Pinterestte dolanırken gay giflerine denk geldim. Dedim ben bölüm atayım. Bir de geçen yatarken abim gördü gecenin 4'ü falan yine anime izliyordum. Dedi ben yatırayım seni. Dedim iyi. Hazırlandım yattım o ara benim telefonun ekranı pinterestten indirdiğim fotoğrafları gösteriyor açık kalırsa. Kız model çıktı bir tane. Dedi lez misin böyle baktım yoo dedim dedi hadi hadi kızlara mı aşıksın sonra kapattı kapıyı gitti.
Neyse boş boş şeyler anlattım şimdi bölüme geçiyorum.
Bölüm Şarkısı: Alec Benjamin -Outrunning Karma
Barın:
Arel'le kahvaltı yaptıktan sonra o eve gitmişti. Annesi eve almıştı sonunda. Üstünden 1 gün geçmiş okul günü gelmişti. Sabah günahım kadar sevmediğim alarm sesiyle kalkıp sesli beddualarımla hazırlanmaya başlamıştım. Beddua ettiğimi duyan annem beni ayak üstü azarlamış ardından işe gitmişti. Babam zaten sabahın 6'sında evden çıkıyordu.
Kulağımda kulaklığım, cebimde ellerim okula doğru yürüyordum. Köşeden dönen Arel'i görmemle olduğum yerde durdum.
Yine aynı his. Her defasında kalbimi sökesim geliyor. Her defasında kendimden nefret ettiriyor. Her defasında öfkemi ortaya çıkarıyor.
Başını kaldırmasıyla beni gördü. Emin olamayıp bir kaç saniye bana baktı. Ardından terettütle elini kaldırdı. Yutkunup ben de ona el salladım. Her şey yolunda gibi davranmak işime geliyordu.
İkimiz de yürümeye başladık ve ortada buluştuk. Kulaklığımın tekini çıkardım."Günaydın." dedi yine o yeni kalktığını belli eden boğuk sesle.
"Sana da günaydın." diyerek karşılık verdim.
İkimiz de yan yana yürümeye devam ettik.
"Ne dinliyorsun?"dedi.
"Müzik zevkimi sever misin bilmem."
Gözlerini devirdi.
"Benim belli bir müzik zevkim yoktur. Şarkı kulağıma güzel geliyorsa yeterli. Şarkıcısı veya türü önemli değil."
Gülümsedim. Kulaklığın tekini ceketime sildim ve ona uzattım. Kulağına takmak için mesafeyi sıfıra indirdi. Kulaklığı takıp bir süre dinledi.
" Alec Benjamini sevemeyen gidip en yakın yerden atlasın bence. "
Gülerek konuştum.
" Haklı bir yorum. ". O da güldü.
"Outrunning Karma dinleyen pek duymamıştım. Zevkin hoş."
Kafamı sallamakla yetindim. Kulaklığı çıkarmadı o şekilde yürümeye devam ettik. Kulaklıklar çıkmasın diye yakın duruyorduk. Yoldan geçen teyzelerden biri yanındaki adama fısıldadı. Kaşlarım çatıldı. Neden doğrudan bize bakarak konuşuyorlardı.
"Ayıp ayıp." diyerek bakışlarıyla bizi süzdüler.
Arel'in de dikkati onlara yöneldi. Yakınlığımızdan kaynaklı mı böyle tepki almıştık? Yanlış olan neydi? Biz normaldik. Gay olsam bile normal sayılmam gerekmez miydi? Biz de onlar gibi insan değil miydik?
" Takma her zaman ki insanlar işte. Kendileri çok dinlerine bağlıymış gibi yorum yapmaya bayılırlar."
Dediğinde aşırı haklıydı.
"Yanlış bir şey yapmadık ki! Sadece müzik dinliyorduk. Aramızda öyle bir şeyde yok. Normal arkadaş olamaz mıyız?"
Omuzlarını silkti. Arel alışıktı yakınında gay arkadaşları vardı. O gay miydi bilmiyorum ama bu benim için sorun teşkil etmiyordu. Geçen gün ibne dediğim için bile pişman olmuştum. Arkadaş ortamımda o şekilde hitap edilince alışmıştım. Bana o kelime normal bir hitap gibi gelse de diğerleri kırılabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anamız Babamız Yok Deriz - BxB-
Ficção AdolescenteGeçmiş gözümde canlandı. Beni sinir ettiği için onu kovaladığım günler, onunla dövüştüğümüz günler, üstüne yürüdüğüm günler ve ona bağıra çağıra küfür ettiğim günler. Sonra görüntüler değişti ve beni öptüğü anlar, saçlarımı okşayıp gözlerime baktığ...