17|Finalem

444 60 70
                                    

Yavaşça gözlerimi araladım ve telefonuma baktım. 8 Eylül 2019 10.36... Bugün, Hyunjin hyung sonunda taburcu olacaktı. Hızla yatağımdan kalktım ve hazırlanmaya başladım. Onu görmek istiyordum hızlıca. Ben taburcu olmuştum ama o yaklaşık bir yıllık tedavisinden sonra sonunda bugün taburcu olacaktı. Büyükannem yavaşça içeriye girdi.

"Oğlum, sakin ol. Aşağıda seni bekliyoruz, hadi bakalım." Yavaşça saçlarımı karıştırdı ve gülerek odamdan çıktı. Ben de hazırlanıp aşağıya indim ve kahvaltımızı ettik yavaşça. Ardından büyükbabam beni kliniğe bırakmıştı ve ben de hemen Hyunjin hyungun odasına çıktım. Uyuyordu ve yavaşça içeriye girip yatağının yanındaki sandalyeye oturdum.

Uyurken ayrı masum görünüyordu ve yavaşça saçlarını okşamaya başladım onu izlerken. Sonunda uyandığında korkmuş halde bana baktığında bir şeylerin ters gittiğini anladım. "Beklemiyor muydun beni?" "H-hayır hayır! Ondan değil." Hızlıca doğrulup bana sarıldı. "Neyden öyleyse?" Ona sarıldım ben de. "Şaşırdım sadece." Garip biçimde gülmüştü.

"Sanırım uyandığında ilk beni görmen garip geldi." Güldüm ben de ve bozuntuya vermemeye çalıştım. Birkaç dakika sessizce sarıldık. "Bugün taburcu olacaksın, heyecanlı mısın?" Dalgın dalgın bana baktı ve yutkundu. "Aynı boktan dünyaya geri döneceğim işte." "Ama birlikte olacağız bu sefer." Yavaşça elini tuttum. Gevşekçe elimi tuttu o da. "Kahvaltı etmediğini bildiğimden sana sandviç getirdim."

Ona sandviçi uzatırken beni durdurdu. "Konuşmamız lazım, yürüyelim mi biraz?" Yüzündeki ani değişim beni korkutmuştu. "Peki, sen giyin ben dışarıdayım." Yavaşça çantamı alıp çıktım odadan. Nedensizce çok gerilmiştim ve dudaklarımı yiyip koridorda bir oraya bir oraya turluyordum. Üstünü değiştirmiş halde odasından çıktı ve bana ilerledi. Ona elimi uzattım ama elimi tutmadan ilerlemeye başladı.

Daha da korkmaya başladım. Sessizce yürüdük hastanenin etrafında birkaç tur. "Ne konuşmak istiyordun ki?" Yavaşça salıncaklı ağacın önünde durdum. "Geç salıncağa sen." Yavaşça salıncağa oturdum ve beni sallamaya başladı. Rüzgâr saçlarımı okşayarak tenime değip geçiyordu ve havadaki sessizlik resmen benimle alay ediyordu. "Ben ilişkimiz hakkında düşündüm."

Yavaşça konuya girdiğinde iyice sessizleştim korku ile. "Bu iki haftayı da bunun için istemiştim. Çok düşündüm ve böyle ilerlemeyeceğini farkettim." Nefesimi tuttum dediği şey ile. Önüme geçip ellerimi tuttu. Ve diz çöktü yavaşça. Ellerini sıktım. "Ağaca ismimizi kazımıştık ya hani, sen onu kalbime yaptın küçüğüm. Sevgili olarak gidemeyiz, seni her şeyinle istiyorum."

Yavaşça bir nefes aldı. "Doyumsuz olduğumu biliyorum ama Seungmin yemin ederim hayatımda gördüğüm en iyi şey sensin. Yaşadığım en iyi şey de sensin. İyiki'msin. Seni görene kadar neden doğduğumu sorguluyordum ve seni görünce dedim ki iyi ki de doğmuşum." Yavaşça ellerime öpücükler kondurdu. Gözlerim dolmuştu, birisi ilk kez bana böyle şeyler söylüyordu.

"Ben hayatımı seninle tamamen birleştirmek istiyorum." Yavaşça ellerimi bıraktı ve arkasından siyah kadife bir kutu çıkardı. Kutuyu açıp bana alyansları gösterdiğinde gözyaşlarımı daha fazla tutamadım. "Güzel incilerine kıyamam güzelim yapma...." Yavaşça yaşları sildi ve ben hıçkırıp ona baktım. "Aptal, ç-çok korktum. Beni bırakacaksın diye çok korktum." Yüzümü ellerimle kapatıp ağlamaya devam ettim.

Yavaşça alnıma ve ellerime öpücükler bırakıp kutuyu kucağıma bıraktı. Ardından ellerimi yüzümden ayırdı. "Ağlaman için yapmadım, biraz daha romantik olsun diyeydi. Özür dilerim." Avcumun içine öpücükler kondurup gözlerimi sildi. "Ben her sabaha senin güzel yüzünle, beni rahatlatmaya yeten uyuşturucu gibi kokunla uyanmak istiyorum."

"Lütfen evlen benimle Seungmin. Kim soyadından Hwang soyadına geç güzelim." Yavaşça gülüp kafa salladım ve gözlerimi silip kutuyu elime aldım. Ardından da onun üstüne atladım ve yere yapıştık. Boynuna sıkıca sarıldım ve o da belime sarıldı sıkıca. Bir süre sessizce öyle durduk ve en sonunda benimle doğrulup bana baktı. "Yüzüklerimizi taksak ya güzelim?"

Güldüm ve gözlerimi silip ona yüzüğünü taktım. O da alnıma tüy kadar hafif bir öpücük bırakıp yüzüğümü taktı ve elimi baş parmağıyla okşayıp güzel bir öpücük de oraya kondurdu. Gülümsedim ve ben de alnına bir öpücük bıraktım. "Seni çok seviyorum ve bırakmayacağım." Burunlarımızı birbirine sürtüp güldü ve dudaklarına ufak bir öpücük bıraktım ben de.

-Final

12/02/2021

Umarım kurguyu beğenmişsinizdir, buraya kadardı hepinizi seviyorum destekleriniz için teşekkür ederim💜

Woosan shipleyenler yakın zamana woosan gelecek, beklemede kalın lütfen :3

Enter Your Target |HyunMin|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin