Uyuduklarını sanıp onları öpersen
Kᴜɴ
Kun'un senden önce uyuması alışık olduğun bir durum değildi, ama bu gece normal bir gece değildi. Promosyonlar onu tamamen tüketmişti ve bir kaç hafta içerisinde ilk defa eve gelip koltukta uyuyordu.Aşağı ona bakıp gülümsedin, parmağını saçına geçirdin. Kun uyumanın eşeğindeydi, aynı zamanda uyanıktı, hala ne yaptığının farkındaydı ve bundan zevk alıyordu.
"Çok çalışıyorsun." Mırıldandın ve başını öptün.
"Çok tatlısın." Kunda mırıldandı, uyku pozisyonunu ayarlarken kollarını sana dahada sıkı sardı. Hala uyanık olması seni şaşırttı ama hiç çaktırmadan, gülümseyip saçını okşamaya devam ettin.
Tᴇɴ
Makyajı yapılırken kafasını arkaya atmış, gözleri kapalı bekliyordu. İşlere nasıl yetiştiğini görmek seni üzüyordu, onlar için kendini yırtıyordu.Koltuktan ayağa kalkarak, arkasına doğru yürüdün, buradan çok tatlı gözüküyordu! Eğilip başını hafifçe öptün ama böyle bir şey beklemediği için sıçramıştı.
"Aman Tanrım! Çok tatlısın." Sana gülerek bakıp, kızgın yüzünü değiştirmeye çalıştı.
"Uyuduğunu sanıyordum!" Surattını astın ve koltuğa geri gittin yani çalıştın çünkü elinden tutup seni kucağına oturttu.
"Ne yani bebeğim, sadece ben uyuyunca mı tatlı olucaksın? Ama bu haksızlık"
Wɪɴᴡɪɴ
Louis göğüsünde uyuya kaldığı için Winwin hareket edemiyordu. WayV yurduna onun uyuduğunu tahmin ederek girdin, kedi yine tahtını bulmuş ve uyumuştu"Aman Tanrım, ne kadarda tatlı." Kendi kendine mırıldandın.
Koltukta çevresinde bir tur atıp arkasına geçip, kafasını öptün. "Çok yoruluyorsun, kendine lütfen dikkat et Win. Benim için çok değerlisin." Bunları duymadığını düşünerek söylemiştin ama şu an Winwin kendi içinde savaş veriyordu, gülmemek ve sana sıkıca sarılmamak için kendini kastı. Kafasını tekrardan öpüp daha rahat uyuması yandaki battaniyeyi üstüne örtüp salondan çıktın.
Lᴜᴄᴀs
Lucas kafasını kaldıracak enerjiyi kendisinde bulamayıp, kafasını omzuna yasladı. Bugünde dahil olmak üzere bir hafta boyunca hiç ara vermeden çalışmışlardı ve doğruyu söylemek gerekirse Lucas dövülmüş gibi gözüküyordu. Dikkatini ona tam veremiyordun çünkü yarın profesöre vermen gereken bir sunum vardı ve onun üstünden geçiyordun, sağ kolun uyuşmaya başladığında ne kadardır orada kaldığını merak ettin.Bilgisayarı kapatarak ona geniş bir gülümsemeyle baktın. "Bebeğim çok çalışıyorsun. Kendini daha fazla yıpratmanı istemiyorum." "Seni seviyorum." Başının üstünü öptün. Yüzüne baktın, dudaklarının kenarları kalkmış duruyordu.
"Uyumuyorsun değil mi?" Başını sallayarak daha da gülümsemeye başladı.
"Hayır, sadece inanılmaz yorgunum." Kolundan kalkıp yanağına bir öpücük kondurdu ve tekrardan gülümsemeye başladı.
"Niye bu kadar tatlısın bebeğim?"
Xɪᴀᴏᴊᴜɴ
Sen film izlerken etrafta çılgınca şeyler yapıyordu, çılgına bir çocuk gibiydi. Ama şimdi sessizdi, başı göğüsündeydi ve nefesi yavaştı. Elini omurgasından yukarı doğru sürtüyordun, her ne kadar farkında olmasanda gülümsemesine engel olmaya çalışıyordu."Seni çok seviyorum." Yanaklarının kızarmaya başladığını ve gülümsemesinin büyüdüğünü görmeden mırıldanıp başını öptün. "Bende seni seviyorum." Cevabı sesi hazırlıksız yakaladı.
"Uyuduğunu sanıyordum." Sana bakmak için kafasını kaldırken güldün. Xiaojun tekrardan yatmadan önce seni öpmek için boynuna eğilip tutkulu bir öpücük verdi.
"Uyumuyordum, şimdi sadece bunun tadını çıkart."
Hᴇɴᴅᴇʀʏ
Sonunda ara verebilmişlerdi, ama Hendery yapacak daha çok şeyleri olduğunda şaşırmıştı çünkü nereden bakarsan iki hafta boyunca hiç durmadan koşuşturuyorlardı. Eve geldiğinde biraz kestireceğini ve işin bitince ona katılmanı istediğini söylemişti.İşlerini bitirip yanına gittiğinde gözleri kapalı ve senin yastığını sıkıca sarmış bir Henderyle karşılaştın. Yüzünü, sen gibi koktuğu için yastığa gömmüş uyuyordu, sende biliyordun onunda işlerin bu kadar zor olmasını istemediğini ve seninle bu kadar ayrı kalmak istemediğini. Yatağın yanına diz çöküp başının üstünü öptün. "Son zamanlarda işlerin bu kadar yoğun olduğu için ve elimden bir şey gelmediği için üzgünüm." Fısıldayarak ellerini saçına götürüp okşamaya başladın.
"Sorun değil." Sesi seni korkutup popo üstü düşürmüştü. Kahkahası odayı doldururken yatakta doğrulup seni kendine çekmeye çalıştı.
"Üzgünüm uyuduğumu mu sandın? Yanımda olmadığın zaman o kadarda iyi uyuyamadığımı biliyorsun."
Yᴀɴɢʏᴀɴɢ
Yangyang'ın başını omzuna koyması üzerinden 20 dakika geçmişti ve o zamandan beri sessizdi. Giyinme odasının karmaşası içinde nasıl uyuya kaldığına hayret ettin, ama bir yandan dinlendiği için sevindinde."Tatlı." Başını öpmeden başparmağını yanağında gezdirerek mırıldandın. Yangyang'ın gözleri bir anda açıldı ve gülmeye başladı.
"Ben uyurken bunu daha çok yapar mısın?" Diye sormuştu ama onun uyanık olduğu gerçeğine hazırlıksız yakalanmıştın. "Ne?"
"Ben uyurken kafamı öper misin?" Omzunu silkip gülümsedin.
"Sanırım yapabilirim ama neden?"
"Sebebi yok. Gerçekten çok tatlı bir hareket."
_______
Merhabaa bebeklerim, dün gece kitap on bin okunma olduu🥳 Bunun için gerçekten çok ama çok teşekkür ederim, iki ayda on bin gerçekten benim için çok büyük bir rakam. Onun dışında Wattpad'ten kaynaklanan bir sıkıntıdan dolayı mesajlarınıza cevap veremiyorum. Bugün iki istek aldım ona buradan çook teşekkür ederim ona da bir şey yazamadım🧡 Bu sorununda en kısa zamanda çözemeye çalışacağım. O zaman umarım beğenmişsinizdir yorum ve votelarınızı bekliyorum diğer bölümde görüşürüz bebeklerim🧡