Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
The White Buffalo / I Am The Moon •• ••
Bugün Londra çok soğuk,havada kar kokusu var,Des camı aralayıp burnunu her dışarıya uzattığında nefesleri beyaz buğu halkaları olarak yayılıyor,son nefesleri...Soğuk,parmak uçlarını ısırıyor,kısa aralıklarla pencereyi açıp havayı içine çekiyor sonra hemen kapatıyor,karlı bir Londra günü yaşamayı özlemişti,dün onun için koşuşturmacalı bir gün olmuştu,eşini mutlu etmek için kabarık cüzdanını sonuna kadar açıp eve kamyonetlerle güller getirtmesi,oğlu için daha önce hiç yapmadığı kadar babalık tavsiyesi adı altında kısa konuşmalar gerçekleştirmesi.
Bugün dinlenmek istiyordu,ve dinlenecekti,sonsuza kadar...
Harry'nin doğum günü gelip çatmıştı,koskoca malikanede Des'in geceden verdiği talimatlar doğrultusunda koşuşturmalar başlamıştı,dün evi güllerle donatmasından sonra bir araba galerisine gidip oğlu için en pahalı arabayı seçip satın almıştı,halbu ki Harry'nin istediği araba değildi,o elleriyle direksiyona sımsıkı tutunmak değil,kendisini huzurlu hissedeceği bir sevgiye sımsıkı sarılmak istiyordu,kornaya basıldığında çıkan rahatsız edici sesi işitmek değil kendisini anlayan birinin sesini duymak istiyordu.
Ve bu istedikleri olmuştu aslında,ama bu istekleri babası tarafından değil,babasını ışığa götürmek için yer yüzüne gönderildikten sonra kendisine kapılınca kovulan güzel melek tarafından gerçekleştirilmişti bu istekleri.
Des oğluna en güzel hediyeyi farkında olmadan Louis'i bu malikaneye getirdiği gün vermişti.
Anne güzelce demlenmiş sıcak çayından küçük bir yudum aldıktan sonra eşinin yanına ilerleyip onu pencereden uzaklaştırdı ve dün gelen güller gibi kokan tenine yaklaştırıp sarıldı ona,"Harry uyandıysa gidip bakalım mı ona?",Des eşinin kokusunu mutlulukla içine çektikten sonra ondan uzaklaşıp yanağından yavaşça öptü,"Uyanmış çoktan,az önce pencereden onu ve Louis'i gördüm,birlikte kardan adam yapıyorlardı.",Anne ve Des oğullarının ve Louis'in arasında gelişenleri Harry'nin yüzündeki sevinçten ve Louis'den bahsederken sürekli neşeli çıkan ses tonundan biliyorlardı,ve malikane çalışanlarının kendi aralarında yaptıkları fısır fısır konuşmalar da onların kulağına kadar gelmişti tabi.
Des gerçeği biliyor olsa da Anne bilmiyordu ama sorun etmiyordu,Louis'i gördüğü ilk andan beri çok sevmişti zaten ve oğlu mutluysa onun için bir problem teşkil etmiyordu,Des buz mavisi gözlü meleğin düştüğünü henüz bilmiyordu,ona ışığa giderken eşlik edecek başka birinin olacağından habersizdi bu yüzden.
