adamın her yeri kan içerisindeydi. Arkamdan bir ses geldi: "Altdünyayı beğendin mi?" bu bir kadın sesiydi. Hemen arkama döndüğümde yüzü bozulmuş,yanmış yada erimiş, bir kadın gördüm. Beni pencereden itti. 10. kattan aşağıya düşerken bu cehennemin dibinde öleceğime üzülüyordum.

Gözlerimi açtığımda çocukluk evimdeydim. Annem ve babam yatağın iki tarafında bana bakıyorlardı. Annem alnımı okşadı ve: "Her şey iyileşecek evladım... Uyu..." Annemin neredeyse beni hipnotize eden sesini dinlerken söylediğini yapmak istedim. Tamamen uyuşmuştum. Son kuvvetimle açık tuttuğum gözlerimde kapanıyordu ki bir şeyi farkettim. Odamın duvarındaki takvimde 28 Ocak 1998 yazıyordu. Fakat annem, 26 Ocak 1998 de bir araba kazası sonucu ölmüştü."Hayır!" diye bağırdım ve ayağa kalkmaya çalıştım. Annem gibi görünen bu yaratık beni alnımdan itiyordu ve kalkmamı engelliyordu. Babama döndü ve "Oğlumuz çok üşümüş... Onu biraz ısıtmalısın." dedi. Babam ayağının altındaki sıcak su dolu kovayı aldı ve üstüme döktü. Hayatımdaki en büyük acı bunun yanında bir kıymık batması kalırdı. Çığlıklar atarken yatağımın yanında duran altıpatlar tabancayı gördüm. Canımı kurtarmak için silaha doğru atladım ve ailem gibi görünen bu adi yaratıklara ateş ettim. Fakat kurşunlar onlara değmemiş, hatta ben ateş edemeden kaybolmuşlardı. Odanın kapısını gardrop ile kapattım ve çekmecede bu günlüğü buldum. Şimdi birisi veya birileri kapıya şiddetle vuruyor. Ne kadar dayanacak bilmiyorum. Eğer bunu bulur ya da okursanız, sakın ama sakın bu oyunu oyna--

Korku HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin