4.Bölüm

549 14 78
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın.Bu kız sizi seviyor♡

Şarkıyla okumak isteyenler için multimedyaya sevdiğim bir şarkıyı bıraktım.

Çağan Şengül - Papatya

Keyifli okumalar;

Hüzünden kefenlerimizi giymiştik.Kendi ellerimizle kazıdığımız toprakların koynu hazırdı bizim için.

Yalancı oksijenleri içime doldurmaya başlamıştım. Kendilerini,içindeki karbondioksitin az olduğuna inandırmaya çalışıyordu.Hepsi bir yalanla dolduruyordu, ciğerlerimde kalan boşlukları. Elimi evimin kar yapışmış soğuk merdiven korkuluklarına dayadım ve inmeye başladım.Orayı terk etmiştim. Kalbim taş kesmiş gibiydi. Gidecek bir yer bulmalıydım. Derdimi anlatabilecek tek bir insan olsaydı keşke... Taşlaşan kalbime bir çekiç darbesi inseydi de sızsaydı yarıklardan tüm yalnızlığım. Yavaş yavaş yürümeye başladım.Yürüyenin yollarıda olurdu elbet diye geçirdim içimden.Sonra gözüm aniden gördüğüm şeyde kilitli kaldı.

Market oradaydı.

Yok olan market oradaydı.

Ben ilk defa o gün iki dünya arasında gidip gelmiştim...

Girmek ve bakmak istiyordum. Belki de kasadaki kadını bulmam gerekiyordu.Korkmayacaktım, bu sefer kaçıp terk etmeyecektim orayı.Direnecektim.Temkinli adımlarla markete doğru yürüdüm.Her şey ince bir çizgiyle çizilmişti.İki dünya arası araf değil bendim.

Marketin kapısını iteleyip içeri girdim.Her şey yine aynı düzendeydi.Bu sefer elime hiçbir sey almayıp kasaya gittim. Oradaydı, yeşil gözleriyle parçalara ayırıyordu ona bakan herkesi.Beni görünce şaşırmadı. Bunu zaten bekliyormuş gibiydi. Onunla konuşmam lazımdı,beni bir tek o görmüştü.

Üzerimdeki garip çekime ayak uydurup konuştum "Benim bu şehirde ne işim var?"

Yeşilleri bu sefer beni parçalara ayırmayıp yeniden var edecekti.

"Burası senin olman gereken yer."

"Bak" gözlerim dolmaya ve sesim titremeye başlamıştı."Benim evime gitmem lazım.Benim yerim burası değil.Annemin yeniden kansere yakalanma riski vardı.Babam ah babam... Peki kardeşim ne çok üzülmüşlerdir. Bir şey yap ne olursun."

Karşımdaki kadın kimsenin yalvarmasını umursayacak gibi değildi.Üzerime doğru adımladı artık nefesim kesilmiyordu, onun yeşillerinde.Elini havaya kaldırdı bana zarar verecek diye korkarak aniden gözlerimi kapattım.Karşımdaki kadın, avuç içini bir kez alnıma sürttükten sonra benim elimi kendi elleri arasına bıraktı.Gözlerimi açtım ve yapmaya çalıştığı şeye odaklandım.İşaret parmağıyla avuç içime bir şeyler çizdi.

"Gözlerime bak" diye seslendi kırık ses tonuyla.Ellerinde olan bakışlarımı gözüne diktim.Göz bebekleri büyüdükçe büyüdü sonra annemle babam beliriverdi o gözlerde.Kızının kaybına ağlayan bir anne, dizlerine vuran bir baba gördüm.

"Babam,annem" derince yutkundum.Boğazlarımdan aşağıya indi dikenler.Kadının gözlerini alıp gitseydim ya buradan.Hergün seyretseydim orada annemle babamı.

"Ağlama annem, kızın yaşıyor. Buradayım anne." ellerim titriyordu.Nefes alış verişlerim hızlandı.Bir yaş süzüldü mavilerimden.Yanaklarımdan aşağıya inerek ince bir yol lekesi bıraktı tenimde.Göz bebekleri küçüldü.Annemle babam üstüne su dökülmüş en güzel resim tablosuna dönüştü.
Derin bir kasvetti içimde büyüttüğüm.Arkasında yas tutulan çaresiz bir anne babanın
kızıydım ben.Göğsümde hissettiğim sancılar, ana rahminden ayrılan bir bebeğin bıraktığı veda izleriydi.Annemle babam gitti.Resmi çizen sanatçı da terk etti sahneyi.Sanatı mahvolmuştu.

YolsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin