Belki yürümek için o yoldan geçmeseydim görmeyecektim bile. Hiç karşılaşmayacaktık onunla. Ama olması gerekiyor ya oradan geçtim, tam karşımdan geldiğini görünce bir an nefesimi tuttum. Vücut bazen bir anlık uyuşur ya ilk gördüğüm anda onu yaşadım.
"İşte tüm hayallerim,işte Tanrı'nın bana lütfu,o benim"
Attığım her adımda ona daha çok yaklaşıyordum. Her adımım onun sıcaklığını tüm bedenimde hissettiriyordu.
Ten rengi,dudakları,boynu,saçları..
Yıllar önce kaybettiğim hayalimi bulmuş gibi. Onlarca söylenmemiş sözün ve sayısız yaşanmamışlıklarımızın sahibi. Yaşamadığımız anılar,ona dair kurduğum tüm hayaller ve aramızdaki onun hiçbir zaman bilmeyeceği o bağ içimde fırtınalar kopardı. Vücudum uyuştu,bir kaç saniye sürerdi bu uyuşukluk,zaman geçmiyor mu yoksa durdu mu tüm saatler? Neden zaman ilerlemiyor!?
Yanındaydım. Aramızda bir nefes mesafesi vardı.
En azından bir kere sarılsaydık. Bir kerecik. Bu mutluluğu tatsaydım
Ona "Sen benim hayallerimin başrolüsün" diyebilseydim.
Ama o öylece geçip gitti. Sadece küçük bir bakışla.
Kalbimin ona ayrılmış en güzel odasını darmadağın edip geçti.
Sayısız yaşanmamışlığımıza bir başkasını ekleyip hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etti,
Hiçbir şeyin farkına varmadan.
Sakince
Sessizce
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bey'in
Poezja"Küçük bir Beyefendi, düşüncelerini yazarken belki sizde orada olursunuz." Okunacak o kadar sayfa varken hepsini bir güne sığdırma. Sonbahar kapıdayken sıkıldıkça oku.