Bedenimin içindeki canı gör,
Sadece etimi değil.
Gözlerimin içindeki hayatı gör,
Sadece bakışımı değil.
Hissettiklerimi gör,
Tepkilerimi değil.
Beni gör!Derinliğimde boğulmadan,
Sorularımda kaybolmadan,
Korkularınla yok olmadan
Gör beni!Bir fısıltıya koydum kendimi.
Kalbime soruyorum yerimi:
Başarabilir misin beni görmeyi?
Cesaretin yeter mi?
Topla cesaretini ve gör beni!Akilah Azra Kohen - Gör Beni
Mert, önündeki boşanma evraklarına bakıyordu. Maran'la bir şeyler yaşamayı kabul ettikten sonra onunla evli kalmayacaktım elbette. Mert beni aldatmış olabilirdi ama ben kendime olan saygımdan bunu asla yapmayacaktım. Maran'ın yanından ayrılır ayrılmaz bir avukata gitmiş ve dava açmıştım. Mahkeme celbi bugün Mert'in eline ulaşmıştı.
Hayatım boyunca ilk kez bir şeyin sonunu düşünmeden hareket etmiştim. Normalde olsa en ufak adımım için yüzlerce düşünceye boğulurdum ama neden olduğunu anlamadığım bir şekilde Maran'ın bana verdiği güven düşünmemi engelliyordu. Ben artık bir şeyleri düşünmek istemiyordum, ben artık yaşamak istiyordum.
Düşünmeden, özgürce yaşamak.
Mert'in kahkaha atan suratına baktığımda gözlerimi devirdim. Tiksinç sesi kulaklarıma doldukça midem bulanıyordu.
"Sen benden boşanacaksın öyle mi?" Tekrar kahkaha attı.
"Evet." Soğuk sesim onu daha çok güldürdü.
"Ve bende bunu kabul edeceğim?"
"Kabul edeceksin Mert. İster kendi rızanla istersen zorla."
"Yapma ya? Kabul etmezsem ne yapacaksın?"
"Neler yapabileceğimi gördün zannediyordum ama yeterli gelmediyse bin kat fazlasını yapmaya hazırım."
Mert tekrar gülümsedi. Sandalyesinden kalkıp bana yaklaştığında çenemi kaldırdım.
"İstediğin her şeyi yapabilirsin Berçem. Çünkü ben senden boşanmayacağım, bu evlilik ancak senin ölümünle son bulur."
"Ya da senin ölümünle!" Sesim yükselmişti çünkü ben ölüm tehditlerinden çok sıkılmıştım.
"Beni öldüremezsin. Bunu yapamayacağını ikimizde biliyoruz."
"Ben seni işkence çektire çektire öldürürüm Mert! Bunu ikimizde çok iyi biliyoruz!"
Yüzümde patlayan tokat odada yankılandı. Elini yakalayamadan saçıma asıldı. Ağzımdan bir çığlık kaçarken yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Ölmeye hâlâ meraklısın demek. Korkma Berçem, senin ölümün benim elimden olacak!"
"Bırak!" Dedim yüksek sesle. "Ben senden korkmuyorum!"
"O geceden hâlâ korkuyorsun ama." Eli vajinama gittiğinde güçlü bir çığlık attım ama yüzümde patlayan başka bir tokat beni susturdu. "En ufak bir temasım tir tir titretiyor seni."
Dudağımdan akan kanın tadını alabiliyordum. "Tecavüzcü bir sapık olman beni tiksindiryor sadece! Midemi bulandırıyorsun şerefsiz!"
Beni yere itti. Tekme atmak istediğinde bacağını tuttum ve hızlıca onu yere düşürdüm. Penisine doğru bir tekme savurduğumda acıyla inledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgür Kuş ( Güçlü Kadınlar Serisi - I )
ChickLitBazen insan toprağa ölmeden gömülürdü. Üzerine atılan çamurlar kefeni değil ama hayalleri kirletirdi... Özgürlüğüm için doğduğum toprakları terk ettiğimde bir gün geri döneceğimi biliyordum çünkü içimde bir ses en azından annenden helallik almadan ö...