Eski kız arkadaşları için seni terk ederlerse
Hᴏɴɢᴊᴏᴏɴɢ
Hongjoong'un sesli mesajı bir kez daha mesaj bırakmanı istedi. Bu hafta gerçekten meşguldü. Onu hiç görmedin. Stüdyoya gittiğindede orada değildi, bu yüzden pes edip onun gelmesini bekledin.
Ama gelmemişti.
Neredeyse iki hafta boyunca hiçbir arama ve ya mesaj almadın. Onun iyi olduğunu görmenin tek yolu Ateez'in sosyal medyasında yaptığı paylaşımlardı. Seni özleyip özlemediğini merak ediyordun.Klasik bir Cuma Gecesi klasiği olarak IG'de gezinirken, giriş kapısının açıldığını duydun. Kalbinin nasıl hızlı attığını hissedebiliyordun.
"Hongjoong?" Kısa sürede salonun kapısına geldi. Ve dürüst olmak gerekirse yüzündeki ifadeyi çok sevmemiştin. Üzüntü ve soğukluk karışımıydı, daha önce hiç görmemiştin.
"Vay canına iyi misin? Çünkü berbat görünüyorsun."
"Sadece, yoruldum." Yanına otururken cevap vermişti ama eskisi kadar yakın değildi.
"Uyumak ister misin? İstersen odaya ge-"
" S/a, ben buraya senden ayrılmaya geldim."
Odaya uzun ve garip sessizlik yerleşti. Beyniniz durumu daha kavrayamamıştı. Çok ani olmuştu.
"Bekle." Onun başka bir şey demesine engel olmuştun. "İki haftadan sonra benimle konuşmadan buraya gelip "ayrılalım" diyemezsin."
"S/a bunu yapmak gerçekten kolay değil...lütfen biraz düşünceli davranabilir misin?" İç çekti.
"Düşünceli? Bana bir sebep bile vermiyorsun. Yani hayır, sırf sen istediğin için düşünceli olmayacağım." Çok öfkelendin.
"Bir ay önce fırında Yoona'yı gördüm. Yarım saat falan konuştuk ve sadece bu kısa sohbetle... Onu özlüyorum. Sanki onu düşünmeden yapamazmışım gibi."
Bunu gerçekten söylediğine hala inanmak istemedin. Kanepeden kaltın ve giriş kapısını açmak koridora gittin.
"Nereye gidiyorsun?"
"Ben kalıyorum, ama sen... Çık dışarı."
"S/a ben istemiyorum-"
"Hongjoong çık dışarı! Artık senin yüzünü bile görmek istemiyorum. İki hafta boyunca beni yok saydın, iyi olup olmadığımı bile sormadın bile. İlişkimizden şüphe duyduğunu söylemeliydin. Ama bencilce bir karar verdin ve-"
"Ve duygularımı incittin hemde çok!"
Hongjoon sadece sana bakıyordu, kendisinden utanıyordu.
"Yani şimdi git. Lütfen."
Evinden ve hayatından çıkması için yalvarıyordun. Hongjoong başını sallayıp ceketini aldı. Önünde son kez durdu.
"Çok üzgünüm S/a." Kolunu tutmaya çalıştı ama ondan iğrenircesine geri adım attın. Son kez kapıyı gösterip onun gitmesini bekledin. Dışarı çıktığında ve kapıyı kapattığında, artık gözyaşlarını tutamadın. Yüzünde teker teker yer edindiler. Dizlerinin üzerine düştün, elin hala kapı tokmağındaydı. Bir an için çıldırdın çünkü etrafını saran duygu yüzünden ciğerlerinde hava dolaştığını hissedemiyordun. Ama bu bugünün en kötü yarası değildi. Onu seçtiğine inanmamıştın.
Sᴇᴏɴʜᴡᴀ
Erkek arkadaşın için akşam yemeği hazırlıyordun. Stresli bir hafta geçirmişti ve biraz rahatlamasını istedin. Etik programına rağmen Seonghwa seninle zaman geçirmeyi başardı. Garip olan tek şey, fiziksel olarak oradaydı ama zihinsel olarak tamamen yokluğuydu.
Sanki artık seni dinlemiyormuş ya da her seferinde aynı soruyu tekrarlaman gerekiyormuş gibi.