Di

293 40 31
                                    

"Göklerdeki Göksel Babam,senin,babam olduğunu ve benim de senin çocuğun olduğumu bilmek,beni rahatlatıyor ve bana şifalar veriyor.Özellikle de,ruhum karardığında ve sırtımdaki yük ağırlaştığında,sana her seferinde "Baba,senin bana olan sevgine inanıyorum" demenin,benim için ne kadar gerekli olduğunu hissediyorum.

Evet,inanıyorum:Hayatımın her anında,bana babalık yaptığına ve benim de,senin çocuğun olduğuna inanıyorum ve beni sonsuz bir sevgiyle sevdiğine inanıyorum.

Beni gece ve gündüz korduğuna,senin iznin olmadan,saçımdan bir kılın bile düşmeyeceğine inanıyorum."

--

--

Des evinden içeriye adımını attığı anda hemencecik hizmetlileri dibinde bitivermiş ve emrine amade olduklarını gösteren bir ifadeye bürünmüşlerdi,Anne yaptığı telefon görüşmesini sonlandırıp swarovski taşlarla süslü koltuğundan kalkıp sesler üzerine saray kapısı gibi olan kapıya ilerlemişti.

"Hayatım neden evdesin,çok erken değil mi,bir sorun mu var yoksa?",Her bir basamağında imitasyon gül yaprakları bulunan göz alıcı merdivenlerden uzun boylu genç adam göründüğünde Des oğluna gülümseyip ona sarılmak için kolların iki yana açtı,"Harold nasılsın bakalım?"

Harry banyo dolayısı ile hala nemli olan saçlarını elleriyle tarayıp babasına kısaca sarılıp şüpheyle süzdü onu,babası alışılmışın dışında çok iyi niyetli bir hale bürünmüştü,neydi ki bu tavırlar İsa aşkına?

Des kenara çekilip arkasında duran oğlan gözüktüğünde hizmetliler de dahil olmak üzere herkes oğlana ok gibi delip geçen bakışlarını sabitlediler,Harry sanki tepede bir ay tutulması gerçekleşiyormuş gibi büyülenirken oğlanın soyut bir varlık kadar şuhluğundan aklını oynatacak hale gelmişti,buz mavisi gözler cidden Harry'nin daha ilk saniyede bile değil ilk salise de tenini ürpertmişti,o bakışlar,o gözler...nasıl bir şeydi bu böyle?

Des'in malikanesinde yıllardır çalışan olan hizmetli Carmen topuz şeklinde topladığı kır saçlarının tepesindeki klipsli tokayı gevşetirken oğlandan gözlerini alamıyordu,Anne sorgular gibi tek kaşını kaldırıp eşine baktığında Des yolda gelirken uydurduğu açıklamayı sesli bir şekilde dışa vurdu,"Tanıştırayım sevgili ev halkı,bu Louis,biz de yatılı bir şekilde çalışan olacak artık,şirketime gelip ailesine bakmak için iş aradığını söylediğinde onu geri çeviremedim...Eh ev işlerinden de anladığını söyleyince onu işe aldım."

Anne krem rengi vatkalı ceketinin cebine telefonunu koyup eşinin elinden tutarak çardağa doğru ilerlemeye başladı,hizmetliler bir kenara dağılırken Harry merdivenlerin önünde dikilmiş hala Louis'e odaklandıkça daha da içine çekilmeye devam ediyordu,ilk görüşte aşk olmadığından kesinlikle emindi,bu Harry için...ilk görüşte dizlerine kapanıp tapacak kadar bir kıvama gelmek demekti.

Böylesine bir yüz,çizgileriyle ve hatlarıyla olsun her bir mimiği özenle yansıtan bu taş bebek oranındaki surat...Harry içinde ay tutulmasını gerçekleştiriyordu.

Ne yaptığından asla emin olamazken oğlana elini uzattı,"Evimize hoşgeldin...ben Harry.",Louis gerginlikle önce ona uzatılan ele ardından elin sahibi olan bedenin ceylan gözlerine takılı kaldı,ne yapması gerektiğini bilmiyordu,hiç bilmediği ve tanımadığı bir ortamda çok ürküyordu ve bu fani hisleri nasıl yansıtması gerektiğinden asla emin olamıyordu.

