Alarmın sesiyle yataktan kendimi ayırmam gerektiğini anlayarak kalktım. Normal bir lise öğrencisiydim ama okula gitmek istemiyordum. Okulda dersler dışında gördüğüm tek şey zorbalıktı ve ben bundan bıkmıştım.
Annem ve babam yoktu. Annem beni doğururken ölmüş ve babamın nerede olduğunu bile bilmiyordum. Neyse ki büyükannemler beni başkalarına bırakmadan sahiplenmişlerdi. Gerçek büyükannem ve büyükbabam değillerdi ama onlarla çok mutluydum.
"Büyükanne! Ben çıkıyorum." Üstümü giyinmiş, çantamı hazırlamış çıkmak üzereydim. "Yemeklerini almayı unutma." Benim için yaptığı yemek kaplarını bana uzattı büyükannem. Bilmiyordu ki yaptıklarını yiyemeyecektim. Zorlukla gülümseyerek bana uzattıklarını aldım. Yanağından öpüp evden çıktım.
Okula geldiğimde bahçeden geçerken kafamı kaldırıp kimseye bakamadım. Bugün hangi dedikodum çıkacak diye merak ediyordum. Her gün asılsız dedikodularım çıkardı ve ben bir şey diyemezdim. Dersem eğer daha çok sorun olabilirdi bu benim için.
Sınıfa gelip yerime oturduğumda şuraya kadar bir şey olmadan gidebildiğim için mutlu olmuştum. Bu kadar küçük bir şeye bile mutlu olabiliyordum. Tek arkadaşım olan Jeongin yanıma gelip oturdu birkaç dakika sonra.
"Henüz bir şey olmadı mı?" Bana fısıldayarak sordu. Hayır anlamında kafamı salladım. Yanağımı öptü. "Kafana takma. Beraber halledeceğiz, bunu biliyorsun." İkimizin dedikodusu çoktan çıkmıştı ama Jeongin ve ben aldırış etmemiştik. Ortaokuldan beri arkadaştık ve bunu takacağımızı sanmıyordum. Ki zaten Jeongin aseksüeldi.
Aseksüel olduğunu açıkladığı gün yanındaydım. Annesi ve babası başta biraz kızsalarda sonradan yumuşamışlardı. Jeongin'in abisinden umutları hâlâ vardı çünkü. "Ne düşünüyorsun sen?" "Hiçbir şey, hiçbir şey." "İnanmış gibi yapayım hadi. Neyse ilk ders matematik ve ben dün uyumadım. Not alır mısın? Lütfen, lütfen, lütfeeeeeeeen?"
Çok tatlı görünüyordu ve tek arkadaşıma hayır diyemezdim zaten. "Tamam, uyu sen hadi. Ben alırım not. Ama sonra çalışacaksın, değil mi?" Tek kaşımı kaldırarak ona baktım. Gülümseyerek kafasını salladı.
Ders bittiğinde Jeongin hâlâ uyuyordu. Kolumla onu dürtükledim. "Kalkacak mısın artık?" "Hmm, daha nazik uyandırabilirdin." Uykulu sesiyle konuştuğunda güldüm. "Gözlerini aç, sana süt alıp geleceğim hadi."
Kantine indim hemen. Çilekli süte bayılırdı. Yarı zamanlı işimden kazandığım parayı kantinde bu çocuğa harcıyordum resmen. Ama yapacak bir şey yoktu. Çilekli sütü alıp sınıfa çıkmak istiyordum hemen. Herkes bana bakıyor gibi hissediyordum ve bu iğrençti. Bu sefer hangi dedikodum çıkmıştı?
Sınıfımın koridoruna kadar geldiğim için sevinirken karşıma Bae Seungyoung ve Yoon Jungchan çıktı. "Aaa, biz de seni arıyorduk. Öyle değil mi, Jungchan?" Bıyık altından o kadar iğrenç kıkırdadı ki oraya kusmak istedim.
"Fare, kedinin ayağına gelirmiş işte." Jungchan kahkaha attığında Seungyoung da ona eşlik etti. Koridordaki her ses kesilmişti. Herkesin bize baktığına adım kadar emindim. "Aman Tanrım! Bu çilekli süt benim mi, Seungmin-ah?" Seungyoung bana doğru bir adım atınca geriledim.
"Hadi ama bana almışsın ver işte." Elimden zorla sütü aldı ve kapağını açtı. "Benim olduğuna göre istediğimi yapabilirim, değil mi Jungchan?" Sütü alıp kafamdan aşağı dökerken kafamı eğmiştim ve ilk defa şans benden yanaydı. Sadece alnımdaki saçlarım süte bulanmıştı.
"Hadi gidelim, Jungchan." Yanımdan ayrıldıklarında hemen tuvalete koştum. Saçlarımı yıkamalıydım. Bundan daha kötülerini yaşamıştım ve sadece bununla beni bıraktıkları için kendimi şanslı hissediyordum. Tuvalete girdiğimde ders zili çalmıştı ve tuvalet bir anda boşalmıştı.
Hemen musluğu açıp avucuma biraz su alıp kahküllerimi yıkamaya başladım. Yapış yapış olmuşlardı ama okul sonuna kadar böyle idare etmeliydim. Kapı bir anda açıldı ama kim olduğuna bakma gereği duymadım. "Burada olacağını tahmin etmiştim."
-Başlangıç
•28/11/2020•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enter Your Target |HyunMin|
Fanfiction'Enter Your Target başarıyla yüklendi.' 'Etrafında değilim. Telefonunun kamerasını unuttun mu? :)' Hwang HyunJin ♡ Kim SeungMin