Selam Canlarım^^
Size güzel ve güleceğiniz bir bölüm
bırakıyorum.
~Bölüm sonunda görüşürüz~
♡~İyi okumalar~ ♡Savaş benden bir cevap bekler gibi kaşlarını çatmıştı.
"E-fendim" dedim kekeleyerek.
Savaş arkama baktığında dudaklarımı dişledim. Görmüştü kuzeyi. Kavga çıkmasını istemiyordum ya.
"Hani lavaboya gidecektin. Erkekler lavabosunun önündesin"
Dedi arkama bakarak.
Arkama baktığımda yoktu kuzey.
Etrafa baktığımda gitmişti. İçimden bi oh çektim. Gitmeseydi olacakları düşünemiyordum.
"Kumsal sana diyorum" savaş bana seslendiğinde ona dönüp.
"Ha şey bende kızlar lavabosunu arıyordum" dedim tek nefeste. Yalan söylemeyi hiç sevmiyordum ama olacak bir kavgayı önlemek için söylemiştim.
"Sen iyi misin? Tedirgin gibisin" dedi savaş kaşlarını çatarak.
Yutkunup
"Y-yo iyiyim ee ben lavaboya giriyim sen bekle o zaman" diyip hemen ilerdeki kızlar lavabosuna ilerledim.Lavaboya girdim. Aynaya baktığımda yüzüm bembeyazdı.
Çok gerilmiştim.
Suyu açıp elimi yüzümü yıkadım.
Kağıt havluyla kuruladım.
Derin bir nefes alıp lavabodan çıktım. Savaş kapının önündeydi.
"Hadi gidelim" dedim önden ilerleyerek.
Savaş kolumdan tutup beni durdurduğunda ona baktım
"Ne oldu" diye sordum savaşa.
"Kuzey buradaydı." Dediğinde yutkundum. Umarım kuzey saçma sapan birşey söylememiştir.
"Nerde" dedim anlamamazlıktan gelerek.
"Daha yeni çıkışa doğru ilerlerken gördüm. Kumsal bu çocukla konuşmadın değil mi?" Diye sordu
gözlerime bakıp.
Gözlerimi kaçırdım.
"Y-yok yok görmedim onu" dedim yere bakarak.
"Eminmisin?" Dedi savaş kaşlarını kaldırıp.
Evet anlamında başımı salladım.
Savaş,"Peki sen öyle diyorsan. Hadi gidelim beklettik bizimkileri" dediğinde birlikte çıkışa doğru ilerledik.
Arabaya ulaştığımızda can camı açıp kafasını çıkarıp.
"Nerde kaldınız ağaç olduk meyve verdik, kök saldık ya" diye yakınınca
Savaş, "çürüktür o meyveler" dedi cana takılarak.
Arkaya canın yanına oturdum.
Savaşta öne oturduğunda arabayı sürmeye başladı.
Yol boyunca can'ın kötü esprilerine maruz kaldık desem ne dersiniz?
"Yerin kulağı vardır benim de kulağım var. O zaman ben yer miyim? Yemem" dedi can kimsenin gülmediği esprisine kahkaha atıyordu.
"Can rica ediyorum espri olacağını pek sanmadığım ama esprilerine biraz mola mı versen"
Dedim. Cana 'nolur sus artık' bakışlarımı atarak.
"Aaa niye öyle diyosun kumsalakcım ben olmasam gülmeyi unutacaksınız dur dur bir tane daha geliyor" diyip kendini düzelti yanaklarımı şişirip nefesimi bıraktım ne uzun bir yoldu bu.
Mete kafasını cama yapıştırmıştı 'kurtarın beni burdan' der gibi bakıyordu dışarıya.
Ezgi kulaklarını kapatmıştı. Mert kulaklıkla müzik dinliyordu.
Savaş ise allah sabır versin der gibi bakıyordu bana.
Sanırım kurban ben oluyordum.
Derin bir nefes alıp
Cana "gönder" dedim.
"Başlıyorum" dedi can sırıtarak.
"Örümcek adam ağ atamıyormuş,
neden?" Diye sordu can bana bakıp.
Bizimkilere baktığımda hepsi bilmiyorum der gibi ellerini kaldırmıştı.
Cana bakıp.
"Iıı ağ'ı mı bitmiş?" Dedim kafamdan ilk geçen şeyi söyleyerek. Kurtulmak için hemen söylemiş olabilirim.
"Hayır, çünkü ağ bağlantısı kopmuş hahahahhaha" dedi can kahkaha atarak.
Göz devirdim. Mete kusmuş gibi hareket yapıyordu can ona kötü bakışlarını atıyordu.
Başımı sağa sola sallayıp camdan yola baktım.Parka geldiğimizde arabadan indik.
Temiz hava aldım. Oh mis gibiydi kaç dakikadır arabadaydık
Arabada hepimiz tıkış tepiştik nefes alamayacak durumdaydık
"Ee napıyoruz şimdi" dedi savaş
ellerini deri ceketinin cebine koyarak.
"Şimdi ben ile ezgi markete gidelim yiyecek bişeyler alalım sizde oturacak bir yer bulun" dedim onlara bakarak.
Savaş başıni sallayıp
"Tamam o zaman" dediğinde ezgiyle yakındaki markete doğru ilerledik.Markete girdiğimizde ezgi içecek reyonuna ilerledi bende peşinden ilerliyordum.
Ezgi bana doğru dönüp yanıma geldi.
"Kumsal sen iyi misin savaşla lavabodan birlikte geldiğinizde de bi durgundun ne oldu?" Dedi ezgi bana bakarak.
Offladım.
"Ya ezgi ben kuzeyi gördüm" dedim.
Ezgi kaşlarını çatıp
"Nasıl, nerede?" diye sordu anlamlandıramayarak.
"İşte çıktık ya sonra onu gördüm bi tatsızlık çıkmasın diye tuvalet yalanını söyledim.
Yanıma gelip işte 'her nereye gittiginde beni de göreceksin' falan saçma salak şeyler söyledi"
Dedim ellerimle oynayarak.
Ezgi sinirli bi şekilde elini sıktı.
"Aa bak ben bu kuzeyi döverim ya."
Dedi kaşlarını çatarak
"Ha bu arada savaş görmedi dimi?" Diye sordu panikle.
"Gördü ama ben ile birlikte görmedi yani sordu işte onla konuştunuz mu diye hayır diye yalan söyledim. Ya ezgi ben artık yalan söylemek istemiyorum savaşa karşı" dedim. Huzursuzdum savaşa baktığımda söylediğim yalan aklıma geliyordu.
Ezgi kolunu omzuma atıp
"Tamam canım üzülme ben ona yapacağımı biliyorum" dedi sinsice gülümseyip.
"Ezgi bana bak uğraşma bu pislikle tamam mı?" Dedim parmağımı sallayarak benim yüzümden kimsenin o pislikle uğraşmasını istemiyordum.
Ezgi geçiştirerek
"Hı hı" diyip içeceklere yöneldi.
Bende yanına gidip kolalardan bir kaç tane aldık.
3-4 paket çekirdek aldık. Bir kaç tanede cips alıp kasadan geçirdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Karanlığı
Ficção Adolescente"Herkes ay gibidir ve herkesin hiç kimseye göstermedigi karanlık tarafı vardır." Dedim. "Çünkü ay geceleri acı çekenler için bir umut ışığıdır" dedi güldüm. Gecenin üç arkadaşı vardır yalnızlık, sesizlik ve hafiften çalan müzik" dedim güldü. "Sen gi...