8.mektup

95 10 31
                                    

Konstantiniyye -

Sayın Cevdet Paşa, imdi yapacağım tahmin-i hakka binâen hazırlıklı olmanızı talep ederim, çün henüz bendeniz dâhi yaşadığım kemal-i hayreti atlatamamış bulunmaktayım efendim. Bu vakte dek yaşadıklarımdan mütevellit, katiyyen emniyet ve îti-mat hâsıl etdim ki bundan akla daha yatkın bir cevap yoktur efendim.

Evvelce temas etdirdiğim ber-taraf olan ol uşağa, James efendinin pârelenmesinin hikmeti, aralarında bir ilişki hâsıl alduğundan veyahut dâhi anın ölümü ile sorumlu tutulduğundan değil, uşağın maaşını geciktirdiğine binâen vicdan azabı duymasından nâşî imiş. Zira uşağın âli ihtiyâcât sahibi ala geldiklerinden mütevellit, James efendinin vereceği meblağa muhtaçlar imiş ve ol uşak ölmeden önce anlara bir meblağ dâhi veremediği içün hâl-i perîşânîye imiş efendim. Meğer James-kim budenlü latif bir adem imiş ve katil olamayacak kadar dâhi masûnlukta gâyetde imiş. Olayın yarındası günü bil-vesile ile ol âle gidip meblağ yardımında bulundu ki hasıl-ı kelam ol eski James Efendi geri dönüverdi efendim.

Tam geriye uşağın ölümünün gizemi kaldı deyû düşünür iken, dehşet-engiz bir hal gerçekleşiverdi efendim. Vakten be-vakt uykum elden gider oldu ve giceleri mâh tek olana dek bir vazife vâkı' olur mu deyû beklemekteyim efendim. Geçen gice yene piş-hanede geşt ü güzâr etmekte idim ki bu dünyadan firâr eden veyahut öldüğünü sandığımız ol nisaya idi-sız bağ-çede ters ile tuş geldim efendim. İlk önce gulyâbâni gördüğümü sandım üş şaşkınlığım kadar gayette idi. Konağa kısa süreliğine uğrayıp geri gitdi, sanırım yene meblağ yardımında bulunuldu ki ol nisanın kiminle görüştüğünü bilmemekteyim efendim.

Düşündüm ki bu fakir ol vahşet-eser günü nisanın tavanda asılı cesedini hiç görmedi ve lakin öyle sû'i-hikayet edildi. Sadece meskenden çıkarılan üstü kapalı bir ceset idi şahit olduğumuz. James-kim dâhi ceset çıkarıldıktan ba'de aşağıya indi, yani a dâhi hiç görmedi. Cesedi bi-nefsihi gören kullar Julian ile Jason karındaşlardır ki bu zatlar dâhi ol vakit bir hayli dağdağa etmişler idi.

Sizin dâhi tahmin edeceğiniz üzere James efendinin bendenizi başından beridür buraya bilerek çağırdığını düşünmeye başlamış idim efendim. Üş ne içün böyle bir şey yapsın idi? Bir katil böyle bir şeyi zinhar bu fakiri oyalamak içün yapardı ve bir cinayet süsüyle dâhi masûnları suçlamamı isterdi. Peki, şüphelendiğim masûn kim idi? James.

Ma-hasıl-ı kelam bir cehd ile James efendinin indine çıktım ve istihram ederek ne içün bendenizi ol konağa davet etdiklerini sual eyledim. A dâhi sû'i-kumâr içün ihtiyâcâtı olan meblağıyı babasının mirasından harcamak istemediğini ve bu sebeple dâhi bendenizi kabul ettiğini arz eyleyip lafı öteledi. Biraz daha zorlayınca bu teklifi ana vücûdundan ademi evla olan Jason efendinin yaptığını zikrediverdi ve başından beridür Jason ile memleketinden henüz dönen Julıan karındaşların, miras meblağsını yiyor deyü bizim James efendiye itâb ü âzâr eylediklerini kelimât ediverdi.

El-hâsıl bizi bu mashara konağa davet eden bi'z-zât ehl-i keyf âdem olan Jason imiş efendim, James değil.

Ba'dehu konuşmamıza bu neferi takipte gayette olan Julıan efendinin kulak misafiri olduğunu fark ediverdim ve ol günden beridür kendisinin nazar-ı mıknatısiyyeti üzerimden çekilmez oldu.

Ma'mâfîh nokta-i nazar ederim ki lâ-şekk ve lâ-şübhe ile James-kim bir suçlu değil, aʻmâdır. A dâhi bu nefer kadar masûn-zadedir.

Bundan gayri nazarım aramıza henüz katılan Julian ile odasından çıkmak bilmeyen Jason karındaşlara yönelmiştir ki ol zatların dikkatleri de bilmukabele bu neferin üzerindedirler. Dikkatli olmakta fâyide vardır efendim.

Mehemmed Ali

Mektuplar Mevzular MerhumlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin