Kış günleri ısınmak için sıcak çaya,çorbaya,kestaneye değil onun sıcak ellerine ihtiyacım var,onun haberi yok. Aslında üşüyen ellerim de değil,sevgisizlikten kaskatı kesilmiş ruhum. Ruhumun ısınması için önce parmak uçlarımın ısınması gerek sanırım.neyse.
Her şeyin yoluna girmesini isterken,daha da bombok hale gelmesine ve hiçbir şeyin düzelmemesine anlam veremiyorum.
Bir ayağı olmayan,sakat bir insanın ayakkabı denerken neler hissettiğini hiç düşündün mü?
Gökyüzüne bak ağlarken. sarılırken sımsıkı kapa gözlerini derin bir nefes çek içine. tüm vücudunu,onun vücudunda hissederken göz bebeklerinde eriyip ruhunun sonsuzluklarına ak. sarıl,hiçbir yere yetişme derdiniz olmadan yürüyün sokaklarda. ama benim gibi mutluluğunu kendi ellerinle yok etme. bazı şeylerin kıymetini bil ve onlara inan.
Toparlayamıyorum kelimelerimi,konudan konuya atlıyorum mazur gör. geçen bir rüya gördüm. Karanlık bir hücredeydim,minicik bir penceresi vardı hücrenin. Küçük bir ışık huzmesi sayesinde aydınlanıyordu karanlık hücre. Bense bacaklarımı karnıma çekmiş bir vaziyette yere uzanmış ağlıyordum. Neden ağlıyordum acaba? O günden beri kendimi düşününce hep o rüya aklıma geliyor. Yalnız,kendine sarılmış,yorgun ve mutsuz bir vaziyette karanlığın içinde öylece duran bir silüet.
kestaneler hala sıcak,yemek ister misin?
-LacivertLimon
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bey'in
Poesía"Küçük bir Beyefendi, düşüncelerini yazarken belki sizde orada olursunuz." Okunacak o kadar sayfa varken hepsini bir güne sığdırma. Sonbahar kapıdayken sıkıldıkça oku.