Kanı bitene kadar içti dudaklarımı. Kanım bitene kadar içtim dudaklarını. Omuzlarından göğsüne doğru inen avuç içlerim tenindeki yaraların kabarıklıklarına çarpıyor, parmak uçlarımdan bir zehir gibi akarak zihnimin içine sızıp canımı yakıyordu. Güney dudaklarımızı ayırdığı an belimdeki elini gevşetti fakat beni bırakmadı. Aralık ağzından sızan nefesi tenime çarmaya başlamıştı. "Eğer bir gün beni buna pişman edersen..." derken gözlerindeki vahşet ağır bir şekilde önüme serildi. Oralar şimdi hep yangın yeriydi. "Önce dudaklarımızı, sonra kalplerimizi söküp atarım." Bu bana söylediği bir sözden ziyade kendine ettiği apaçık bir yemindi. "Bizden geriye ne bir iz, ne de mühürler kalır..."
13 parts