Cumartesi.
Merkezdeki kliniğe geleli yaklaşık 18 dakika olmuştu. 18 dakikadır Bay Kim'in kapısının önünde bekliyordum. Kendi işine geç kalmıştı! Ya da ben çok erken gelmiştim, emin değildim.
Adım sesleri duyunca o yöne baktım. Gülüyordu, bir yandan da telefonda konuşuyordu. "Tamam Irene, şimdi şirkete geldim. Öğlen seni alırım, tamam mı? Şu an hiç müsait değilim bak... Pekala." Telefonu kapatıp bana döndü. "Lisa? Sabahın köründe gelmene sebep olan şey nedir? Sanırım çok heyecanlısın..."
Gülümsedim. "Evet, biraz heyecanlıyım. Sekreter Hanımefendi sizin normalde çok erken geldiğinizi söyledi."
"Doğru, bugün sabah biraz işim vardı," dedi kapısını anahtarla açarken. Sonunda odasına girdiğimizde Bay Kim tek kaşını kaldırarak bana baktı. "Sekreter sana odanı göstermedi mi? Tanrım... Her işi ben yapmalıyım."
Odadan çıktı ve karşıdaki camlı odaya geçti. Onun kapısı zaten açıktı. Eliyle bana içeriyi işaret etti. "Burası senin odan Lisa."
Odayı süzdüm. Bir masa, bir bilgisayar ve masanın önünde iki koltuk vardı. Kendi işim ve kendi odam olmuştu... Bir an kendimi çok ünlü bir psikolog olarak bu odada otururken düşündüm. 'Ünlü Psikolog ve Psikoterapist Lalisa Manoban... Tedx konuşmalarıma ve podcastlerime...' Güldüm. O kadar da abartmaya gerek yoktu.
"Beğendin mi?" dedi Bay Kim. Başımı aşağı yukarı salladım. "Eski stajyerimin seçtiği mobilyalardı bunlar. İstersen değiştirebiliriz. Hangi renklerde rahat ediyorsan o renklerde eşyalar satın almalıyız."
"Yo, hayır," dedim gözlerine bakarak. "Beğendim. Mobilyalar da çok güzel."
"Şimdi kendi odama geçiyorum, sana bugünkü programı mail olarak atmıştım," dedi kapıya doğru yürürken. "Danışanlarımla konuştum. Bugünkü danışanlarımdan yalnızca saat 14:00'te gelecek danışanım senin de terapiye dahil olmanı kabul etti." Cümlesine devam etti. "Her Cumartesi onu dinleyeceksin. Biraz sorunlu bir danışandır. Daha önceki sevgilisi tarafından aldatılmış. Bu nedenle aldatılmaya, terk edilmeye karşı bir obsesyonu oluşmuş. Sevdiği kişilerin hayatından çıkmaya çalışması onu intihara bile sürükleyebilir."
"Oha..." dedim kendime hakim olamayarak. Sonra hemen sustum. "Çok özür dilerim."
Bay Kim güldü. "Sorun değil Lisa, danışanlar ortada yokken bu kadar da profesyonel olmamıza gerek yok." Eliyle kitaplığı işaret etti. "Saat 2'ye kadar istediğin kitabı okuyabilirsin. Çoğu kendi kitaplarım, gençliğimde okuduğum psikoloji kitapları da var. Hepsinin bana çok faydası oldu." Kitaplığa baktığımda neredeyse yüzlerce kitap olduğunu gördüm.
"15 dakika sonra danışanım gelecek. Ben odama gidiyorum. Bir şeye ihtiyacın olursa masandaki telefondan 1'i tuşlayarak sekreterliğe bağlanabilirsin."
"Tamam efendim," dedim boğuk bir sesle. Bay Kim başka hiçbir şey söylemeden odadan çıktı. Merkezdeki kliniği çok gösterişliydi. Acaba seans başı ne kadar kazanıyordu? Böyle bir adamın bir seanstan bir ev parası kazandığını tahmin etmek zor değildi.
Telefonumu çıkardım. Mesaj atmıştı. Hemen baktım:
L: Sanırım benim güzelim artık iş sahibi, hah? Seninle gurur duyuyorum.
Lalisa: Utandırma beni, senin sayende oldu. Sen olmasan beni işe almazlardı.
L: Ben hiçbir şey yapmadım Lisa. O herifin seni işe almamasının tek sebebi deneyimli birini istemesi olurdu, o kadar. Tek eksiğin deneyimin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a stolen life | lisa & jungkook
Fanfictiontelefonunu kaybeden psikoloji öğrencisi lalisa manoban, telefonunu bulan kişinin kendi hayatını kontrol etmeye çalışacağını ve ona istediklerini yaptıracağını hiç tahmin etmemişti. onun hayatını kontrol etmeye çalışan jeon jungkook'un ise tahmin ed...