Dev adamın, nazlı kadınının hikayesi...
"Satır içi yorum yapan okuyucular istiyorum canlarım, ona göre başlayın"
°•°•°•°•°•
Arkamı dönmemle ödüm patladı. Çağın abi dibime kadar girmiş bana bakıyordu, hafif gülümsemesiyle. "Ödümü kopardın Çağın abi"...
Medyadaki şarkıya bayılıyorum bölüme de uyuyor dinleyin Nazlı kızlarım 🎵🌹
Anın şaşkınlığından sıyrılıp kafamı sağ taraftaki cama çevirdim. "Şey..." Çağın abiye gözümün ucuyla baktığımda ilgiyle yüzümü yandan izlediğini fark ettim. "Sadece şakaydı" cümlem biter bitmez çenemi nazikçe tutarak kendine çevirdi. "Değildi, Nazlı kızım"
Söylediği cümle beni daha çok şaşırttı? Ne sanıyordu ki bile isteye böyle bir şey söylediğimi mi? Yoksa beni o küçük Ahunaz mı sanıyordu?
"Çağın abi ne diyorsun sen? Neden bilerek böyle bir şey söyleyeyim?" Çenemdeki elini sözlerimle beraber aşağıya indirdim. Omuzlarına küçük ellerimi koydum, kendimden uzaklaştırmaya çalıştım. Tabi ki öküz gücü olduğu için yerinden bile oynatamayınca ofladım.
"Söyle hadi Nazlı kızım, o çocuk seni rahatsız mı ediyor?" Nazik bir sesle bana soru sorarken önüme gelen saçımı kulağımın arkasına yerleştirdi. Sorusundan sonra nedensizce sinirlendim. Kafamı biraz ondan uzaklaştırarak kaşlarımı çattım.
"Seni ilgilendirmez Çağın abi!" kurduğum cümle onu da sinirlendirmiş olacak ki yavaş yavaş gözleri karardı "Ne demek ilgilendirmez?!" diye sordu dişlerinin arasından. "Seninle ilgili her şey beni de ilgilendirir!"
Onu takmayarak boşluğundan yararlandım ve onu ittirip aşağıya atladım. Saçımı savurarak ona doğru döndüm "Yanlışın var Çağın abi o eskidendi, çok eskiden, sen olmadan da hayat devam ediyor" sürahimi elime alarak mutfaktan çıkmadan önce yerimde bir saniye durdum. Sağ elim kalbimin üzerini buldu. Artık ağrımıyordu. "Etti" dedim ve odama gittim. Bu geceyi güzel anılarla dolu olmasını istediğim zihnimden silip, uykuya daldım...
°•°•°•°•
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aynadan kendime baktım beyaz yırtık şortumun içine mavi tişörtümün ucunu sıkıştırıp düzleştirdiğim saçlarımı kulaklarımın arkasına yerleştirdim. Bej rengi çantamı alıp dudağımdaki kiremit rengi rujumu düzelttim. Odadan çıkmadan önce de boynuma iki fıs parfüm sıkıp odadan çıktım.
Mutfakta kahvaltı eden herkese neşeli bir günaydın verip çantamı açık mor mutfak sandalyemin yanına bırakıp Çağın abinin yanına oturdum. Saat dokuz buçukta başlayacak organik kimya dersine yetişmek için tabağımı hızlıca doldurup yemeye başladım. O kadar acelem ardı ki hafta sonu neden köye gideceğimizi bile sormadım.
"Kızım yavaş ye önünden kaçıran yok. Bak hiç dinliyor mu beni, boğazında kalacak annem" annemin konuşmasına cevap vermek için ağzımı açmışken yediğim yumurtanın sarısının boğazıma kaçmasıyla deli gibi öksürmeye başladım. Herkes dinmeyen öksürüğüm yüzünden başıma toplanınca ayağa kalkıp öksürmeye devam ettim.
Boğazımda kalan ekmek o kadar canımı acıtıyordu ki gözümden yaşlar süzülerek öksürüyordum. Bir süre sonra nefesim de sıkışmaya başladı ve nefes alamadım. Bu sırada annem su içirmeye çalışıyor, babam da sırtımı ovuyordu ama hiçbir işe yaramıyordu. Elimi göğsüme koyarak nefes almaya çalıştım tekrar. Hakan ve Candan'ın ağlayarak bana seslendiklerini uğultulu duyuyordum.