"L-Lou...Louizzz,ah ş-şey aman işte b-ben de L-Louis!",Louis ona uzatılan eli tutup kelimeleri birbirlerine katarak cevap verdiğinde Harry anında elini çekti onun avuçları arasından ama bu isteyerek verdiği bir tepki olmamıştı,Louis o kadar soğuktu ki Harry elini istemeden çekmek zorunda kalmıştı,Louis onun aniden elini çekmesiyle korkarak bir kaç adım gerileyince sırtı kapıya çarptı ve kendisinden süratle uzaklaşan adının Harry olduğunu öğrendiği genç adama hayretle baktı.

Harry onun korkusunu fark edince anında onu sakinleştirmek için ağzını araladı,"Ben şey...kusura bakma çok fevri bir hareket oldu ama teninden bana akın eden soğukluk o kadar yoğundu ki elimi refleks olarak çektim,neden bu kadar soğuk ki elin,dışarısı çok mu soğuk?",Louis hızla kafasını iki yana sallayıp sırtını kapıdan uzaklaştırdı,"Güneş yok ama soğuk değil!Mevsime göre bu,mevsime göre!Hava aslında sezona göre normal,evet evet öyle!"

Harry onun tatlı telaşıyla çıkardığı cümle karşısında kıkırdarken Louis'e işaret verip önden yürümeye başlarken Louis yavaş yavaş adımlarıyla kendinden uzun bedenin arkasından etrafa attığı korku ve şok dalgalarıyla birlikte gidiyordu,Harry meyve sepetinin olduğu büyük kare masadan sürahiye uzanıp diğer yandan bir bardak kapıp içine biraz su doldurup Louis'e uzattı.

Louis istemediğini belirtmek için bardağı almadı ve kendisine dikkatle yaklaşan Harry'e tebessüm ile karışık bir mimikle dudak kıvrımlarını yolladı,"Pekii hava sana göre soğuk değilse üşümüyorsun demektir?O zaman kansız falan mısın,yani sende kansızlık mı var?"

Louis kahkaha atmamak için kendini zor tutarken bir sağa bir de sola doğru sallanmaya başlayıp ellerini arkadan birleştirdi,"Kansızlık mı!?Bende hiç kan yok kii!Ben de ondan yok,biz de olmaz,biz kanamayız!"

Harry sesli bir şekilde gülüp Louis'in bir türlü elinden almadığı su bardağını kare masaya bırakıp 'Hmm' layarak yüzüklü ellerini düşünür gibi çenesinin altında kavuşturup Louis'e göz kırptı,"Demek siz kanamazsınız,siz kimsiniz,tarikat falan mısınız yoksa!?",Harry kendi yaptığı şaka denmeye şahit isteyen cümle sonrası gülerken Louis omuzlarını düşürüp ona alay edercesine bakıp sonra anında ifadesini düzeltti.

Harry'nin gülmekten gözünden yaş gelirken Louis giderek daha da stresleniyor ve streslenmeye devam ettikçe sırtının arkası daha çok kaşınıyordu,"Komik çocukmuşsun Louis!Evimize gelmen ne hoş oldu,ama şu konuda ciddiyim ki bir ara doktora görün istersen,hatta seni götürebilirim ne zaman istersen,tahlil yaptıklarında vücudunda hiç kan olmayacağına eminim."

Louis kardeşleriyle yıldızlar arasında yolculuk ederken hep söyledikleri şarkıyı içinden sakinleşmek için mırıldanırken kendisiyle dalga geçtiğini anlayan genç adama öfkeyle bakmaya çalışsa da bu lügatına tersti,o istese de ters bakamıyordu,görevi sadece döngüyü devam ettirip görevini göklerdeki yüceliğe karşı titizlikle yerine getirmekti.

Evin kıdemli hizmetlisi Carmen topuklu ayakkabılarıyla ses çıkara çıkara yanlarında durduğunda o da hemen üşüdüğünü hissedip Louis'den bir kaç adım uzaklaşma gereksinimi duymuştu,"Sevgili Louis,Bay Styles benden sana evimi gezdirmemi rica etti,önden buyur istersen?"

Louis kardeşlerinden biri olan Zayn ile bulutların üstünde uzanıp sohbet etme hayalleri kurarken karşısındaki zeytin gözlü kadına gülümseyerek önden yürümeye başladı,Harry'de onların arkasından giderken Louis'i gördüğü ilk andan beri yaptığı şeyi yapmaya devam etti.

Ve onu gördüğü ilk andan beri yaptığı tek şey kalbinin normalden daha hızlı bir şekilde atıyor olmasıydı.

Cold (L.S)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin