Eski sevgilisiyle ayrıldıktan sonra sana geri dönmek isterlerse
Hᴏɴɢᴊᴏᴏɴɢ
Ayrılmanız üzerinde iki hafta geçmesine rağmen Hongjoong senle temase geçmek istedi. Aramasını sadece evden alması gereken eşyaları için kabul etmiştin.[Ne zaman gelmek istiyorsun?] sesin soğuk çıktı.
[A-aslında... seninle konuşmak istiyorum.]
İç çektin, onunla hiçbir şey olmamış gibi konuşabileceğini mi sanıyordu?
[Ne hakkında?]
[Eve gelmeme izin ver. 10 dakika içinde orada olacağım, tamam mı?]
[O zaman acele et, bu gece planlarım var] Bu tabikide yalandı. 7/24 oturma odasında ağlayıp dondurma yemeni düşünmesini istemediğin için söylemiştin.
[Elbette, 10 dakika sonra görüşürüz]
Hemen telefonu kapattın, önemli bir şey mi söyleyecekti? Belkide tekrardan...?
Bu sahte umutlardan kurtulmak için başını sallayıp odana gitttin. Son günlerde onun tüm eşyalarını paketlemiştin. Bilinçsizce her gördüğün eşyada anılarınız canlanıyordu. Gömlek, CD, oje...Muhtemelen düşüncelerinde çok derindeydin çünkü zil sesi kalbinin hızlı atmasına sebep oldu. Odadan çıkmadan önce kutuyu alarak koridora koşup kapıyı açtın. Hongjoong ile eski erkek arkadaşın olarak ilk sohbetini iki hafta çalışmıştın. Ama nereden bilebilirdin elinde bir düzine gülle onu bu kadar mutlu görmeyi.
"O nedir?"
"Bunlar senin için." Gülleri sana vererek. "Sensiz daha mutlu olacağımı düşündüğüm için özür dilerim." Utanarak ekledi.
"Seni hayatımda istiyorum S/a." Bir yanın hiç şaşırmamıştı. Senden ayrıldığı gün, bu verdiği kararın çok hızlı olduğunu biliyordun. Kırmızı güllere bir kez daha bakıp göz devirerek aldın. Çiçekleri sertçe yere atana kadar yüzündeki gülümseme sönmemişti.
"Hiçbir şey olmamış gibi sana geri döneceğimi mi sanıyorsun?" Dudakların istemsizce titremeye başladı. "Beni eski bir çorapmışım gibi attın ve ona doğru koştun. Beni 2 hafta görmezden geldin ve şu anda bana daha düşünceli olmamı mı söylüyorsun?" Yüzün öfke ve şaşkınlık karışımıydı. Bu ifadenden nefret etmişti.
"S/a..."
"Sana aşık olup olmam umrumda değil, sensiz ölmem umrumda değil. Her neyse, seni eski Hongjoong olarak görmüyorum..." "Beni milyon parçalara ayırdın ve bugün yapmış olduğun pisliği temizlemeye çalışıyorsun. Bu olanların hepsi SENİN yüzünden!"
"S/a, lütfen-" İçeri girmeye çalıştı.
"Eşyalarını al ve git!" Kutuyu ona doğru fırlattın.
"Sana GİT dedim!" Artık sınırlarını zorluyordu. Ona bağırdıktan sonra yanaklarından akan sıcak suyu fark ettin.
"Seni daha fazla kızdırmak istemiyorum." Başını sallayıp üzgün bir şekilde uzaklaşmaya başladı. Kapıyı kapattıktan sonra nasıl iğrenç bir durum içinde olduğunu tekrardan fark etmiştin. Hongjoong ise sana yaptıklarından dolayı kendinden nefret etmişti.
Sᴇᴏɴɢʜᴡᴀ
Ayrılmanızdan yani seni terk etmesinden sonra Seonghwa tam bir işkence çekiyordu. Senden önce eski sevgilisi ondan ikinci bir şans istemişti ve o da bunu kabul etmişti. Medya, bu yeni çifti konuşuyordu.
Tüm hayranları, personeller ve üyeler onun adına mutluydu ama Seonghwa değildi. Bir şeyler doğru gelmiyordu ve bunun ne olduğunu biliyordu.
Sen.
Eski kız arkadaşıyla her ne kadar havalı olsada o sen değildin. Seonghwa onlayken her zamankisi gibi eğlenmiyordu. Pişmanlığı onu içeride yemeye başlayınca seni aramaya karar verdi.
Tabiki de açmamıştın. Ve bunun için seni suçlayamazdı.