🤠#22|10K Özel

439 30 22
                                    

"Adrien!" diye mutfaktan elimde iki kupa ile çıkarken üst kata bağırdım.

"Noldu? Sancın mı tuttu bebeğim, bak burdayım ben, burdayım!?" Onun merdivenlerden bu hızlı inişine ve yüz ifadesine kendimi tutamayarak güçlü bir kahkaha attım.

"Hayır ben ve kızımız gayet iyi." dedim elimdeki kupanın birini ona uzatırken.

Gözlüğünü uzamış saçına taç yapıp elimden kahvesini aldı.

"Gel şöyle oturalım fıstığım, ayakta yorulma." Boş olan sol eliyle benim boş elime girip, birlikte ikili kanepeye kadar birlikte yürüdük.

Girdiği sol kolumdan elini çıkartmadan birlikte kanepeye oturduk.

Kahvesini önümüzdeki orta sehpaya koyup, belirgin olan karnımın üzerine ellerini koydu.

"Bir kız babası olacağım." dedi. Gözlerinin içindeki parıltı bir güneş gibiydi.

"Hıhım." dedim ben de uzamış saçlarını yüzünden kulağının arkasına sıkıştırırken.

"Adını hiç düşünmedik." dedi karnımı okşuyorken.

"Sen ne istersin?" diye bir soru sordum ona.

"Hira nasıl?"
Kulağı o kadar çok naifti ki.

"Hira Agreste." dedi ve bir elini yanağıma getirdi.

Sağ yanağımı okşamaya başladı. "Ben dünyanın en şanslı adamıyım." dedi ve gözleri bir anlık dudaklarıma kaydı.

"Sen ve sana ve bana benzeyen bizim bir parçamız." dedi ve gülümsedi. Yüzü yüzüme yaklaştı.

"Beni bırakmayın." diye fısıldadı ve dudaklarıyla dudaklarımı örttü.

Ayrıldığımızda, "Onca işin içinde bu çok iyi geldi. Kafam o kadar dolu ki, her şey üst üste geldi." dedi alnını alnıma yaslayayıp.

"Yanımda olmana ihtiyacım var."
Gülümsedim.

"Sen git, ben de bize bir meyve tabağı hazırlayayım, geliyorum yanına." dedim ve oturduğum yerden Adrien'ın yardımıyla kalktım.

Adrien son bir kısa öpücüğün ardından tekrar hızlıca merdivenleri tırmandı.

O koridoru dönerken ben de mutfağa gittim ve dolabı açtım. 2 elma, üzüm, mandalina, muzları seçip kapağı kapadım ve tezgaha geçtim.

Gerekli soyma ve doğramaları yapıp, tabağı hazırladığım esnada boşalan muz poşetini de bir çekmeceye koydum.

Üst kata çıkıp, Adrien'ın çalışma odasının kapısını tıklattım ve sessizce içeri girdim.

Elindeki kalemi, gözündeki gözlüğü ve karanlık odada yüzünü ve masayı aydınlatan lambasıyla dikkatlice çalışıyordu.

Meyve tabağı için masada yer açması için bir süre bekleyeyip sonrasında tabağı koydum.

"Ben hemen markete gidip geleceğim, muzumuz  bitti."

"Ben de geleyim seninle." dedi an hemen onu durdurdum.

"Zaten hemen karşıda. Yolu geçerim ben. Sen çalış, 5 dakikaya burdayım. Pencereden beni izleyebilirsin." dedim arkasındaki koca pencereyi göstererek.

"Çabuk gel bebeğim ve dikkat et." Başımla onu onayladım ve odadan çıktım.

Adrien Agreste:

O odadan çıkar çıkmaz hemen pencere önünde dikeldim ve onun evden çıkmasını bekledim.

Çok değil, yaklaşık 5 dakika sonra yolda gözüktüğünde, geçmek için arabaları bekliyordu.

Bir anlık bana döndü ve bana doğru el salladı, görmeyeceğini bile bile ben de ona doğru el salladığım anda o yola atılmış yavaşça geçiyor, ona da hızla bir araba yaklaşıyordu.

"Marinette!" diye gürledim.

Elini dudağına götürdü ve öptü.

"Marinette hayır!" Daha çok gürledim.

Ve öpücüğünü bana gönderdiği anda, ben de cama kuvvetli bir yumruk indirip, daha çok gürledim.

"Marinette!"

Çevredeki sesler keskinleşti.
Ben bir anlık sarsıldığımda neye uğradığımı anlayamadım.

Gözlerimi kapattım ve derin iki üç nefes aldım.

"Marinette!" Hızlıca bahçeye atıldım.




10K olmuşuuuzz ve ben de buna özel bir bölümle geldiim sizce nasıldı biraz hüzünlü müydüü🙁

Başka Bir Peri Masalı [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin