Ay tepede gözükürken belki ikisinin çocuğu aya bakarak Belfü'yü özleyecekti. Kadının kalbi bir anne edasıyla acıdı.
"Annen bebeklerle iyi anlaştığını söyledi."
Gülümsedi. Gözleri yola odaklansa bile dikkati sevdiği kadındaydı.
" Evet, bebekleri severim. İyi de bakarım. Uzmanlık alanıma giriyor."
Kaner'in ellerine bir bebek ne kadar yakışırdı.
" Sen kimin çocuğuna baktın?"
Kahkaha attı.
"Bizzat kardeşime baktım. Sonra onun bebeğine baktım. Bir iki gün idare ettim. Ama bakarım yani iyiyim bu konuda."
Sabah ezanı Belfü'nün radyoyu kapatmasına yol açarken kendini geriye doğru bıraktı. Gözleri istemsizce kapandı. Kaner arabayı sağa çekip yanındaki kar tanesine bakarken sessizce dua etmeye başladı Belfü. Gözlerinden akan birkaç yaramaz gözyaşı ile dua etmeyi sürdürdü. Bir süre öyle kaldılar. Huzuru kalplerine uğradığında araba yeniden yolda ilerlemeye başladı.
Kaner yanında sessizce duran Belfü'ye alışkın değildi. Belfü cıvıl cıvıldı. Telefonunu uzattı Kaner. Belfü anlamadığı her halinden belli olan bakışları ile Kaner'e baktı.
"Bu arabaya ilk bindiğinde elinde telefonu, omzunda çantası olan bir kızdın. Arabama bindin ve o gün utangaç bir kız çocuğuydun. Arkadaşların gelip seni aldıklarında ilk defa o arabanın içinde yalnız hissettim kendimi. Ama kader ya, kavuştuk. O günün bugünden tek farkı birbirimize olan aşkımız. Hadi mutluluk pozu verelim."
Belfü tedirginlikle yutkundu. Bu adam onu şaşırtmıyordu, mahvediyordu. Küçük elleri ile adamın eline uzandı ve telefonu aldı. Şifresini bilmediği için ona sorarcasına baktı.
"Doğum günün."
Belfü'nün yüzü aydınlandı. Yanındaki adama gülümseyerek baktı.
"Sen, doğum günümü nereden biliyorsun?"
Göz kırptı.
"Kimliğini görmüştüm."
Başıyla onayladı.
Belfü küçük parmakları ile şifreyi girerken Kaner göz ucuyla yanındaki güzel kadına baktı. Ekran açıldığında karşısında kendi fotoğrafı duruyordu. Kilit ekranında normal bir duvar kağıdı vardı ama bu fotoğraf bir anda Belfü'yü afallatmıştı. Fotoğrafı inceledi.
Üzerinde uzun, bol mavi bir kazak ve uzun çorapları vardı. Çimlerde uzanıyordu. Bu fotoğrafı ne ara çekmişti? Acı bir ifadeye bürünen yüzü ekranda dolaştı. Böyle başka güzel bir ana ev sahipliği yapamayacak olmanın üzüntüsüyle yüreği burkuldu.
"Kaner, bir çocuğun olsa nasıl bir baba olurdun sence?"
Sormak istiyordu. Bu fikre nasıl baktığını bilmesi gerekti.
"Ben koruyucu ve eğlenceli baba figürü olurdum galiba. Yani, çılgın bir baba olurdum."
Gözlerini açıp kapattı. Bir kız çocuğunun peşinden koşan ve onu uyaran bir Kaner'i düşledi. Onunla atlıkarıncaya binen bir Kaner canlandı gözünün önünde. Gülümseyişi genişledi.
"Babalık sana çok yakışırdı Kaner."
Gözünden akan yaşlar yanaklarına döküldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B E L F Ü | FİNAL YAPTI.
General Fiction''Yan yana ölmüşüz, yan yana gömülmüşüz, yan yana yanıp kül olmuşuz ,sen yanımdaki odada ruhunu teslim etmişsin bulutlara.'' '' "Bu bacaklarım sadece sana koştu, bu eller bir senin ellerini tuttu ve bu gözler bir seni gördü kartal." Sen her ettiğim...