Kaner çaresizce kapının önünde oturuyordu. Nefes alış verişi bile tedirgindi genç adamın. Belfü son nefesine kadar onundu. Son nefesine kadar Belfü'ye aitti bu kalp. Şehre kar yağınca çocuklarına :" Anneniz sizi selamlıyor." diyebilecek kadar hayal kurmuştu. Belfü'nün o gardenya kokulu bedeninde bir gelinliği düşledi. Ona doğru gelinlikle geldiğini ve utançla kızaran yanaklarını öpmeyi istedi. Yirmi birinci yüzyıldaydık. Bu hastalığın bir çözümü olmalıydı.
Gökyüzünden dökülen karların bile Belfü için ağladığını biliyordu.
"Biz yağarız Belfü, sen Kaner'in koynuna kon."
Kaner şekerleme yaparken başında duran kişiyle ürperdi. Belfü'nün babası ona kötü kötü bakıyordu.
"Kalk evlat, kızım yanında sadece seni istiyor."
Duyduklarını idrak edemedi bir süre. Şaşkınlık dudaklarına döküldü. Sonra uzun boyunun avantajıyla bir kaç adımda Belfü'nün kaldığı odaya ulaştı.
Ama kapı aralıktı. İçeride doktoru vardı. Kulak verdi konuşmalarına, merak ediyordu.
"Belfü, bu dondurma işini kabul etmez. Adam genç yakışıklı... Hayatına başka birini almak isteyecek. "
Belfü kıkırdadı. Kaner olayı anlamaya çalışırken bu güzel kıkırtıyı bir daha duyamayacağını biliyordu. Gözünden birer damla yaş akarken hıçkırmamaya çalışıyordu
"Kabul etmez belki ama denemek benim görevim Seda abla. Bak, buradayım tıkılı kaldım. Kaner ile şu an ay ışığında yemek yiyor olabilirdik!" dedi bağırarak.
Seda Hanım iç çekti.
"Elimde olsa bu hastalığı söküp atardım vücudundan. Ama olmadı Belfü, üzgünüm."
Gözleri yaşlı olan Belfü gülümsemeye çalıştı. Mavi gözlerinin etrafı kan kırmızısına boyanmıştı adeta.
" Lanet olsun! Kaner'e bir ömür eşlik edemediğim için, ona kendi ellerimle vereceğim bir bebek fikrini sırf dışarıdaki anne babamın ilgisini çekmek için çöpe attığım için."
Kaner şaşkınlıkla baktı. Dışarıdaki çok endişeli anne babanın aslında bu kızı bu hale getirdiklerini öğrenmişti. Kinle doldu içi, şimdi burada değil nikah tarihi almaya gidebilirlerdi.
Hızla odanın kapısından Belfü'nün ailesine döndü. Babasının yanına oturdu.
"İlgisiz bir ebeveyn için gayet endişelisiniz Selim Bey."
Babası kafasını Kaner'e çevirdi. Kaşları gözlerine değecekti az kalsın.
"Genç yaşta evlendik, hata yaptık. O hata Belfü idi."
Kaner şaşkınlıkla baktı Selim Bey'e.
" Belfü bir hata değil Selim Bey! Belfü dünyanın en güzel insanı. Belfü asla bir hata değil. Asıl siz dünyanın en kalpsiz ebeveynlerisiniz."
Sonra yakasındaki ellere baktı Kaner. Sırıttı.
"Bak evlat, dağdan geldin bağdakini üzüme düşman ediyorsun. Git Belfü'yü gör."
Kaner adamı hırsla itti.
"Siz bir çocuğu hasta olup ilgi dilenebilecek hale getirdiniz. Şimdi babasısınız diye her şeyi yapamazsınız." dedi ve sonra Belfü'nün yanına gitti. Belfü uzandığı yatakta hareketsiz yatıyordu. Onu böyle görmek kalbini şömineye atmak kadar acı vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B E L F Ü | FİNAL YAPTI.
Ficción General''Yan yana ölmüşüz, yan yana gömülmüşüz, yan yana yanıp kül olmuşuz ,sen yanımdaki odada ruhunu teslim etmişsin bulutlara.'' '' "Bu bacaklarım sadece sana koştu, bu eller bir senin ellerini tuttu ve bu gözler bir seni gördü kartal." Sen her ettiğim...