En yüce aşk nedir?
Duaya durmak mı?
Ruh ile beden arasındaki temas
Hissettin mi dudaktan döküleni?
Kopmak istemezsem senden
Kimsin sen?
Göklerin efendisi
--
--
"Satürn'ün halkasından döndük sağa,sonra çıktık yine galakside yolculuğa...dırım dırım indik aşağıdaki gezegenlere..."
"Louis?"
Gezegenlerle ilgili sevdiği tekerlemelerden birini mırıldanırken kendisine seslenildiğini duymasıyla arkasına döndü Louis,Harry onun bülbül edasıyla merdivenlerden şakıya şakıya indiğini görünce gülümsemesine engel olamamıştı,"Günaydın Louis,bu sabah pek bir neşelisin bakıyorum?Ve yeni kıyafetlerin ne kadar yakışmış sana böyle,seni beyaz dışında bir renkle görmek garip hissettirdi doğrusu."
Louis kıkırdayıp Carmen'in ona uzattığı dolu tepsiyi dikkatle kavradıktan sonra Harry ile aynı hizada yürürken büyük yemek masasının önünde durup tepsinin içindekileri dikkatle masaya dizmeye koyuldu,"Oh şey teşekkürler Bay Styles!"
Harry onun kendisine resmi bir şekilde seslendiğini duyduğunda anında kaşlarını çatıp huzursuzca bacaklarını ileri geri doğru sallamaya başladı,"Bay Styles mı?Yapma Louis!Senin yüzünden kendimi antropoza girmiş orta yaşlı herifler gibi hissetim,senden en fazla bir iki yaş büyüğümdür,Harry de gitsin işte."
Carmen uyarıcı bir şekilde boğazını temizlediğinde Louis boş tepsiyi ona uzatıp masaya dizdiği şeyleri son kez kontrol etti,"Umm p-pekala Harry derim o zaman."
Harry ona göz kırptığında Louis buz gibi olan teninin imkansız bir şekilde hafif ısındığını hissedince yemek masasının üzerinde duran sürahideki bütün suyu kafasından aşağıya boca etmek istedi,"Carmen sen mutfağa inebilirsin,Louis bizimle kahvaltı edecek,babam öyle söyledi."
Carmen garipseyici bir tavırla yanlarından uzaklaştığında Harry'nin yavaş yavaş kendisine doğru yaklaştığını fark eden Louis gerginlikle yeni aldığı kot ceketinin fermuarı ile oynamaya başlayıp numaradan öksürdü,"Neredeyse bir hafta oldu,umarım alışmışsındır bize,sevdin mi ailemizi?"
Harry'den portakal çiçeği kokusu yükselirken Louis kendi bahçesindeki meyvelerin insana göz yumduran kokusunu anımsayıp sıcak bir tebessüm etti,"S-sevdim,yani şeyyy hepiniz çok iyisiniz.",Harry daha bir hafta olmuş olmasına rağmen etkileniyor olduğu gerçeğini inkar edemediği buz tenli oğlana doğru son bir adım daha atıp tam dibinde bitti,"Ailen için bir sorun değil dimi bizimle kalıyor olman,yatılı çalışan olarak kalmayı sen istemişsin zaten,babam öyle dedi."
Louis hızla kafasını sallayıp aralarındaki yakınlığa aldırış etmemeyi denedi ama sadece denemekle kaldı çünkü göz ardı edemeyeceği bir biçimde kendisine görev olarak verilen adamın oğluna en sıcak yıldız olan güneşin yakıcılığı kadar tutulmuş olmaktan korkuyordu.
Ay tutulmasından bile daha öte bir şeydi.
Harry sınırı aşıyor olabileceğini bile düşünmeden tam bir haftadır Louis'i gördüğü ilk andan beri aklını kurcalayan şeyi sordu,"Hayatında biri var mı?",Louis ondan bir adım uzaklaşıp kadife kumaşa sahip sandalyelerden birine oturup yasemin çiçeği aromalı çaydan bir yudum aldı,"Y-yok,a-aslında varrr!"
Harry'nin korkuyla soluk alış verişleri hızlanırken Louis devamını getirdi,"Benim bir sürüüüü kardeşim var,hem de çok ama çoook,Baba bize bakıyor,bize evin en güzel katından yerler sunup bahçelerimizi süslüyor,meyvelerimiz var,renkli renkli!Biz evimizden her şeyi ve herkesi görebiliyoruzzz hem de!"
Harry'nin içindeki korku kendisini Louis sayesinde çocuksu bir neşeye bırakırken Harry rahatlıkla bir nefes verip sırıttı ve Louis'in karşısındaki sandalyeye oturdu,"Öyle mi?Bu çok tatlı ve hoş Louis,umarım o bahsettiğin gibi ağız sulandırıcı meyvelerinden bir gün bana da getirirsin?"
Louis telaşla göz bebeklerini irileştirdi,"Olmazzz!Getiremem kiii,onların tadına bakabilmen için senin oraya gelmen gerekirrr ama senin daha vaktin var Harry!"
Harry Carmen'in yaptığı siyah zeytinli ve kekikli omletten bir dilim kesip ağzına atarken eğlendiğini belli ederek kaşlarını havaya kaldırdı,"Vaktimin olduğunu söylerken,beni daha yakından tanırsan mı evine götürebileceğini demek istiyorsun?"
Louis üzgün bir şekilde ellerini iki yana açıp dudaklarını büzdü,"Oh hayırrr!Seni oraya götürüp götüremeyeceğim benim karar verebileceğim bir şey değil kii!Buna Baba karar verir!"
Harry kahkahasını bastırmaya çalışırken dudaklarından tükürükler kaçmasın diye yanaklarını sıkabildiği kadar sıkıyordu,"Tuhaf birisin Louis ama yanlış anlama sakın,bu...nasıl desem?Tatlı bir tuhaflık,öyle bıcır bıcır konuşuyorsun ki insanın sürekli olarak seninle konuşası geliyor."
Louis suratında yaldızlar varmış gibi ışıltılı gülücükler saçarken "Selam kardeşim,afiyet olsunn!" diye Zayn'in sesini duymasının ardından kendisini de görünce panik dalgaları gizlediği kanatlarından dışarıya doğru yayılmaya başladı,Harry onun ani değişen surat ifadesi doğrultusunda sorma ihtiyacı hissetti,"Ne oldu Lou?Neden yüzün düştü?"
Louis sandalyeden hızla kalkıp merdivenlerden hızlı hızlı çıkınca arkasından şaşkınlıkla bakakalmış portakal çiçeği kokulu yeşil gözlü genci bırakmıştı,kendi kaldığı odanın kapısını açıp içeriye girdiğinde tam tahmin ettiği gibi Zayn karşısında duruyordu,"Zee sürekli zırt pırt böyle karşımda beliremezsin,sen bir anda ortaya çıkınca panikliyorumm ve bu belli olacak diye korkuyorumm,hem neden sürekli beni kontrol ediyorsun kiii?"
Zayn kanatları üstünde yükselip muzipçe sırıttı,"Bilirsin genelde haylazlık etmeden duramam!Hemm sana ne diyeceğim,beni bir yakın arkadaşın olarak tanıtsana,kendimi göstermek istiyorum ben de,son günlerde yaptığım tek şey bulutlar üzerinde geviş getirip insanları izlemek oldu,hala cezamın bitmemesi sinirimi geriyor!"
Louis her ihtimale karşı odanın kapısını kilitleyip rahatlamak için gizlediği kanatlarını çıkartıp o da Zayn gibi kanatları üstünde yükselip yanında durdu,"Bana kızma amaa,son yaptığın cidden kızılacak bir şeydiii,bunu yapamayacağımız konusunda çok net şeyler söylenmişti bize,onlar ile bir değiliz,sen bir insan ile hislerini ilerletecek şeyler yaşamaya kalktığında yer yüzüne inmen yasaklanmıştı,yeniden yer yüzüne iniyor olman bile büyük şans!"
Zayn izlendiklerini göklerdeki hakimiyetten dolayı çok iyi bilirken öfkesini dizginlemeye çalışıyordu,"Hadi ama Louis,bir çok üstün özelliklerimiz olabilir ama normalden öte şeyler hissetmeye başladığımızda bunları kontrol edemediğimizi biliyorsun,duygularımı bastıramadım,elimde olan bir şey değildi!"
Zayn hakimiyetini kaybedip sinirle kükrediğinde gökte bir gürleme duyulup yağmurun sinyali verildi,Zayn ikinciye kükrediğinde sert yağmur damlaları inmeye başladı kirli yolların üzerine,Louis onu sakinleştirmek için omzunu sıvazladı,"Yapma Zee,biraz daha kükrersen gök delinecek!"
Louis korkuyla camdan dışarısına bakarken Zayn alayla güldü,"Bir süre sonra istediğimiz kadar gürleme yapamıyoruz unuttun mu,bizim babamız gibi sonsuz yetkimiz yok!",Louis üzülerek kanatlarını çırpıp birbirlerine vururken Zayn acıyla gülümsedi.
"Sakın o Harry denilen gence bir şey hissetmeye kalkma Louis,sonra benim gibi yer yüzüne bile zor inersin."