Yorgun düşersen
Yukarı bak umutla
Doğuşunu hatırla
Nefes almak için çabalama
Ciğerlerin solmasın
Gül ki çarpıntıların hızlansın
--
--
Kalabalık ve bir sürü lüks mağazaların asker gibi yan yana dizildiği caddeden geçerlerken Louis fazlasıyla korkmuş ve kaybolmuş gibi görünüyordu,böylesine şeylere,sokaktaki baş çatlatan insan kalabalığına alışık değildi.
Bir yandan içten içe Zayn'e hala kızmaya devam ederken önünden yürüyen bedene de bakışlarını yollamaktan alı koyamıyordu kendini,buz teni kendi evinin aksine eviyle hiç alakası olmayan en alt katlardaki yakıcı sıcaklığa atılmış gibiydi.
Kovulmuş olan onu sözleriyle dövüyordu sanki,bakışları yanlıştı,huyları serzenişe yakındı,Louis Zayn'i uyarmasına rağmen kendisinin de o uyarıya ihtiyacı varmış gibi duruyordu.
Kapılmış mıydı kovulmayı göze alacak kadar?
Güzel ve insanın burnuna farklı aromalar gönderen kokulu kafeden içeriye girdiklerinde bir çalışanın yönlendirmesi ile cam kenarı bir yere oturup önlerine konulan menüye baktılar,Zayn ciddi anlamda ceza alacak olmayı hiç umursamıyormuş gibi davranırken Louis ona yaptığının çok büyük bir hata olduğunu haykırmamak için zor tutuyordu kendini.
Kendi kişiliğine ve türüne çok zıt olarak içinde barındırdığı çok büyük bir öfke patlaması mevcuttu şu anda.
Değişik kahve isimlerinin yazılı olduğu kalın kitap şeklindeki menüyü alırken menüyü suratı hizasından hafif aşağıya indirince kendi buz tenini alev yerine çeviren ceylan gözlü fani ile kristal yaldızlı gözleri buluştu.
İkisi de aynı anda yutkunduklarında Louis kaçınılmaz olandan kaçmak istiyordu.
Yapamayacağını bildiği bir şey için boşa kürek çekmek istiyordu,kaldıramayacağı bir azaba sürüklenmeyi göze alamıyordu.
Harry sanki onu o azaba sürüklemeye fazlasıyla istekliymiş gibi görünerek daha çok bakışlarıyla onu kendine çekerken Louis tenindeki buzluğu hissedemeyince kıvılcımları yok etmek adına bilinçsizce bağırdı,"Süt!"
Dilini ısırırken devam etti,"Y-yani ş-şey sütlü kahve istiyorum ben,siz de ondan için bence,güzel olur,süt yumuşatır,y-yani sanırım."
Zayn kıkırdayarak onu dürttüğünde Harry onun sevimliliğine karşı koymaya çalışarak herkes için sütlü kahve sipariş edip bakışlarını masadaki gergin sessizliğe geri çevirdi.
Louis aslında kanatlarını ortaya çıkarıp Baba'sının yumuşak bulutlarında kısa bir süre otursa bile rahatlayacağını biliyordu ama şu an bunu yapamayacağının farkında olduğundan git gide daha da geriliyordu,hiç alışık olmadığı ve tanımlamaz duygu yükümlülükleriyle baş başa kalmıştı sonsuzlukta atan kalbi.
Harry ona bakmaya devam ettikçe o sonsuzluk giderek uzuyor gibiydi.
Zayn ve Liam bakışlarıyla konuşurken Harry sahte bir şekilde öksürüp konuşmadan önce kendini öksürme numarasıyla hazırlamayı denedi,"Ehmm Louis,sosyal medya hesabın falan varsa ekleyebilir miyim seni?Soyadın ne?"
Louis yardım dilenir gibi Zayn'e baktığında Zayn olduğundan çok farklı davranarak ilk kez onun çaresizlikle kıvranışını seyre dalınca Louis uzun kanatlarının sivri uçlarıyla onu oracıkta dövmek istemişti,Harry beklentiyle Louis'e bakmaya devam ederken Louis buz mavisi gözlerini açıp kaparken muhtemelen verebileceği en saçma cevabı verdi,"Soyadım yok,bana 'sadece Louis' de!"
