2 yıl önce:
"Bugün ne yapıyoruz!?" Rose'un bu lafina güldüm çünkü bunu söylerken aldığı yüz ifadesi o kadar komikti ki!
O sırada gözlerim yan sırada öylesine oturan Adrien'a kaydı. Çantasını topluyordu ama daha öğlen arasındaydık, okul bitmiş değildi.
Alya'yı dürttüm ve kulağına eğildim.
"Adrien..." dedim ve durdum. Eğildiğim yerde doğruldum.Bu süre zarfında o çantasını toplamış ve ayaklanmıştı. Sınıfın içinde "Adrien!" diye bağıramadım.
Adrien'nın gidişini izlerken kalbime çöken ağrı paha biçilemezdi. Neydi bu? O ne yapıyordu? Nereye gidiyordu?
Daha fazla izleyemedim. Onun bu haraketi beni korkutmuştu.
Ben de Adrien'nın arkasından hızlıca sınıftan çıktım ve kapı önünde durdum. Sağıma soluma baktım.
Yoktu, gitmiş miydi? Gitmiş olma ihtimali beni umutsuzluğa sürükledi. Gözlerimin dolduğunu hissettim ve okul çıkış kapısına doğru koşmaya başladım.
Çok uzun sürdü, koşuyorum ama varamıyormuşum gibi...
Nihayet yüzümü önümden gelen aralıktan okşayan serin rüzgarı hissettiğimde daha da hızlı koştum. Yakalamak istedim. Yakalayıp bırakmamak...
Gittiğini anlayabiliyordum.
Okulun kapısından çıkıp bahçe dışına baktım. Adrien, arabaya biniyordu. Güçsüz kalmama rağmen yine koştum, bu sefer ona varacakmış gibi... Bu düşünce beni daha da güçlü yaptı.
Merdivenlerden inip, bir iki adım daha attığımda beni birisi durdurdu. "Marinette?"
Birden olduğum yere çivi gibi çakıldım.
"Luka, sonra konuşsak olur mu?" Nefes nefeseydim ve bu cümleyi kolay kolay kuramamıştım.
"Adrien mı?" dedi bisikletini park ederken.Elim ile boynumu kaşıyıp, yere baktım. Aramızda ufak çaplı bir sessizlik oldu.
"Bisikletimi alabilirsin." Söylediği cümleyle yüzüne baktım ve gülümsedim. "Teşekkür ederim ama ben kendim halledebilirim." dedim ve yanıma doğru bir adım attım.
"Sonra görüşürüz!" Cevabını beklemeden koşmaya başladım.
Tikki benimleydi, onu bu gece teslim edecektim. Son defa uğur böceğinden faydalanıp, Adrien'ların evine hızlıca gittim. Ağacın arkasında normal halime dönüşürken, bahçeye o araba girdi. Saklandım.
Bekledim. Adrien arabadan son olarak çıktığında, onu getiren adam arabaya bindi ve bahçeden çıktı.
O ordaydı. Saklandığım yerden çıkmalı mıydım? O an ne oldu bilmiyorum ama, kendimi dışarı atıp, Adrien kapıya yürürken arkasından fısıldadım.
"Veda etmeyecek misin?" Bu gerçeği biliyordum, gittiğini o kadar bariz bir şekilde biliyordum ki bu gerçek bana ağır gelmeye başladı.
"Marinette." dedi sadece. Çimenlerdeki bakışımı, ona çevirdim. Bana yaklaştı. Aramızda 1 adımlık mesafe varken durdu.
"Veda etmeyecek miydin?" Yutkundu.
"Sen." dedi ve durdu. "Sen nerden biliyorsun?" Bu hislerimde yanılmadığımı doğruladı.
"Veda etmeyecek miydin!?" dedim sesimi daha da yükselterek. Bakışları düştü. "Yapamadım." dedi. Bu hali bana savunmasız bir çocuğu anımsattı.
"Ne zaman gideceksin?" dedim fısıldayarak. Bana baktı ve aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapattı. Gözlerim dolu doluydu ve ağlamamak için kendimi sıkıyordum.
Ağlarsam ona ne söyleyecektim ki?
"Yarın sabah, erkenden." Eli çenemi tutup, yukarı kaldırdığında, sağ gözümden bir damla yaş süzüldü.
Bunu hissedir hissetmez bir adım geri çıktım ve aramıza mesafe koydum.
"Amerika'ya kardeşimin yanına gidiyorum, lise son sınıfı orda tamamlayacağım." dediğinde ona bakamadım. Ağlamaya başlamıştım ve kafamı iyice eğmiştim.
"Marinette?" dedi soru sorarcasına.
Cümleler boğazımda düğümlenirken, "üzgünüm Marinette." dedi. Gözlerimi kapattım ve başımı kaldırdım."S-sen niye ağlıyorsun?" Göz yaşlarımı ellerimin tersiyle sildim.
"Bir şey söyle." diye üsteledi ama ağzımı açıp bir şey söylemedim. Arkasını döndü ve ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.
Yürümeye başladı, ağlamam şiddetlendi ve diz kapaklarımın üzerine düştüm.
"Çünkü seni seviyorum!"
15 mayıs saat gece 04.51 aga
Bölüm bittiiiii
Ben sevdim sevdim💕
Hadi bakalımmmm umarım sevmişsinizdir💕
Bu bölümü hemen şimdi yayınlıyorummmm bunu cumaya varsayın pls. Öptümmmm💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Bir Peri Masalı [Tamamlandı]
Fiksi PenggemarHer şey bitmiş, değişen zamanla birlikte Marinette ve Adrien'da değişmişti. Adrien'ın ikiz kardeşi, babasının holdinginde çalışmak için yurt dışından gelir. Adrien orda mankenlik yapmaktayken, Gabriel Agreste Marinette'yi işe tasarımcı olarak alır...