🎵Canlarım söylediğim yerde medyadaki şarkıyı başlatın.🎵
"Bir ay daha buradayım" her ne kadar bana bakarak söylemiş olursa olsun yine de ona cevap vermişti. O kız, ondan hoşlanmıştı. Bunu her hareketiyle belli ediyordu. Anlamamış olması imkansızdı yani.
Çatalımı eşelediğim pilav tabağımın kenarına koyup, karamel rengi saçlarımı kulağımın arkasına yerleştirdim. Sağ elimi kimse fark etmeden koyduğum yere dikkat ederek Çağın abi'nin kaslı kocaman bacağına yerleştirdiğimde irkildi ve sırtını daha da dikleştirdi. Sanki hiçbir şey yapmıyormuş gibi, ona dönmeden Bahar'a bakmaya devam ettim. "Hmm, o zaman sana biraz şehir turu yaptıralım müsait olduğunda, ne dersin?"
Allah'ın cezası dudaklarını niye büzerek konuşuyorsun? Keserim lan dudaklarını senin. Hem sen ne ara kırmızı ruj sürdün? Benim rujumla benim abimi mi ayartmaya çalışıyorsun? Sen niye senli benli konuşuyorsun acaba? Aramızda bir yaş var, ben abi diyorsam sende diyeceksin. Şehri gezdirecekmiş, lan adam kaç yaşında onlar bu şehirden taşındıklarında Çağın yirmi yaşındaydı. Görmediği nereyi göstereceksin sen?
Kaşlarımı çatmış Bahar'a bakarak içimden saydırırken bir yandan da Çağın abinin bacağını sıktığımı elimin üzerine kapanan eliyle fark ettim. Elbette o bacak benim sıkmamla falan acımazdı, biri görür diye yapıyordu. Uyarı niteliğinde biraz sıktı elimi. Ateş çıkaran bakışlarımla ona döndüm. Ben hala verdiği cevabın siniriyle kavrulurken o, bakışlarıyla elimi çekmemi söyledi, çekmeyerek daha fazla sıktım. "Gerek yok" dedi Bahar'a hitaben ve tabağına döndü. Çağın abi, yemeğine devam ederken elimi çekmedim ama biraz gevşettim. Acıdığımdan falan değil elbette, sadece cevabı hoşuma gittiği için.
Bahar'a döndüm tekrar, oda bana bakıyordu. "Olur mu hiç buraya kadar gelmişsiniz-" ne diye ısrar ediyordu ki? Daha fazla dayanamayıp araya girdim. Neden her şeye atladığımı bilmiyordum ama sanki içimde bir kurt beni yiyordu yavaş yavaş. "Israr etme Bahar işi vardır!" gözlerimi belerterek söylediklerimden sonra devam etmeyerek kafasını bilmişçe salladı, ufak bir gülümsemeyle.
Beni herkesten iyi tanırdı Bahar ama geçmişimi bilmezdi. Hiç anlatmamıştım ona ama ne hissettiğimi hep anlardı.
Bu diyaloglardan sonra masada oturan babama döndüğümde bana baktığını fark ettim. Sonra, aslında herkesin bana baktığını fark edince arkama yaslanıp kafamı önüme eğdim. Çok mu bağırdım ya? Yoo hak etti canım.
🎵 Medyayı burada açın canlarım 🎵
Bacağına koyduğum elimi yavaşça okşamaya başladı Çağan abim. Önce irkildim ama dokunuşları beni huzura erdiriyordu.
Kafamı kaldırıp herkese göz gezdirdiğimde yemeklerine döndüklerini gördüm. Derin bir nefes çektim içime, kafamı Çağın abinin omzuna koydum. Zaten yemeğim bitmişti. Daha fazla yiyemezdim.
Bir süre onun omuzuna yasladığım başımla yemek yemesini izledim, özlem dolu bakışlarımla. Elimi okşamayı hiç bırakmadı. Onun dudakları tenimi özlemiş, öyle demişti. Ama benim tenim de hep onu aramıştı, bulamamıştım.
Bu kadar iyi anlaşıp, birbirimizi severken neden beni kendinden soğutmuştu ki? Onu o kadar özlemiştim ki yıllarca her gece ağlamıştım. İçimdeki boşluk hiç dolmamıştı. Boğazıma koyduğu yumruyla yıllarca yaşamıştım. Onlar bu şehirden taşındığında on bir yaşındaydım ben. Önemli değildi elbette taşınmaları. Yani öyle sanmıştım. Ben oyun arkadaşımı kaybetmiştim, küçük kalbimdeki dertlerimi anlattığım koca dağı yolcu etmiştim. Ama bunlardan hiç haberim olmadan yapmışım işte, en ağırı buydu. Kimse onun gibi olmadı. Hep boşlukta savruldum durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHUNAZ (+18)
RomanceDev adamın, nazlı kadınının hikayesi... "Satır içi yorum yapan okuyucular istiyorum canlarım, ona göre başlayın" °•°•°•°•°• Arkamı dönmemle ödüm patladı. Çağın abi dibime kadar girmiş bana bakıyordu, hafif gülümsemesiyle. "Ödümü kopardın Çağın abi"...