"Lalisa Manoban'la mı görüşüyorum?" Telefondaki kadının dediğine karşılık başımı aşağı yukarı salladım. Ah, salak kafam! Telefonda konuşuyordum, kadın nasıl kafamı salladığımı görecekti?"
"Evet..." dediğimde kadın hemen heyecanlı bir şekilde konuşmaya başladı. "Wichi Holding'den arıyoruz. Staj başvurunuz onaylandı. Salı günü görüşmeye gelmeniz gerekiyor." Gözlerimi devirdim, Salı'ya daha 1 hafta vardı. "Staj günleriniz ve maaşınız hakkında konuşacağız. Normalde stajyerlerin maaş alması kanunen yasaktır ama biz sizi holdingde stajyer olarak değil, işçi olarak çalıştıracağız."
"İşçi mi?" Korkmuştum. Kadın güldü. "Yanlış anlamayın, sadece işçi olarak görüneceksiniz. Siz staj yapacaksınız. Kim Seok-Jin'in asistanı olacaksınız. Kendisi uzman psikolog ve psikoterapisttir. Holdingimizin ise kişisel gelişim ve kariyer uzmanıdır. Hanyang Üniversitesi'nde psikoloji anabilim dalında öğretim görevlisi, South Physicology dergisinin de sahibidir. Holding içinde de bir bürosu ve kliniği var, ancak şehir merkezinde de bir kliniğe sahip, Kendi kliniğinde ilişki terapistliği ve psikoseksologluk da yapıyor. Felsefe ve sosyoloji alanlarında da yüksek lisans diploması var. Tedx konuşmalarına ve podcastlerine de internete adını yazdığınız zaman ulaşmanız mümkün."
Kadının konuşmasından sonra ağzım bir karış açıldı. Altı üstü 60 yıl yaşadığımız dünyada bu şekilde birden fazla sıfat alabiliyor muyduk? "Salı günü geldiğinizde staj günleriniz ve maaşınız hakkında konuşacağız. Eğitim hayatınız devam ediyormuş, bu nedenle Salı günkü görüşmeye gelmeniz oldukça önemli." Ağzım kulaklarımdaydı, öyle sevinmiştim ki gülümsemeden duramıyordum.
"Çok teşekkür ederim, Salı günü kesinlikle geleceğim." deyip telefonu kapattım. Çok heyecanlanmıştım. Ben daha üniversite diploması bile olmayan bir çömezken bu adam psikologun hasıydı. Birden fazla işe nasıl yetişebiliyordu acaba? Zaten öğretim görevlisi olmak demek, hayatının üniversiteden ibaret olması demekti. Bir yandan da holdingde kişisel gelişim uzmanlığı yapıyordu, bir yandan ise dergisiyle ilgileniyordu demek... Bu adamdan öğreneceğim çok şey vardı ve ben bunu kaçırmak istemezdim.
Hemen Instagram'a girdim ve ona mesaj attım.
Lalisa: Wichi Holding'den aradılar. Staj başvurumu kabul etmişler. Bu bir anda olan bir şey değil, bunu senin yaptığını biliyorum. Teşekkür ederim.
Hemen cevap verdi.
L: Rica ederim güzelim. Başka bir şeye ihtiyacın olursa çekinme, bana söyle. Tamam mı?
Lalisa: Kendimi kötü hissediyorum artık. Her şeyime sen koşmaya başladın ve ben mahçup oluyorum. Bilgisayarımı ve telefonumu bile sen aldın.
L: O kadar da pahalı şeyler değil Lisa. Abartmayı kes artık.
Lalisa: Stajımı Kim Seok-Jin denen bir adamın yanında yapacakmışım. Hah, sen daha iyi tanırsın zaten...
L: O herifle arandaki seviyeyi bozmamaya dikkat et. Ona hayatın hakkında hiçbir şey anlatma. Senin özel hayatına sızmasına izin verme. Zaten adamı hiç sevmiyorum, bir de bu yüzden dayak yemesin benden.
Lalisa: Bir de, derken? Daha önce dövdün mü bu adamı? Tanrım... Şiddetin bir çözüm olmadığını bilmiyor musun?
L: O adam için her çözüm mübah Lisa. Bilmediğin konular hakkında fazla konuşma. Sen, sana dediğimi yap sadece.
Lalisa: Adamla arandaki kişisel sorunların yüzünden neden beni de uzak tutmak istiyorsun?
L: Çünkü kıskanıyorum lan!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a stolen life | lisa & jungkook
Fanfictelefonunu kaybeden psikoloji öğrencisi lalisa manoban, telefonunu bulan kişinin kendi hayatını kontrol etmeye çalışacağını ve ona istediklerini yaptıracağını hiç tahmin etmemişti. onun hayatını kontrol etmeye çalışan jeon jungkook'un ise tahmin ed...