Nona

177 35 48
                                    

Hayat denmiş göz açmaya

Kapatmaya ölüm denmiş

Ne belli hangisinin önce geldiği

Döngü devam eder

Toprakta senin izlerin kalırken

--

--

Louis üzgün bir şekilde kalp şeklindeki bulutun üzerinde oturan arkadaşının yanına ulaşabilmek için kendi kurulduğu buluttan aşağıya doğru zıplayıp Shawn'ın yanına oturdu ve bir elini onun omzuna atıp sıvazladı,"Çok durgun görünüyorsun,öyle ki senin üzüntünün saniyeler geçtikçe daha fazla artmasıyla güneşte çekildi aradan,neyin var?"

Shawn'ın kanatları acıyla kasılırken gözlerini yumdu,"Keşke bu şekilde olmasaydı,böyle bir zorunluluğa mahkum edilmeseydik keşke,o kanserli kadını ışığa götürürken oğlunun hali gözlerimin önünden gitmiyor,o beni göremese de ben onu gördüm ya öyle içi parçalanmış bir şekilde...Kanatlarımdan kırılma seslerinin geldiğine o kadar emin oldum ki."

Louis hüzünle bakışlarını yorgunca arkadaşının sözleri üzerine düşürürken Shawn devam etti,"Niall...Çok tatlı,çok güzel bir çocuk,annesini çok seviyordu...O kadar tatlı bir çocuğun bağlı olduğu annesini ışığa ben götürdüm Louis,o ağladıkça ben kovulmak istedim,o iç çektikçe kanatlarımın kopmasını diledim,o kadar güzel bir oğlan ağlamaktan o kadar bitap düştü ki...Sana bunu anlatamam bile."

Louis ve Shawn'ın gözlerinden aynı anda göz yaşı düştüğünde yer yüzünde yağmur çiselemeye başladı,"Louis...Lütfen bana yardım et,canım çok acıyor."

Shawn kanatlarını kendi yüzüne doğru örtüp hıçkırıklara boğulduğunda yer yüzünde yağmur artık çiselemiyor,arttırdığı şiddetiyle birlikte fani yüzlerin üstüne sertçe çarpıyordu.

Louis onun kanatlarının üstünü okşarken bir yandan da Harry'i düşünüp kendini riskli bir konuma getiriyordu.

**

Büyük malikanenin birbirinden değişik çiçekleriyle donatılmış bahçenin ortasına oturmuş Louis kendisine yaklaşan bedeni gördüğü an ayaklanmaya kalkmıştı ki Harry elini havaya kaldırıp onu durdurdu,"Saçmalama Louis,beni gördün diye ayağa kalkmak zorunda değilsin."

Louis cevap olarak gülümsediğinde Harry'nin kalbine inme indi,öyle ki sadece kalbine değil bütün vücuda inmişti,bu Harry'e göre asla sıradan bir gülümseme değildi,Louis'in gülümsemesi onun için doğanın uyanışı kadar efsanevi bir durumdu.

Harry'e göre Louis gülümsediğinde,sadece gülümsemekle kalmıyor kendisi de dahil etrafındaki her şeyi aydınlatıyordu.

Louis'in yanındaki çalılıklara doğru bağdaş kuracak şekilde oturup hem temiz havayı hem de çiçeklerden yayılan birbirlerinden üstün esansları burnundan içeriye doğru çekti,"Sabahtan beri başım o kadar ağrıyor ki bu temiz havayı solumak inanılmaz derecede iyi geldi."

Louis ilk başlarda buz gibi olan teni yüzünden tereddütte kalmış olsa da fazla düşünmeye gerek kalmadan teklifte bulundu,"Umm Harry aslında,b-ben şey başına masaj yapabilirim,eğer istersen?"

Harry bu teklife katiyen hayır demezdi,hele ki böylesine bir teklif Louis'den gelmiş ise asla diyemezdi,tebessüm ederek masajı onayladığını gösterdi ve Louis'in işaretiyle birlikte eğilip kafasını onun bacaklarının üstüne koydu.

Louis elini onun şakaklarına doğru götürmeden önce söyledi,"Ehmm şey ellerim yüzünden hissedeceğin soğukluk dolayısıyla şimdiden özür dilerim."

İkisi de aynı anda kıkırdadıklarında Louis onun şakaklarını yavaşça ovmaya başladığında Harry Louis'in dediği gibi ilk başta soğuk dolayısı ile irkilse de daha sonra onun dokunuşlarının etkisiyle bir sürü stres topu sıkmış kadar gevşeyip gözlerini yumup bu anın hiç bitmemesini diledi.

Louis'den gelen mükemmel soğukluk...

Louis'in teması...

Louis'e ait huzur dolu dokunuşlar....

Harry kesinlikle şu an kendinde değildi,Louis daha parmağının ucunu onun alnına değdirdiği an aslında bütün ağrısı geçmişti Harry'nin,tek bir dokunuş bile yetmişti üzerindeki huzursuzluğu atmaya,öyle güzel,öyle şefkatli...

Louis durduğunda Harry üzüldüğünü belli ederek dudaklarını büzdü,"Biraz daha yapsan,çok iyi hissettirdi Lou."

Buz mavisi gözlü oğlan tenine zıt bir oranla sıcacık gülümsemesi ile Harry'i kıramayıp masajı biraz daha uzatırken Harry'nin de kalp atışlarını uzatıyordu,Harry şu an pamuklara sarılmış da bütün kötülükler kendisinden çok çok uzaklara gitmiş gibi hissediyordu.

Louis'in dokunuşlarının sıradan değil de kutsal olduğuna dair kanaat getirmişti.

Harry'e her bir dokunuşunda tanımlayamayacak duygular yaşatan Louis bir süre sonra ellerini çektiğinde Harry gözlerini açıp kendine gelebilmek adına bir kaç kere kırpıştırma ihtiyacı duydu,Louis onun gözlerinin kırpıştırmasıyla buz teninin asla uğramak dahi istemediği evine zıt bir şekilde cayır cayır yanan cehenneme atıldığını hisseder gibi olmuştu.

Ceylan gözlü fani Harry Styles;Louis'in buz teninin üstünde değişik tepkimelere sebebiyet veriyordu.

Harry istemeyerek kafasını onun bacaklarının üstünden kaldırıp tekrar çalılıkların üstüne doğru oturduğunda gömleğinin ilk iki düğmesinin açık olmasından dolayı fark edilen kolyeye gözü takıldı Louis'in.

Harry onun gözlerini takip ederek kendi kolyesine baktığını anladığında keyifle gülümseyip boğazını temizledi,"Güneş Tanrısı Ra'nın gözü." diyerek Louis'e açıklık getirdiğinde Louis heyecanla kafasını salladı.

"Tanrı Ra'nın Phoenix'e benzer bir özelliği vardır;her sabah ateşlerin içinden tekrardan doğar.Mısır mitolojisinde beni etkileyen şey olmuştur kendisi...",Louis hayranlıkla ona bakmaya devam ederken onun duyamayacağı şekilde fısıldadı,"Ra'nın Tanrı'sı da benim Babam."

Harry onu duymazken kolyenin ucuna parmaklarını götürdü,"Beğendin mi?"

Louis beğendiğini belli ederek kafasını sallayıp Harry'nin aralarından öpmek istediği gülüşlerini saldığında Harry hiç düşünmeden kolyesinin ipini çözüp Louis'e uzattı,"Al o zaman senin olsun,hem senin zarif boynuna çok yakışır."

Louis hızla elini zaten boynunda asılı olan başka bir kolyeye götürdü,"Olmaz Harry!Zaten bana başka bir kolye vermiştin,bunu da kabul edemem!"

Harry onun tatlı telaşı karşısında kahkaha atmadan duramazken omuzlarını silkti,"Ne olacak Louis!Değişe değişe takarsın işte,al hadi,lütfen kırma beni."

Louis bir süre bekledikten sonra onun avuçları arasındaki kolye ipinden tutup çekerek kolyeyi saniyeler içerisinde kendi avuçlarına yerleştirip parmaklarıyla üstünü kapadı,"T-teşekkür ederim,bunu gözüm gibi saklayacağımdan emin olabilirsin."

Kolyenin ipiyle oynarken heyecanını bastırmakta fazlasıyla zorlanıyordu,"Gerçekten bu çok güzel Harry,çok ama çok fazla güzel!",Harry ona göz kırparken çalılıkların arasında birikmiş nemli çimenlere avuçlarını bastırırken ona deli gibi sarılmak istemişti,"Hayır Louis." dedi büyük bir kararlılıkla,nemli çimenlerin kokusu içini ferahlatırken yanındaki güzeller güzeli varlıktan yayılan ferahlık onu daha çok rahatlıyordu aslında.

Louis onun hala konuşmadığını fark ettiğinde merakla sırtını dikleştirip sordu,"Neye hayır Harry?"

Harry cevabını vermeden önce onun tam gözlerinin içine baktığında Louis'in içine gömdüğü kanatları daha da içe gömüldü.

"Güzel olan kolye değil...Güzel olan sensin Louis."

Cold (L.S)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin