🐳#17||Kumsal

787 54 27
                                    

Dudaklarımız birbirinden ayrıldığında, halk alkışlıyordu. Alnını alnıma yaslayıp son notaların bitmesine kadar dans ettik o gece.

Danstan sonra ise arabaya gelmiştik.

"Kampa mı dönüyoruz?" dedim ona.

"Henüz değil." Ama güneş doğmak üzereydi.

Emniyet kemerimi takarken, "güneş doğmak üzere." dedim ve radyoya uzandım.

Herhangi bir radyo kanalını açarken, biraz ses kıstım ve arkama yaslandım.
Şarkı "bomboştu gözlerin..." diye başlarken, Adrien hâlâ yola bakıyorken radyoya uzandı ve sesi yükseltti.

"Sana," dedi bana bakarken. Şarkıyı ilk defa duymuyordum ama sürekli olarak dinlediğim bir şarkı değildi.

Bir yandan araba sürüyor bir yandan şarkıyı mırıldanıyordu.

"Birileri anlatsın bana, aşk daha neler ister?
Sevilmeden bitecek mi bu rüya, bu adam seni ister."

Bu kesiti biraz daha yüksek söylediği için ona baktım ve gözlerimiz kesişti.

Ne söylemem gerektiği bilemedim ve sadece gülümsedim.

"Güzelmiş." dedim şarkı hâlâ devam ediyorken.

"Ve anlamlı." diye ekledi ve düz yolda şarkı mırıldanarak biraz daha gittik ve bir yol kenarında durduk.

İlk o indi arabadan, sonra ben. Geldiğimiz yer bir kumsaldı ve güneş kendini göstermeye başlamıştı.

Adrien yol ile kumsalı ayıran bariyeri geçip kumların üzerine bastığında, elini bana uzattı.

"Gün doğumunu izleriz diye düşünmüştüm." Gülümsedim ve kafamı onaylar biçimde aşağı yukarı salladım.

"Sen," dedim ama cümlemi tamamlayamadım.

Elini tuttum ve ben de bariyeri aşıp kumlara bastım.

Denize doğru yürüyüp, kıyıya vuran dalgalarla aramıza biraz mesafe koyup öylece oturduk.

Oturmadan önce Adrien cebinden bir şey çıkarıp öyle oturdu.

" O ne?" dedim Adrien yanıma otururken.

"Bana ne söyleyecektin?" dedi baş parmağı ile arabanın yanını gösterirken.

"Hiç." dedim ve gülümsedim.

"Sana çikolata almıştım." dedi cebinden çıkardığı çikolatayı elinde sallayarak.

Kaşlarım çatıldı. "Ama sen?"

"Ben çikolata yemem, malûm bu mükemmel fiziği korumak lazım."

Birlikte güldük ve bana uzattığı çikolatayı elinden aldım.

Çikolatayı ambalajdan çıkarıp ona doğru uzattım.

"Böl."

Kaşları çatıldı. Başını olumsuz anlamda sağa sola sallarken, alt dudağımı sarkıttım ve gözleri dudaklarıma kaydı.

"Ama böyle yapamazsın!" diye dudaklarıma bakarken konuştu.

"Bölsene şunu, eriyor bak."

Bıkmış bir şekilde nefes verdi ve ona uzattığım çikolatanın ucunu tutup böldü.

"Aferin benim oğluma." Çikolatadan ısırdım.

"Oğlun olmak güzel hissettirdi." demesiyle birlikte fal taşı gibi olan gözlerimle ona baktım.

"Ş-şey." dedim ve yutkundum.

"A-aslında..."

"Gerçekleri konuşalım." dedi bir anda ve yönünü bana döndü.

"Ne gerçeği?" dedim.

"Dön bana." Başımı olumlu anlamda sallayıp ona döndüm.

Çikolatalarımızı kumun üzerine koyduk ve göz göze baktık.

"Hâlâ," dedi ve kendine zaman tanıdı.

"Hâlâ seviyor musun beni?"

Yüzüm anlamsız bir ifade alırken, "bu da nerden çıktı?"

"Seni seviyorum Marinette."

Bunu duyduğumda sıkışan kalbimle birlikte nefes almayı unutmuş gibiydim.

"Adrien..." dedim ve kumla oynamaya başladım.

"Beni sevmiyorsun , değil mi?"

Bir şey diyemedim. Söylediği şeyi inkar edemedim. Kabul de edemedim. Ona karşı o kadar karışıktım ki.

"Beni bıraktın!" dedim bir anda.

"Beni, orda, seni sevdiğimi bile bile bıraktın!" Gerçekleri yüzüne vurmalıydım.

"Sana bağımlıydım..." Gür çıkan sesim birden titredi ve gözlerim doldu.

"Sana bağlı yaşadım ve sen beni hiç düşünmeden terk-"

Lafımın devamı gelmeden, yüzüm iki el arasına alındı ve dudaklarım Adrien'ın dudaklarıyla örtüldü.

Ağlamaya başladım. Alt dudağım dudaklarının arasındayken, ağza gelen tuzlu tat benim eserimdi.

"Şşt, ağlama." dedi nefes nefese.

"Ben burdayım, bak bana." Ellerimi tuttu.

"Zamanında burda değildin."
















Tam böyle Adrien ile Mari shipliceeem böle olmuyor yaw
Napsak la
Finali de 20. Bölüm yapcam galibaaaa😯

Öptüm hepiniziiiiiii🤞💕

Başka Bir Peri Masalı [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin