16. Bölüm: Öpmek İstiyorum.
❄️
Sonunun gelmeyeceğini düşündüğümüz anlar olur ya hani, tam olarak o andaydım. Edim gözlerini gözlerime mühürlemek ister gibi bakarken zaman geçmiyordu, ya da geçiyordu da sonu yoktu. Kafamın içinde yankılanan sözleri kalbimin teklemesine yol açarken ona şaşkınca bakıyordum.
Hiç beklemediğim itirafı bedenimi sarsmıştı.
Ne diyeceğimi bilmez bir hâlde, "Ben..." diye mırıldanıp susarken kıvrılan dudağını yanağıma sürttü. "Bir şey söylemek zorunda değilsin." Dedi, dudaklarını boynuma bastırırken. "Sadece şu an hissettiklerini öğrensem yeter." Kaşlarımı çatarak az önce düştüğüm uçurumlarına baktım. Gözleri birer fener gibi parlıyordu.
Nefesi nefesime karışırken kaçırdığım gözlerimi kapattım, itirafı yapan oydu ama utanan kesinlikle bendim. Güldüğünü bıraktığı nefesinden anlarken çenemi saran parmakları gözlerimi gözleriyle buluşturdu.
"Gözlerini kaçırma." Diyerek bakışlarımı ona çevirmeme neden olduğunda titriyordum. "Onlara bakmayı seviyorum." Sen seviyorsun ama ben utanıyorum. Yutkunarak başımı yavaşça salladım ardından ise dudağımı dişlememek için zor dururken gözlerine baktım.
Kesinlikle iyi hissetmiyordum. Bir anda kabinin için fazlaca sıcak gelmiş nefes alışverişlerim hızlanmıştı. Kalbimi söylemek bile istemiyordum.
"Üzerimi değiştireceğim." Ah, hayır! Söylemek istediğim dışarı çıkması gerektiğiydi. "Yani sen çık ben geliyorum." Diyerek durumu toparlamaya çalıştığımda gözlerindeki eğlenen parıltılar yerini almıştı bile.
Bu durum yeniden utanmamı sağlarken bir anda, "Yanımda soyunabilirsin." Demesiyle sayamadığım bilmem kaçıncı şokumu yaşadım.
"Ne?" Şaşkınlıktan ağzımdan çıkan kelime onu eğlendirmiş olacak ki belime sardığı kolunun bende bıraktığı etkiden bir haber yerlerimizi değiştirdi. Kendini duvara yaslayıp bedenimi kendine çekerken midemde bir şeyler kıpırdıyordu. Üstelik ensemden aşağı bir ürperti sırtımı ele geçirmişti.
Bakışları tenimin alev almasına neden olacak bir şekilde göğüs dekolteme indiğinde zar zor yutkundum.
"Elbiseyi bilmiyorum ama..." deyip kafasını boynuma yaklaştırdığında kollarını daha sıkı kavramıştım. "Edim." Konuşmama aldırış etmeden köprücük kemiğime burnunu değdirdi. Derin nefesleri arasından ise dudaklarını sürttüğünde kendimi kasmaktan bir hal olmuştum.
Bedenim garip tepkiler verirken bana bu kadar yaklaşmamalıydı.
"İçindeki çok güzel." İrislerimin duygudan duyguya geçiş yaptığına emindim. Bir anda beynim infilak etmiş kalbim ritim değiştirmişti. Edim'in her sözünde kendimi yuvarlanırken buluyordum. Nasıl oluyordu emin değilim, ayrıca bana karşı kısa sürede nasıl bu kadar şey hissedebildi onu da bilmiyordum.
Bildiğim tek şey her şeye rağmen yanımda olmasını istediğimdi.
Parıl parıl parlayan hareleri yeniden gözlerime tırmandığında derin derin nefes alıyordum. Belimdeki eli sıklaşmıştı ve yüzü yüzümün daha yakınındaydı. Bir şey söylemeden öylece ona baktım. Yutkunuşu bende garip bir etki yaratırken baş parmağının belimi okşaması tenimi karıncalandırıyordu.
"Daldın?" Gözlerine hipnoz olmuş ifademle bakmayı kesip bakışlarımı kaçırdım. Bir adım geri gidip kollarından kurtulduğumda nedense kendimi boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız
Teen Fiction"Dilini, dudağından uzak tut." Diyerek gözlerini yumup yeniden araladığında yanağımı dişleyeyim derken dudağımı dişlemiştim. İstemsiz yaptığım bu harekete yutkunarak karşılık verdiğinde hipnoz olmuş gibiydim. "Yapma şu hareketi anasını satayım, yapm...