14. BÖLÜM - BİZ TUTKUNUN ASKERLERİYİZ

4.1K 566 300
                                    

Malum okullar yeniden kapandı, kızımın motivasyon sürecini biraz zır atlatıyoruz. Tam okula alışıyor, okullar kapanıyor, tam eve alışıyor, bu sefer okullar açılıyor. Valla bizim bile dengemiz bozuluyor, artık altı yaşındaki çocuğun dengesinin bozulması çok ama çok normal...

*-*

Sen yağmur, ben toprağım...
Üstüme her yağdığında aşkın kokusudur
Yayılan etrafa...
Senle ben böyleyiz,
Aynı olmasak da birbirimizle güzeliz.
Biz tutkunun askerleri,
Aşkın tek varisleriyiz...

*-*

Buğra kahve tepsisini mutfağa götüren eşini gördüğü an ayaklandı hemen, “Bende şu çikolataları götüreyim de git gel yapıp yorulmasın sevdiğim benim,” deyip sırıtarak kızın peşinden gitti. Bengü tam tepsiyi bırakıp mutfaktan çıkmıştı ki koridorda Buğra seksi bir hamleyle onu belinden yakaladı ve kendine yapıştırdı. Elindeki çikolata servisini de yana koydu. Kızın sırtı adamın göğsüne gelmiş, Buğra’nın eli de kadının karnına kilitlenmişti.

“Buğra sen bu gece kafayı yedin her halde, ne oluyor sana ya? Bırak ailem içeride.”
“Sadece...” dudağı boynuna dokundu, “Öpmek istedim... Nedense bu gece senden uzak duramıyorum.”
“Farkettim de lan manyak, ne diye ailemi topladın o zaman?”
Buğra derin bir nefes alıp verdi, “Hakikaten aklıma tüküreyim, neden çağırdım?” kızı kendine çevirip, öpmeye başlayınca Hale birden koridorda belirdi.

“Abla!” dedi gülme ile kahkaha atma arasında.
Bengü adamı üstünden itince, Buğra gülerek kızdan uzaklaştı. İşte istediği de tam buydu! Heyecan, adrenalin ve tutkulu bir çift resmi...
“Dedem dedi ki kalkıyoruz biz, gelsinler bizi yolcu edip öyle oynaşmaya devam etsinler.”
Bengü’nün gözleri kocaman açıldı, “Ne oynaşması be? Götünden eylem uydurma bana Hale.”
“Götümüzden uydurmuyoruz abla, bizzat gözlerimizle izledik,” dedi yandaki koca aynayı göstererek.

Bengü elini alnına koyarken, Buğra da yutkunmuştu. Heyecan, adrenalim ve tutkulu çift mi demişti demin? Şuan yaşadığı, rezillik, rezalet ve rezil olan bir çiftti. Aman ne güzel!
“Allah seni kahretmesin Buğra, yürü!”
“Hayatım, unutmuşum aynayı.” Sonra salona girerken kadına hala çıkışıyordu, “Ayrıca duvarı aynayla kaplamak ne Allah aşkına, ne saçma! Özel hayat yok!”
“Hala konuşuyor sus adam sus!”

Orhan bey, “Damat!” diye bağırınca, hemen adama dönüp, “Dedeciğim,” dedi sevimli bir şekilde gülümseyerek.
“Biz kalkalım da siz de rahat rahat-”
“Dede Allah aşkına o cümleni bitirme, evliliğim biter,” diye acıyla inleyip, adamın sözünü kesti Buğra. “Hiçbir şey görmemişçesine gitseniz?”
Adam kalktı ve ceketini düzeltti, aynı anda da kıkır kıkır gülüyordu, “Hiç bana göre değil aslında görmezlikten gelmek ama, hadi ilk seferin hatırına öyle olsun. Müesseseden.”

“Çok şükür, sağol dede.”
Annesi de babasına “Baba yapma,” dedi uyarır gibi gülümseyerek. “Utandırıyorsun.”
“Lan hiç de utanıyor gibi bir halleri yoktu. Maşallah-”
“Tamam baba hadi çıkalım.”
“Hep susturun zaten siz beni. İçimde özümserken öleyim mi?”

“Yok baba yok, çok yaşa sen,” dedi ve kızına döndü, “Hadi size de iyi geceler. Ya şu aynayı söktürün ya da-”
“Emin olun söktüreceğim anneciğim,” diye kadının sözünü kesti Buğra.
Bengü ailesini uğurlayıp arkasını döndüğünde elini beline koydu ve deminden beri tuttuğu nefesini bıraktı, “Evet Buğra, bu gece ile ilgili bana açıklaman gereken bir şey var mı?”
“Libidom zirveye oynadıysa demek ki...” kafasını kaşıdı, “Duş alalım mı?”
“Ne?” dedi kadın anlamayarak.

Buğra yavaşça ona yaklaşıp, elini tuttu. Evet dağıt konuyu adamım, işte bu. Kafasını karıştır, aklıyla oyna, ateşini çıkar, arzularını körükle... Harikasın! “Sadece birlikte duş alacağız. İstemediğin hiçbir şeyi yapmayacağım. Bana en azından bu kadarına güvenebilir misin?”
“Buğra ben zaten sana güveniyorum-”
“O zaman bu gecede güven. Söz veriyorum hiçbir şey olmayacak. Sadece yıkanacağız.” Onu kollarına aldı, “Bengü azıcık yakınlaşmamız lazım, birlikte cinsel anlamda adımlar atmamız lazım. Yoksa aşamayız.”

SAKAR PRENSES * PRENS & PRENSES SERİSİ IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin