7.Bölüm

1K 97 144
                                    

Bölüm adı: "Cesaret şovu."

"Şikayet mektubu mu?"

Gözlerini mektupta gezdiriyor aynı zaman da sesi üzgün çıkan Tina'yı dinliyordu. Mektupta onun bir cadı olmaktan çok uzak olduğunu, şımarık, uslanmaz bir velet olduğunu bahsediyordu.

Ailesi çok sinirlenmiş Tina'ya en başından onun bir cadı olamayacağını bildiklerini ve başarısız olmaya devam ederse onu evlatlıktan redddetmekle tehdit etmişlerdi. Bunları Tina'nın ağzından birebir duyuyordu Si. Ailesinin beş çocuğundan sadece birinin cadı oluşu aile de dışlanmasına sebep olmuştu. Ancak durumun, bir tehdit haline geleceğini bilmiyordu Sierra.

Aynı zaman da Severus'un buna hakkı
olmadığını biliyordu. Şikayet mektubu ancak öğrencinin kendi profesörü tarafından,üç defa tekrarlanmış bir hata oluştuğunda gönderilirdi. Ve bu Severus Snape'i çoktan haksız duruma düşürmüştü.

"Bu mektup bende kalsın, merak etme  Tina. Ben ailenle konuşacağım. Dersine git geç kalma."

Koşarak uzaklaşan Tina'nın ardından Sierra, sinirle adımlarını Severus Snape'in iksir odasına çevirdi. Ona beslediği rakiplik duygusu kabarmış sinirle düşündüğü her şey adımlarını hızlandırmıştı. En sonunda kapıya vardığında, sertçe 2 defa tıklatıp ardından hızlıca kapıyı açtı.

İçeride onu tek başına elinde bir kitapla gördü.

Bir şey demeden içeri girdi. Karşısında adam istifini bozmadı.

"Hangi hakla bunu yapabiliyorsunuz?"

Sesi normal tonda olmasına rağmen, tınısı adamın dikkatini dağıtmaya yetmişti. Sierra elindeki mektubu yukarı kaldırdı.

"Benim öğrencim, benim yetkim." diyerek kendi sorusuna yanıtını verdi Si.

Elindeki kitabı kenara koyarak ayağa kalktı ve kadının karşısına geçip gözlerine baktı. Elindeki mektubu çekip, aldı.

"Cezasını vermek durumunda olan da sizdiniz. Ancak yapmadınız."

"Ve sizde benim haberim olmadan öğrencinin ailesine şikayet mektubu gönderdiniz. Kendinizi böyle mi savunuyorsunuz?"

Kadının gittikçe yükselen sesi, adamın sinirini bozmaya başlamıştı bile. Elinde olsa kadını dinlemezdi bile.

"Savunmuyorum, çünkü buna ihtiyacım yok."

Sierra bir adım uzaklıktaki adamın kendini küçümseyen tavrını görmezden gelemedi. Sanki hiçbir şey yapmamış gibi karşısında dikiliyordu. Bir yandan da içten içe kişiliğine hayranlık beslemeden yapamadı.
Ancak bunu ne kendine ne de karşısındakine itiraf etmezdi.

"Emin olun, ihtiyaç duyacaksınız." diyerek az önceki kendi sinirli sesine hitafen, sakince arkasını döndü ve çıktı.

****

"Harry, geliyor!"

Harry arkasını döndüğünde, bir an, sadece bir an, fotoğraftan tanıdığı annesini gördü.

Kendisinin aksine sadece gözleri değil, yüzündeki pek çok hat, annesine benziyordu. Bunun şans eseri olmadığının farkındaydı. Günlerdir aklında dönüyordu. Hem soyisimleri aynıydı hem de fiziksel olarak çok benziyorlardı.

Hermione ve Ron'la beraber bunun üzerine pek konuşmamışlardı. Çünkü Harry içten içe annesinin ölmediğini düşünüyordu. Ve o kadın,ona  inanılmaz bir biçimde annesini yansıtıyordu.

İlk derslerinde sesini duyduğu ilk anda bile, aklına gelen tek şey içinde her sene büyüyen anne özlemiydi. Birinin sesi, yuvayı andırır mıydı? Andırıyordu işte.

Sierra EvansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin