MERHABAAA!
Dışarı çıktığımızda Kaner bana döndü ve sordu.
''Derslerin bitti değil mi?''
Başımla onayladım.
'' Sına-'' sözünü kestim.
'' Evet merak etme hepsinden geçtim ders bırakmadım.''
Göz kırptı ve evet bayılmak istiyordum şuracıkta. Arabaya kadar geldik ama her defasında yaşadığım sıkıntıyı yaşıyordum. Kocaman bir arabası olduğu için koltuğa oturmak biraz zor oluyordu.
'' Belfü, haydi binsene?'' sonra gülmeye başlamıştı evet boyumu hatırlamıştı sonunda. Hızla indi arabadan ve benim tarafıma geldi. Belimden tuttu ve yastık gibi koydu beni koltuğa. Alışmıştım artık böyle bindirilmeye.
'' Bir gün evlenirsek beni evden almaya gelirsen lütfen benim binebileceğim bir araba al.''
Kahkaha attı, ne kadar da güzeldi.
''Evleneceğiz tabi yoksa gönül mü eğlendiriyorsun benimle?''
''Gönlümü hoş tutuyorum seninle.'' Dedi gayet rahat bir tavırla.
Anneme iyi olduğum hakkında kısa ve öz bir mesaj attım. O da bana kendime dikkat etmem konusunda bir ton nasihat yazmıştı. Yarısından sonrasını okumamıştım. Kaner'e geri verdim telefonunu. Yol su gibi akıp giderken kafamı sağa çevirdim. Gözlerimi ovalamaya başlayınca eş zamanlı olarak esnemeye başlamıştım. Uykuya düşkün biri değildim ama son günlerde her gördüğüm yerde uyuyasım geliyordu.
" Sesin çıkmıyor?" dedi Kaner. Ona dönmeye mecalim kalmamıştı.
" Uykum geldi."
Şefkatli bir ses arabada yankılandı ve bir kurşun gibi kalbimi deldi.
" O zaman omzum burada ya da dizim. Hangisini tercih edersen."
İçim titremişti.
"Ge-"
" Gerek var Belfü hadi uyu."
" Nasıl bildin gerek yok diyeceğimi?"
" Ne diyebilirdin ki başka ?''
Uzun süre bir sessizlik oldu cevabım yoktu en iyi bildiğim şeyi yaptım.
Kıkırdadım.
İlk önce tepkisiz kaldı. Sonra o da güldü. O kadar güzel gülüyordu ki... Kendimi kasmayacaktım; rahat olacaktım. Gözlerimi kırpıştırdım. Kirpiklerim birbirine yapışıp duruyordu.
"Tamam, dizine yatayım bari." deyip kısa boyumun avantajıyla arabada kıvrılarak yattım. Tuhaf bir durumdu ama yapacak pek bir şey yoktu. Uyumam gerekiyordu.
Rüyamda bulutların üzerindeydim. Belli bir açıyla uyuyordum. Hafif hafif akan bir şelalenin sesi bedenimi gevşetirken bir yandan dudaklarımda bir gülümseme peydah oldu.
Sonra o bulutlardan kısa bacaklarımı aşağı sarkıttığımda artık özgürdüm. Kimse karışamazdı bana. Bir kafesin içinde özgürlüğü yaşıyor gibiydim.
"Belfü, uyan hadi geldik."
Kirpiklerim birbirine yapışırken görüş açım gayet sağlıksızdı. Gözlerimi kırpıştırdım. Kaner'in masum ama bir o yandan da sert yüzüyle karşılaştım. Tuhaf bir havası vardı. Kaşlarım, ona bakarken istemsizce çatıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B E L F Ü | FİNAL YAPTI.
Ficción General''Yan yana ölmüşüz, yan yana gömülmüşüz, yan yana yanıp kül olmuşuz ,sen yanımdaki odada ruhunu teslim etmişsin bulutlara.'' '' "Bu bacaklarım sadece sana koştu, bu eller bir senin ellerini tuttu ve bu gözler bir seni gördü kartal." Sen her ettiğim...