Dokunduğunda kaybolmuyorsa
Öptüğünde geçmiyorsa
Konuştuğunda o ses en içine işliyorsa
Bil ki o seni güçlü kılandır.
--
--
Skillet/Monster
Louis ve Harry gölgesinde soluklandıkları ağacın altında otururlarken Harry hafif arkaya doğru eğilip Louis'in ağrıdan dolayı kambur biçimde duran sırtını inceledi,saatler işliyordu,ruha dokunan bakışların arasında duyulmayan tik tak sesleri zamana karışıyordu,Harry'nin yarın doğum günüydü,bu demek oluyordu ki Bay Styles'ın da süresi dolmuştu,dolmasına az kalmıştı aslında.Peki Louis bu görevinden mahrum edildiyse kim Bay Styles'ın elinden tutup onu ışığa götürecekti?
Harry bebekliğinden beri Fransız mürebbiyeler eşliğinde yetiştirilmişti,belli bir yaşa kadar tabi...Annesiyle babasını bakıcılardan daha az gördüğü olmuştu bu süreç içerisinde,çevresindeki arkadaşları babaları ile hafta sonlarında maçlara ya da herhangi bir etkinliğe gittiklerini anlatırlarken Harry'de babasıyla çeşitli etkinlikler gerçekleştirdiğini söyleyip yalanlar atıyordu,babası sürekli organizasyonlardan organizasyonlara gezen ve holdingini ailesinden daha çok önemseyen biriydi,bu Bay Styles'ı insan olarak kötü biri yapmasa da Harry istese de babasını çok iyi bir baba olarak nitelendiremiyordu.
Harry'nin dünden beri kafasını kurcalayan bir çok şey vardı,Louis'in sırtından bir darbe almamış olmasına rağmen oluk oluk kanlar dökülmesi,buz gibi olan teninin aniden ısınması,sürekli olarak garip garip konuşmaları da araya eklenince Harry düşünceleriyle boğuşmaktan uyuyamamıştı,konuştuğu zaman sesinde şairlerin dirildiği buz mavisi gözlü oğlana elini uzattı,artık o eli tutarken ürpermiyordu,avuçlarının arasındaki sıcaklık kalbine kadar işliyordu aksine.
Louis gül kurusu renkli dudaklarını kıvırıp mutlulukla gülümseyip iç içe geçmiş ellerine baktığında Harry tutamadı kendisini daha fazla,"Louis...Nesin sen?",şehrin ışıklarının kızarttığı gök yüzünde tek tük bulutlar koşuştururken Louis'in de kalbi heyecanla koşmaya başlamıştı,beklenmedik bir şekilde aniden gelen bu soru karşısında dili kesilmiş gibi konuşamadı,Harry güçlü parmaklarıyla onun kalbini sımsıkı yakalamış olmalıydı,Harry diretmek istiyordu,biliyordu içten içe,bu oğlanın normal olmadığına inanıyordu,ondan da duymaya ihtiyacı vardı.
"Sırtından neden kanlar aktı öyle?Tenin nasıl bu kadar mayıştırıcı bir sıcaklığa ulaştı?"
Louis'in boğazında düğümlü bir sevda oluşmuştu,bu sevdanın geçmesini hiç istemiyor olsa da Harry'e ne diyeceğini bilemiyordu,üstelik Bay Styles ışığa ulaştıktan sonra Louis bu malikaneden de gitmek zorunda kalırsa nerede barınacaktı?Kimsesi yoktu burada,yer yüzünde hiçbir şey bilmiyordu,ne neydi,neredeydi,anlamıyordu.