Nefes almakta zorlanıyordum. Sanki bir el boğazımı sıkıyıyordu ve ben ne nefes alabiliyordum ne de kurtulabiliyordum.
Saatler geçmişti. Annem gittikten sonra odaya kimse girmemişti. Bu saatler boyunca deli gibi beni bırakmaları için bağırmış defalarca kapıyı kırmaya çalışmıştım ama işe yaramamıştı. Camlar demirlikliydi bu yüzden oradan atlayamıyordum da.
En sonunda yere çökmüş, mahvolmuş bir halde beklemeye başlamıştım.
Buraya gelmek hayatım boyunca yaptığım en büyük hataydı ama ben her zaman hatalarımı doğruya dönüştüren bir insan olmuştum. Bunun altından da kalkacaktım.
Derin bir nefes aldım ve o an kapı açıldı. İçeriye bana kapıyı açan kız ve annem girmişti. Buraya annem için gelmiştim dimi? Artık ona anne demek bile istemiyordum.
" Ravza o paketleri şuraya koy. " dedi annem. Kızın elinde paket olduğunu yeni fark etmiştim.
" Sen şimdi Berçem ' e yardım et. Bir saate hazır olsun. "
" Ne oluyor!? Ne saçmalık yapıyorsun yine sen? " Oturduğum yerden hışımla kalkmış ve bağırarak konuşmuştum.
Annem çatılan kaşlarıyla konuştu. " Saygılı ol Berçem. Annen var senin karşında. O sesinin ayarına dikkat et! "
Saygıyı hak etmek istiyordu ama bana saygı göstermiyordu. " Saygı hak edene verilir. Sen saygıyı hak etmiyorsun! Ayrıca sen benim annem değilsin! Sokakta ki köpek bile senden daha iyi annelik yapar! "
Annem üzerime doğru bir adım attığı Ravza araya girdi. " Hanımım yeter. "
Annem onun lafıyla geriye çekildi. Ravza ' ya kaş göz işareti yapıp odadan çıktı. Tam arkasından çıkacaktım ki Ravza hemen kapıyı kilitledi ve anahtarı sütyeninin içine attı. Alayla güldüm.
" Onu oradan alamam sanıyorsun dimi? "
" İstiyorsan buyur al. Bu kapıdan çıkabilirsin ama konak kapısından asla. "
Lafları sinirlerimi bozuyordu. " Nasıl bir kadınsın sen? Gözlerinin önünde hemcinsini alıkoyuyorlar, zorla evlendirmeye çalışıyorlar ve sen susuyorsun. Nasıl bir insansın sen? "
Vicdan göğüste bir yumru gibiydi, oraya oturduğunda ne yutkunabilirdiniz ne de hareket edebilirdiniz. Ve bir insanın vicdanına oynamak her zaman size artı puan yazdırırdı.
" Yaşattığını yaşamadan kimse ölmez der Allah. Yarın bana yaşatılanları yaşamayacağın ne belli? "
Yutkundu. Doğru yoldaydım. Bana cevap vermeden paketleri açmaya başladı.
" Hiç mi korkmuyorsun yarın kızın olursa diye? Ya Allah seni onunla sınarsa? Bana yaşattıklarını kızın yaşarsa ve Allah seni bununla terbiye ederse? "
Gözleri çok kısa bir an beni buldu, sonra tekrar yutkundu. Vicdanı göğsünde hayat bulmaya başlamıştı.
" Ben bana ne emredilirse onu yapıyorum. Bunun için beni suçlayamazsın. "
" Müslüman değil misin sen? Öldüğünde Allah sana bu zulme neden sessiz kaldın diye sorduğunda bu cevabı mı vereceksin? Sence Allah bunu bir bahane olarak kabul edecek mi? "
Paketin içinde ki beyaz elbiseyi bana doğru fırlattı. " Sus artık! "
" Niye gerçekleri duymak ağır mı geliyor? "
Odadan çıkmak için hareketlendiğinde kolundan tuttum. Tam istediğim kıvama gelmişti vicdanı şuan onu yönetiyordu.
" Bana yardım et ve bu ızdıraptan kurtul. Sadece bir telefon versen de olur. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgür Kuş ( Güçlü Kadınlar Serisi - I )
ChickLitBazen insan toprağa ölmeden gömülürdü. Üzerine atılan çamurlar kefeni değil ama hayalleri kirletirdi... Özgürlüğüm için doğduğum toprakları terk ettiğimde bir gün geri döneceğimi biliyordum çünkü içimde bir ses en azından annenden helallik almadan ö...