"Bakma! Bakma bana lanet olsun bakma... Görmesin o grilerinde kaybolduğum gözlerin beni." Hızla vurdum yumruk yaptığım elimi kalbinin üzerine. "Neden..." Sessiz fısıltısındaki kocaman enkazı fark ettim. Sanki yüzüme yüzüme bağırsa bundan daha az etkili olurdu. Cevap veremezdim bu sorusuna arkamı dönüp gidecekken yumuşak tutuşunu hissettim kolumda. Tutuşunda bile bir çok anlam vardı, sıkı sıkı tutamıyordu canım yanar korkusuyla ama bir yandan da bizi bağladığını düşünüyordu ve ben çekip koparırım diye düşünüyordu. Haklıydı Çekip koparırdım... "Bırak.. Lütfen Mehran Feza ruhu ölmüş çocuğa salıncak kurmaya çalışma. Yapma bunu bırak.. Bırak ki gidebileyim her şeyden." Kolumu tutmayı bırakmadan önüme geçti ve grilerini elalarıma sabitledi her zaman yaptığı gibi.. "Tek bir şey sorayım izin ver.. Söz sonra gitmek istersen bırakacağım seni." "Hiç.. Hiç mi çekip giderken, beni arkanda bırakırken canın yanmayacak kurban olduğum?" "Zorundayım Mehran Feza Karademir! Anlamıyorsun beni.." Büyük elleri yüzümü avucunun içine aldı hızla ve anlımı öpüp göğsüne bastırdı kafamı tam kalbinin üzerine. Az önce vurduğum yere... Bir anda geri çekilmesiyle vücudum buz kesti sanki, uçurumdan atlamışım gibi geldi çünkü onu kendimden iten bendim yine düşen ikimiz olmuştuk ama. "Tamam git.. Kalman gitmenden daha çok canını yakacaksa git." Derin bir nefes çekti ciğerlerine sanki bu ona zarar veriyor gibiydi. Elleri titriyordu ve yüzündeki ifade de her şeyini kaybetmiş bir adamın izlerini taşıyordu şimdi. Bir kaç saniye sonra gözlerini gözlerime çıkardı. "Ben yüzsün bir insan değilim Arsen Simra Doğulu. Sana köpek gibi sevdalı olsam da istenmeyen bir adam olduğumu unutup koşmam sana doğru, bacaklar sıkarım yine de adım atmam sana, ne kadar kalbim koşmak için can atsa da."
13 parts