3.BÖLÜM - HİLKAT GARİBESİ

4.8K 617 152
                                    

Bugün Adana yağmurlu ve eğer yağmur varsa, ilham perilerim beni yalnız bırakmıyor. Bir günde iki bölüm yazarım böyle :)

*-*

Buğra sabahki kızı aklından zar zor çıkarmıştı. Anlaşılan bir süre de aklını kurcalayacak bir güzellikti ama sebebini çok iyi biliyordu, sebebi o kızın ona yüz vermemesiydi. Dosyalarla boğuşuyordu ki iç hatlardaki telefonu çaldı.


"Efendim Yasemin," dedi asistanına.


"Buğra bey, nişanlınız gelmiş efendim."


"Nişanlım mı? Benim mi?" diye şaşkınlıkla sorarken, 'İnşallah o değildir' diye de geçiriyordu içinden.


"Evet efendim."


Telefonu hafifçe uzaklaştırıp, "Yok canım o kadar da ileri gitmiş olamaz değil mi?" diye mırıldandı, ama başkası olamayacağından da emindi, "İçeri alma-" demesine kalmadan kapı açıldı ve koca bir altın dişle sırıtan kızın kafasını gördü.


"Ciiikke!"


Buğra yüzünü buruşturup, yerinden sinirle kalktı "Cikke ne ya cikke ne? Sanki çok sevimliymişsin gibi. Gelmişsin kırk beş yaşına, cikke diyorsun."


"Aa sevgilim öyle deme. Sürpriz yaptım sana."


"Sürpriz?" dedi burnunu buruşturarak. "Sürpriz çok sevimsiz oldu yalnız. Ceza de, ne bileyim Allah senin bin belanı gönderdi de. Daha uyumlu olur durumumuza. Ayrıca o nişanlılık saçmalığı ne?"


"Ee nişanlı sayılırız artıkım. Ben dedeme dedim," dedi ciddi görünerek, "Çok beğendim dedim, sırım gibi delikanlı dedim, bundan yap yap çocuğu sal dedim, maşallahı var dedim, aşık olduk biz dedim. Alacak seni bana."


"Yavaş gel!" diye bağırdı. "Kimi kime alıyor be! Ayrıca ne aşkı lan? Sana besleyeceğim tek şey, kuş yemi vermek olur! Deli mi ne, saldı başıma kendini. Sinir krizi geçireceğim yemin ederim. Alacakmış dedesi beni ona. Manavdan hıyar alıyor sanki bana. Kırbacı da vurursun sen."


"Ooo..." deyip adama adım adım yaklaştı. "Fantezi severim. Neden olmasın."


"Çüş çüş!"


Kız çantasından bir iki kavanoz çıkarıp, masaya dizdi, "Bak ellerimle sana güç kuvvet olsun diye neler neler yaptım. Maşallah bana."


Adam da geri geri gitmeye başlamıştı, "Ne için ne için?"


"Boy boy çocuklarımız olsun diye sana ne mamalar, ne güçlendiriciler yaptım. Hadi ye de kuvvet olsun aslanıma, bal kaymak gibi hepsi."


"Benim öyle saçmalıklara ihtiyacım yok. Sağlığım da sperm sayımda normalin çok üstünde, dert etme sen- de sana ziyan edecek tek bir spermim bile yok." Kadının ona yaklaştığını fark edince, "Höst! Uzak dur benden!" diye bağırıp masanın arkasından kapıya doğru gitmeye başladı.


O sırada kapı açılıp da şirket müdürünün içeri girmesi ile Buğra rahat bir nefes verdi, "Ah! Jivan! En iyi dostum," diyerek adamın arkasına saklandı. Sonra da adamın boynundaki hac sembolü olan kolyeyi gömleğinin altından çıkarıp, kadına doğru tuttu, "Uzak dur, uzak dur diyorum!"


Jivan ise olanları anlamaya çalışıyordu, "Neler oluyor Buğra?"


"Bu kadın beni ele geçirmeye çalışıyor. Benden çocuk yapacakmış. Irzıma göz koydu," dedi hac olan kolyeyi kıza doğru tutarak.

SAKAR PRENSES * PRENS & PRENSES SERİSİ IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin