MARNERO1.BÖLÜM:DALGA
"Geçmişti;insanın canını yakan,ruhunda yaralar açan."
Barbarossa - Griptide
13 Temmuz 2013
Adamlar soğuk kanlılıkla siyah arabadan indiler. Komutları verilmiş askerler gibi sabit adımlarla etrafa bakmadan beyaz uzun apartmandan içeri girdiler. Kurbanlarının ardında olduğu kapının önünde durduklarında hepsi yapacakları şeyden emin görünüyorlardı. İçlerinden biri uzanıp kapıya vurduğunda ses bütün apartmanda yankılandı. Sabah olmasına rağmen bütün apartman kararmış,çıkan ses bütün apartmanı sallamıştı. Kapının ardında mahvolacak hayatlarından habersiz olan insanlardan gelen gülüşmeler acı içinde kıvranıyordu.
Kilit seslerinden sonra kapı açıldı. Ela gözlü kadın adamları karşısında gördüğünde yüzündeki gülümsemesi soldu,eliyle saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Adamları tanımıyordu,kaşları çatılırken ağzını açtı.
Ufacık ses..Yere kanlar içinde düşen beden. Yer sarsıldığında, Sur'a üflenmiş içerdekilerin kıyameti başlamıştı. Adam silahı ceketini yukarı kaldırıp pantolonunun arkasına sıkıştırdı. Hızla merdivenleri inerken arkalarında bıraktıkları cenazenin ela gözleri onları uğurladı.
Cansız bedenin başına korkuyla yığılan kız kadının kafasını ellerinin arasına aldı. Gözyaşları kadının bedenine düştü. Gözünden düşen her damlayla biraz daha yok oldu kız. Ellerini kadının saçlarının arasından geçirdi. Son kez görüceği bu yüzü hafızasına kazımaya çalışıyor gibiydi. Kadının gözünün kenarınındaki damlayı parmağıyla sildi. Ela gözler kapalı değildi ama eskisi gibi bakmıyordu. Nefesi tükenircesine ağlarken çığlıkları ruhunun sesini duyurmaya yetmiyordu. Bağırdı. Bağırırken boğazının acıdığını farketmeden bağırdı.
Ambulans sesininin ardından ellerinin arasındaki soğumaya başlamış el ayrıldı. Kadının sedyenin kenarındaki eli yavaşça uzaklaşırken kız gözleriyle takip etti. O ele veda ederken aynı zamanda annesine,kokusuna,eski hayatına,ruhuna ve mutluluğa da veda etti. Babasının sıcak bedeni arkasından onu sararken gözyaşı kızın omzuna düştü. Babası kulağına fısıldarken kız hiçbir şey duymuyordu.
3 Eylül 2020
Karşımdaki korkusuz gözlere karşın titreyen ellerim bıçağı tutmamı zorlaştırıyordu. Nefes aldıktan sonra sesimdeki nefrete aldırmadan konuşmaya başladım. "Kimsin sen? Neden beni takip ediyorsun?" Söylediğim sözcükler karşısında kaşları çatılırken dudağının kenarı cüretkar bir alayla kıvrıldı. "Seni takip ettiğimi nereden çıkardın?"
"Karanlık bir cadde de beni takip ettiğinden dolayı olabilir mi?" Tek kaşım ister istemez havaya kalkmıştı. Yüzüne bakmaya devam ettim.
Elindeki kitabı bana uzatırken boynundaki bıçağı çektim. "O ihtimalde var tabii. Kitabını düşürdüğünde sana vermek amacıyla yürüdüğüm zaman delicesine koştuğun ve sana yetişmeye çalışma ihtimalini de göz önünde bulundurmak lazım."
Gözlerimi kitaptan ayırmadan önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Adam boynunu eğerek yüzüme baktı. "Ee? Almayı düşünmüyorsun herhalde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARNERO
Novela JuvenilYaşadıklarım beni kıyametin sınırlarında gezdirecekti. Yahut yanılırsam ölen ruhuma nefes olacaktı. Denizin altında kaybolan ruhunu arayan küçük bir kızın hikayesi. MARNERO 2020 (Çalınma veya alıntılama olduğunda gerekli işlemler yapılacaktır.)