Gözlerimi sımsıkı yumdum. Kaner sinirini bana yansıtmamaya çalışsa bile üzerime sıçratıyordu.
"Bana gel kar tanem. Seni sımsıkı tutacağım; söz veriyorum."
Arkamda durup beni aynadan izleyen kocama baktım. Gözlerimde biriken yaşlar bir bir akarken düşünme yetim sıfırlanmış gibiydi.
Harlı ateş tenime batırılıyor gibi kalbim acı acı atıyordu.
"Ne ailem vardı doğru dürüst ne de sağlığım... Beni hata olarak gören ve bunu sürekli yüzüme vuran ebeveynlerim var. Öleceğim diyorum bakıyorlar suratıma. Sanki melek olmak için gecikmiştin geber, der gibi bakıyorlar. Hatadan oluşan insan olur mu diye çok düşündüm. Ben ölsem de bir şey kaybetmeyecektim. Ailem yok, akrabalarım ile görüşmüyorduk bile. Beni bulmamış olsan ben şu an bir uçurum kenarında atlamaya hazırlanıyor olurdum. Bedenim kayalıklar aras-"
Bana sarıldı, beni sımsıkı tuttu. Saçlarımı öptü, kokladı. Bir süre böyle kaldık.
"Acıktım, kendimi ailemle üzmeyeceğim."
Kaner kıkırdadı.
"Dola bakayım kollarını kartalına. Seni doyurmaya gidelim."
·····························
Küçük kız dudaklarını büzdü.
"Kartal babam sımsıkı tut olur mu? Kar taneleri küser yoksa sana."
"Ama baba düşürürsün bak beni."
Genç adam kızına baktı.
"Sen bana böyle sarıl; ben seni ölünceye kadar taşırım böyle kollarımda ay parçam."
Küçük kız omuzlarını kaldırıp indirdi.
"Annem de böyle miydi baba?"
"O kar tanesi sen ay parçasısın. İkinizin tek sığınağı benim ve evet ikiniz de bayılıyorsunuz göğsümü mesken tutmaya."
···························
Tabağımla bakışırken Kaner bana bakıyordu. Yemekleri yemek istiyordum ama hareketlerim sınırlanmıştı. Ellerimin titremesini geçirecek bir yöntem bilmiyordum.
"Kaner, Seda ablayı arar mısın?"
Şaşkınca bana baktı.
"Bir şey mi oldu?"
Ellerimi gösterdim.
Hızla yerinden kalktı. Yemeğimi yavaş yavaş yedirip beni izledi. Korkuyordu.
"Korkma, küçüklükten beri böyle şeyler yaşıyorum. Sadece bilgi almak istiyorum."
Başıyla onayladı. Acı doluydu, korkuyordu, sinirliydi.
"Yemeğini yedikten sonra seni götüreceğim hastaneye. Sonra sana dondurma alırım. Annem arada alıyordu demiştin."
Acısını gün yüzüne çıkarıyordu. Daha fazla dirayetli davranamamıştı. Omuzları çöktü; hepsi benim yüzümdendi.
"Olur."
Bir süre sonra yemek bitmişti. Kaner üstümü değiştirme gereği duymadan arabanın anahtarını aldı ve çıktık.
Tekerlekli sandalyemle hastane koridorlarında gezmeyeli otuz sekiz saat kadar oluyordu. Çünkü buradan sabah ezanı ile çıkmış sonra gelmemiştik. Evlenmekle meşguldük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B E L F Ü | FİNAL YAPTI.
General Fiction''Yan yana ölmüşüz, yan yana gömülmüşüz, yan yana yanıp kül olmuşuz ,sen yanımdaki odada ruhunu teslim etmişsin bulutlara.'' '' "Bu bacaklarım sadece sana koştu, bu eller bir senin ellerini tuttu ve bu gözler bir seni gördü kartal." Sen her ettiğim...