Bu sırada Çağın abi arkama geçip ellerini karnıma sardı. Ellerini karnıma bastırarak beni yukarı doğru hoplattı. "Hadi güzelim!" birkaç kez tekrarlayınca boğazımda kalan kocaman ekmek parçası dışarı çıktı. Düşman görmüş gibi ona bakarak bir kaç kez daha öksürdüm. Ağlayarak nefeslenirken Çağın abinin ellerinin üzerine bir elimi koyup sol elimi yanan boğazıma sardım.
Biraz daha kendimi iyi hissedince salona oturdum. İyi olduğuma dair herkese ayrı nutuk veriyordum.Annem bu gün beni okula göndermekten vaz geçmişti. "Ahunaz hiçbir yere gidemezsin diyorum, şu haline bak bizi nasıl korkuttun?" herkes salonda bir koltuğa yerleşmiş annemle yarım saattir kısık sesle yapabildiğim kavgamı dinliyorlardı.
"Annecim vallahi gitmezsem bu dersten kalırım, yetişmem lazım yarım saatim kaldı" annemin daha fazla konuşmasına izin vermeden su içecekmiş gibi ayağa kalkıp bir bardak içtim. Sehpanın üzerine bırakıp salondan koşarak çıktım. Şimdi yine ben konuşurum hocanla falan derdi çekemezdim. Nasıl konuşmayı düşünfüğünü hala anlayamıyorum. Arkamdan bağırarak gelse de çantamı alıp beyaz sporlarımı tam giyemeden aşağıya indim. Baharla Defneye annem mesaj attığı için beklememişlerdi beni. On dakika geç kalarak derse yetiştim.
°•°•°•°
Dersler bittiğinde okuldan çıktık. Sabahtan beri boğazımı yumuşatmak için sıcak şeyler içsemde bir türlü geçmiyordu ağrısı. Bahar rahatsızlandığı için eve erken gitmişti. Bizde şimdi Defneyle evlerimize doğru yürüyorduk. Zaten dolmuştan indiğimizde iki sokak yürüyüp eve ulaşıyorduk.
"Nazi Patoloji ödevini yaptın mı iki gün kaldı?" Defnenin sesiyle kaldırım taşlarını saymayı bırakıp ona döndüm. Söylediği cümleyi algılayınca gözlerim kocaman açıldı. O slaytı yapmazsak Ayşe karısı ebemizle güzel bir konuşma yapardı.
"Definem vallahi unuttum!" korkarak bağırmamı ikimizde normal karşılıyorduk. "Yarın okuldan çıkınca kafeye geçip yapalım yoksa dersten bile bırakır bizi!" Defneyi onaylayıp kocaman sarılıp öptüm, kapısına geldiğim eve girdim. Maazallah söylemeseydi ben hiç hatırlamazdım.
Beyaz spor ayakkabılarımın açılan bağcığının adım attıkça sağa sola sallanmasını izleyerek merdivenleri çıkıyordum. Asansöre binmekten hoşlanmadığım için merdivenler benim için mucizeydi. Omuzumdan düşen çantamı düzelterek yürümeye devam ederken kolumdan çekilip sert bir göğse yapıştırıldım. Kimin yaptığına bakmak için kafamı kaldırınca Merih abiyi gördüm.
Ne yaptığını sanıyor bu salak acaba? Bu şekilde kolumdan çekiştirmesinin amacı dayak yemek mi?
Kolumu ondan kurtarmaya çalışırken "Sen ne yaptığını sanıyorsun bırak kolumu?!" diye bağırdım. Dudaklarını büzüp parmağını koydu önce üzerine. Sonra oradan çekip elini ağzıma kapattı "Şşş sesiz ol, seninle biraz işim var"
🧿
Selam canlarım 800 kelimelik bir bölümle geldim. Kızmayın az diye bugün çok işim vardı.
Satır içi yorumlar istiyorum 😘
Nazlı kızlarım bu şekilde hergün bölüm attığımda olaylar tam olarak işlenmiyor. Haftada iki gün sizlere uzun bölümler atmaya karar verdim. Çarşamba ve Cumartesi günleri yeni bölümler gelecek.
Kitap hakkındaki düşüncelerinizi buraya bırakırsanız sevinirim.
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi buraya bırakırsanız sevinirim.
Birşey denemek istiyorum şimdi bu bölüme sınır koyacağım, potansiyelimizi merak ediyorum. Bakalım sınır geçilecek mi?
