10 ve son.

112 9 31
                                    

James; sorgu odasında kıvranırken.

"Anlamıyorsunuz! Salim paşa diyorum! Onunla görüşmem lazım diyorum! Salim paşa tanır beni."

"Salim Paşa'yı nereden biliyorsun lan? Bak bu ismi bilmen çok şüpheli."

"Anlamıyorsunuz! Ben onu değil, o beni tanıyor!"

"O seni tabi tanıyor lan düngül! Salim paşa kim sen kim? İdama kadar kimseyle görüşmek yok!"

"Yaktın beni Salim paşa!"

.

Cevdet Paşa Mehemmet'in mezarın başındayken, onu ağaçların ardından dinleyen Mehemmet.

"...Biliyorsun... Görev... Salim bey... Cenabet..."

"Ne diyor bu adam? Buradan da hiçbir şey anlaşılmıyor ki. Neden bu kadar uzun konuştu acaba? Yoksa bana unuttuğum bir borcu var da haberim mi yok? Bak sen! O zaman biraz daha yaklaşmalıyım..."

.

Odasında dudaklarına kırmızı ruj süren Johanna.

"Ah hanımefendi sizi ilk defa kırmızı sürerken görüyorum. Yoksa şu misafiriniz ottoman yüzünden mi?"

"Kim kimin yüzünden kırmızı sürüyormuş canım? Denemek istedim sadece. Hem ne demek sürmüyor muşum? Kırmızı sürülmez mi hiç canım? Kullanılabilecek en yaygın renktir hatta ben de pek bir severim. Hem benim dudaklarım da kırmızı, bak! Sürmüyorum sanmışındır sen."

.

Uyuyan güz... Pardon, uyuyan sarışın Jason'ın odasını ziyaret eden Johanna.

"Tüm gün odadan çıkmamak kadar kötü bir şey yok."

"Biraz sabret, az kaldı bitecek."

"Neden uyuyan hep ben oluyorum ki? Bu işte birlikte değil miyiz? Aşağıya insem ne olacak? Böyle de dikkat çekmiyor muyum sanki?"

"Yok, seni tanırım. Çok çabuk belli edersin sen. Olmaz, uyuman daha iyi."

.

Gemi yolculuğuyla Londra'dan gelen beyaz takım elbiseli Julian.

"Gidiyorum fakat içim hiç rahat değil. Yoksa James odasını benim odama mı taşıdı da bu kadar rahatsızım? Belki de Johanna bir ottomanla tanıştığı için bu kadar rahatsızımdır? Ya da belki de Jason uyuşturucuya başlamıştır? Ah umarım eve hayat kadını getirtmemişlerdir! Babam olsa çok kızardı!"

.

Mehemmet'i konağa James mı yoksa Jason mu davet etti sorunsalı.

James "Ben davet ettim tabi. Sadece o gün Mehemmet benden o kadar şüphelendi ki Salim Paşa ile olan dostluğumuzu fark edecek diye korktuğumdan suçu aramızda en çok ortalıkta gözükmeyen küçük kardeşim Jason'a atmam gerekti. Oysaki benim korkum başka, Mehemmet'in ise amacı bambaşka imiş. Katil sözde benmişim. Peh! Mehemmet düşünememiş mi ki bir katil bir yazarı konağına bilerek davet etme olasılığından daha çok, bir masum katil ortaya çıksın diye bir yazarı eve davet etsin? Neyse, yeterince karıştı zaten... Şimdi tekrar hapsedilirim falan en iyisi ben susayım siz devam edin..."

.

Mehemmet'in ölmediğini ve tüm mektupların oyalamak için bir bahane olduğunu ve diğer tüm gerçeği sonradan öğrenen Cevdet Bey.

"Bu zamana dek ben ne yapıyordum? Paşalık mı? Postacılık mı? Pastacılık mı?"

م

Mektuplar, mevzular, merhumlar, merhumeler, muhteremler, muhabbetimize nail olan efendiler, efendîler, hâsılı kelamlar, zahiriler, behemehaller; hoş geldiniz beş gittiniz, hoşça kalınız, ancak tekrar gelesiniz ki başka kurgularda da buluşalım efendim. Sabahınız, geceniz, her gününüz, hayır ola.

Behemehâl, bulunduğum sürece görevimi lâyı-kıyla yerine getirmeye çalıştığım için karşılık olarak fikrinizi beyan ederseniz hani iyi olur sanki. :) Zira gönüllerinizi fethetmeyi başaramadıysam eğer bugün şahsım için büyük bir mahrû-miyet-i irfan muhakkak olacaktır.

Öyle.

İnstagram @bulbulistanda

Mektuplar Mevzular MerhumlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin