Okuldan çıkmış eve doğru yürümeye başlamıştım. Sırtımdaki çantam o kadar ağırdı ki arada durup dinlenmek zorunda kalıyordum. Aniden sırtımdaki ağırlığın yok olmasıyla ne olduğunu anlamak için arkama döndüm.
Yere düşmüş çantamı gördüğümde çantama üzgün gözlerle bakıyordum.Çantamın içine o kadar kitap koyarken aklımdan ne geçiyordu hiçbir fikrim yoktu. O kadar fazla kitap koymanın sonunda çantamın bir kolu kopmuştu.
Etrafıma baktığımda bir çok öğrencinin bana gülerek baktığını gördüm.Gözlerimi devirerek bakışlarımı onlardan çekip acınası bir yüzle çantama bakmaya başlamıştım. Oflayarak çantamı yerden aldım ve kucağımda taşıyarak yürümeye başladım.Zaten evim o kadar uzak değildi o yüzden çok fazla sıkıntı yapmıyordum.
Tam evime yaklaşmıştım ki telefonumun çalmaya başlamasıyla durdum. Telefonumun çantamın ön gözünde olduğunu bildiğimden bir elimle çantamı tutarken diğer elimle de telefonumu çıkartmaya çalışıyordum. Tam telefonumu çıkarttığım için sevinecekken biriyle çarpıştım. Bugün herhalde şanssız günümdeydim.
Tek elimle tuttuğum çantam elimden kayarak ayaklarıma düştüğünde acıdan ölüyordum. Kızgın gözlerle kime çarptığıma bakmak için başımı kaldırdığımda yani bayağı bir kaldırmıştım çünkü karşımdaki kişi benden uzundu. Nihayet karşımdaki kişinin yüzüne baktığımda ağzım şaşkınlıkla açıldı.
Yüzü o kadar güzeldi ki bir kere bakanın tekrar tekrar bakmak isteyeceği bir yüzdü. Manken bile olabilirdi. Hatta idol. Karşımdaki kişiye o kadar dalmıştım ki ona ne diyeceğimi bile unutmuştum.
''Kusura bakma acelem vardı ve seni görmedim''dediğinde ona mal mal bakmaya devam ettim çünkü sesi de yüzü gibi çok güzeldi. Bir elini kaldırıp yüzümün önünde salladığında artık kendime gelmem gerektiğini anlamıştım.
''Önemli değil zaten bende hatalıyım, önüme bakmıyordum''diyerek gülümsediğimde o gülümsemeden hafifçe baş salladı. Eminim gülümsese mükemmel gözükürdü.
Ben ona dik dik bakmaya devam ederken giydiği üniforma dikkatimi çekmişti. Çünkü arkadaşlarımın gittiği lisenin formasıydı. Siyah, kenarları kırmızı çizgili okul ceketinin üstünde olması işime gelmişti çünkü ismi yazıyordu. Tam gözlerimi isminin yazdığı yere çevirecekken önümden geçip gitti.
Küfür ederek arkamı döndüm ve hızlı adımlarla yürüdüğünü gördüm. Çantamı umursamadan bende peşinden yürümeye başladım çünkü ismini öğrenmem gerekiyordu çünkü dikkatimi çekmişti.
Ona yetiştiğimde önüne geçtim. Ben önüne geçtiğimden dolayı durmak zorunda kalmıştı. Yüzüne bakmadan direk ceketinin üstüne baktığımda gülümsedim. İsmini öğrenmiştim. Bir şey demesine izin vermeden yanından ayrıldım.
Çantamı tekrardan kucağıma aldıktan sonra yürümeye başladım. Yürürken gülümsüyordum çünkü çocuğun soyadı ile benim soyadım aynıydı. Benim ismimdense onun ismi daha güzeldi ama. Kim Taehyung.
Eve geldiğimde hızla odama geçtim. Instagram hesabının olması için dua ediyordum çünkü ona başka türlü nasıl ulaşabileceğimi bilmiyordum. Telefonumu elime aldığımda hızlıca Instagrama girdim. İsmini arama yerine yazdığımda karşıma bir sürü hesap çıkmıştı. Her hesaba tek tek tıklıyordum ama hiçbiri o değildi.
En sonunda girdiğim hesaba baktığımda mutluluktan havalara uçmuştum ve yapmadığım tek şey kalkıp dans etmekti. Onu da yapacak kadar daha delirmemiştim. Daha tanımadığım bir çocuk için bu kadar mutlu olmamın sebebini şu anlık düşünmeme kararı almıştım. Sadece eğleniyordum.
Hesabında bir süre gezdiğimde çok fazla fotoğrafı olduğunu görmüştüm ve o fotoğrafların hepsinde tanrı gibi çıktığını söyleyebilirdim. Fotoğraflarının hepsi yoruma kapalıydı ve sadece üç kişiyi takip ettiğini gördüğümde kaşlarım şaşkınlıktan havalandı.
Takip ettiği kişilere baktığımda ikisinin erkek birinin kız olduğunu gördüm. Kızın onun sevgilisi olmadığı umuyordum çünkü birazdan ona mesaj atacaktım. Tam ona mesaj atmak için kendimi hazırlamıştım ki kızlar mesaj atmıştı.
KAVUŞAMAYAN ÜÇLÜ
Lililisa: ailen ile konuştuğunu umuyorum jisoo
Lililisa: eğer konuşmadıysan gelip ben konuşacağım
Chaeyoung: Lisa'ya katılıyorum
Chaeyoung: konuşmadıysan kapına dayanırız
GÖRÜLDÜ
YAZIYOR...
J: arkadaşlar...J: kesinlikle onları sizin okula gelebilmem için ikna edeceğim
J:tek çocuğum ve özel okula göndermemeleri için bir sebep yok
J: bu inatlarının sebebini anlamıyorum
J:ya da anlıyorum
J: sözlerini dinlemediğim için
J:neyse ben Jisooyum ikna edeceğim tabikide
Chaeyoung: hadi kızım aslansın kaplansın yaparsın
Lililisa: rose verdiğin destek mesajına tüküreyim
Lililisa: mermiler seksin bu alemde teksin yaparsın jisoo!!
Chaeyoung: siktir git ya lisa
GÖRÜLDÜİkisinin de yazdıkları destek mesajlarına gülerek bakmıştım.İkisinin de mesajı bok gibiydi ve şimdiden telefonuma gelen bildirim seslerinden ikisinin tartıştıklarını tahmin edebiliyordum.
Onların gittiği lise özel bir liseydi. Ailemin beni oraya inadına göndermediklerini biliyordum. Aslında annem gönderme taraftarıydı ama babamın itirazları yüzünden o da bir şey diyememişti. Başlarda babamla konuşmasamda sonralarda sıkıntı etmemiştim çünkü okuldan sonra kızlarla görüşebiliyordum. Ama şimdi gitmem için bir sebep daha ortaya çıkmıştı. Kim Taehyung. Bu yüzden kesinlikle ailemi ikna etmek zorundaydım.Tekrardan Instagrama girdim. Ona mesaj atmakta kararlıydım. En fazla ne olabilirdiki? Cevap vermezse de sıkıntı olmazdı.
JisooKim: hey
JisooKim: hey ne ya|
JisooKim: yani merhaba!
JisooKim: o ünlem işaretini götüne sok jisoo|
GÖRÜLDÜJisooKim: cidden mi?
GÖRÜLDÜJisooKim: aman görüldü atarsan at|
JisooKim: sanki yazmaya devam edeceğim|
JisooKim: lan cevap versene
JisooKim: kibar kız taklidi yapıyorduk lan ne ya|
JisooKim: lan yazmak istememiştim
JisooKim: klavyem kendiliğinden kelimeleri düzeltiyor
GÖRÜLDÜ
''|'' bu işareti bazı cümlelerin yanına koyma sebebim gönderilmeyen mesajları belirtmek için.